logo
19 MART 2024

Savaşın faturası çok ağır olacak

60 yıldır balistik füze teknolojisine muazzam kaynaklar ayıran ve sahip olduğu roket ve füzelerle caydırıcı bir güce sahip Kuzey Kore'nin bir savaş durumunda yenilgiye uğratılması pek kolay olmayacak gibi görünüyor. Uzmanlara göre olası bir savaşta Pyongyang'ın hasımlarına bir "Pirus Zaferi" sunması mümkün.
21.08.2017 00:00:00
Kuzey Kore ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında bir süredir devam eden ve özellikle son bir ayda tırmanan gerilim, dünya kamuoyunda bir nükleer savaş endişesine neden oldu. Nükleer silahlara sahip Kuzey Kore'nin ABD ve Güney Kore'ye karşı meydan okuyucu tavrı, birbiri ardına gerçekleştirdiği füze denemeleri ve karşılıklı tehditler, bu son krizin sıcak çatışmaya dönüşme riskini artırdı.
Kaygıların, önceki krizlere kıyasla daha yüksek olmasının en önemli nedenlerinden birinin, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'in, Kuzey Kore'ye gösterilen "stratejik sabır döneminin" sona erdiğini açıklamış olduğunu iddia etmek mümkün. Nitekim ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford 14-17 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirdiği Çin ziyaretinin son gününde Kuzey Kore'ye askeri müdahalenin "korkunç" olacağı ancak ihtimaller arasında yer aldığı şeklinde bir açıklama yaptı.
Dunford'dan kısa süre sonra da Savunma Bakanı Jim Mattis, Kuzey Kore'nin Güney Kore'ye ya da ABD'ya yapacağı bir saldırının ciddi askeri sonuçları olacağını, bu ülkeye karşı askeri seçeneklerin masada olduğunu söyledi.
Bu açıklamaların, Kuzey Kore'nin, ABD üslerinin bulunduğu stratejik öneme sahip Pasifik'teki Guam Adası'na füze saldırısı tehdidinden geri adım atmasından sonra gelmesi dikkat çekici.
Ateşkes bıçak sırtında
1950 yılında patlak veren Kore Savaşı 1953 yılında fiilen sona erdi. Ancak hassas bir ateşkes anlaşması ile devam eden süreç, sık sık kriz ve sınırlı ölçekli çatışmalara sahne oldu.
Şimdiye kadarki krizlerde görüldü ki Kuzey Kore, "brinkmanship" olarak adlandırılan, gerilimi çatışma eşiğine kadar tırmandırma politikasına sıkça başvuruyor. Bunda en önemli etken kuşkusuz, bu ülkenin sahip olduğu, başta nükleer silahlar olmak üzere ateş gücü. Pyongyang, nükleer silahlara ilaveten yoğun bir ateş gücü ve asimetrik tehdit unsurları ile Güney Kore ve ABD üzerinde caydırıcılık sağlamaya çalışmakta. Ülkenin, "Songun" olarak adlandırılan stratejisi uyarınca, orduya tüm ülke yönetimi ve kaynakların harcanmasında birinci derecede öncelik verilmekte.
Bu kapsamda da özellikle nükleer teknoloji, topçu, roket ve füze sistemlerine yoğun yatırım yapılmakta. Her ne kadar ordunun sahip olduğu teknolojik seviye ve etkinliği konusunda ciddi şüpheler olsa da Kuzey Kore'nin olası bir çatışmada Güney Kore'ye askeri ve ekonomik anlamda ciddi kayıplar verdirmesi mümkün.
60 yaşına kadar herkes asker
Resmî adı "Kore Halk Ordusu" (KHO) olan Kuzey Kore Silahlı Kuvvetleri'nin toplam personel mevcudu 1.2 milyon civarında. Buna ilaveten 5.5-6 milyon mevcutlu "İşçi Köylü Kızıl Muhafızlar" adlı milis gücü de bulunuyor.
Dolayısıyla, yaklaşık 25 milyon nüfusa sahip ülkenin dörtte birinden fazlası silah altında. Zorunlu askerlik süresi kara kuvvetleri için 5-12 yıl, deniz kuvvetleri için 5-10 yıl, hava kuvvetleri için de 3-4 yıl.
Askerlik hizmetinden sonra 40 yaşına kadar her yıl askeri eğitim alınıyor, 40 yaşından 60 yaşına kadar da milis kuvveti mensubu olunuyor. Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nün (IISS) 2016 verilerine göre KHO kara kuvvetlerinin envanterinde 3 bin 500'den fazla ana muharebe tankı ile 560'dan fazla hafif tank ile 2 bin 500'den fazla zırhlı personel taşıyıcı araç bulunuyor.
Kara ordusunun ateş gücünün belkemiğini 16 binden fazla çekili ve kundağı motorlu obüs ve havan teşkil ediyor. Topçu gücünün en önemli unsurlarından biri, "Koksan" adlı 170 mm çapında namluya sahip kundağı motorlu obüs. Bu obüsün azami menzilinin, kullanılan mühimmat tipine bağlı olarak 40 ila 60 km olduğu değerlendiriliyor.
Bu obüs, İran-Irak Savaşı sırasında İran tarafından da kullanılmıştı. Tank ve zırhlı araç filosu büyük ölçüde Rus ve Çin menşeli, 1960'lı yılların teknolojisine sahip araçlardan oluşmakta. Envanterdeki en modern tank, geliştirilmesine 1990'lı yıllarda başlanan ve ilk kez 2010 yılındaki bir geçit töreninde kamuoyuna gösterilen Pokpung-ho. Bu tanktan yaklaşık 200 adedinin hizmette olduğu değerlendiriliyor. Deniz kuvvetleri, modern anlamda harp gemilerine sahip değil. Hizmetteki üç firkateyn ile 35 civarındaki güdümlü füzeli hücumbot 1970'li yılların teknolojisini içermekte.
Bu muharip filoyu, 300 civarında irili ufaklı karakol teknesi ve küçük hücumbot destekliyor. Ancak deniz kuvvetlerinin en dikkat çeken özelliği, envanterde bulunan 70 civarında mini denizaltılar. Yeni inşa edilmekte olan Sinpo sınıfı dizel elektrik tahrikli denizaltıların ana silahı olarak hizmete girecek. 2 bin ton deplasmana sahip Sinpo sınıfından bir adedinin inşası devam ediyor, toplam altı adet botun hizmete alınacağı değerlendiriliyor.
KHO hava kuvvetlerinin muharip gücünün neredeyse tamamı 1950'li ve 1960'lı yılların teknolojisine sahip uçaklardan oluşuyor. Sovyetler Birliği'nden temin edilen MiG-15, MiG-17, MiG-19, MiG-21 ve MiG-23 tipi avcı uçaklarının, modern harp sahasında Güney Kore ve ABD'ye karşı bir etkinlik gösterebilmesi olası değil. 200'den fazla hafif ve orta sınıf nakliye uçağı ile 300 civarında helikopter bulunuyor.
Roket ve füze gücü caydırıcı
Tüm bu envanter yanında Kuzey Kore'nin caydırıcılığının belkemiğini, roket ve füze gücü teşkil ediyor. 1960'lı yıllardan bu yana balistik füze teknolojisine muazzam kaynaklar ayıran ülkenin, kısa menzilli taktik balistik füzelerden en son denemesi yapılan kıtalar arası balistik füzelere kadar çok geniş bir yelpazede bir envanteri bulunuyor.
Kara kuvvetlerinin hizmetindeki 5 bin'den fazla çok namlulu roket sistemi (ÇNRS) gücünün en güçlü unsuru, ilk kez 2014 yılında görüntülenen KN-09. 300 mm çapında sekiz adet roket taşıyan KN-09 sisteminin etkili menzilinin 180-200 km civarında olduğu değerlendiriliyor.
Bu sistemin öncülü olan M1985 ve M1991 adlı 240mm'lik ÇNRS'lerin etkili menzili ise 60-65 km civarında. Rus yapımı SCUD ve FROG-7 taktik balistik füzelerinin üretimi ile başlayan Kuzey Kore balistik füze programında, en son mayıs ayında deneme atışı yapılan Hwasong 12 füzesi ile 5 bin-6 bin km; temmuz ayında ateşlenen Hwasong 14 füzesi ile de 6 bin-10 bin km arasında bir menzile ulaşılmış durumda. 1998 yılında hizmete giren ve Nodong olarak da bilinen Hwasong-7 füzesi ile tüm yarımada, Kuzey Kore'nin vuruş menziline girmiş bulunuyor.
Savaşı kimin kazanacağı belli değil
Savunma ve havacılık teknolojileri uzmanı Arda Mevlütoğlu'nun analizine göre ABD ve Güney Kore'nin önalıcı (pre-emptive) bir saldırısı durumunda, Kuzey Kore'nin yalnızca nükleer silahları ve uzun menzilli balistik füze kabiliyetini değil, aynı zamanda uzun menzilli topçu ve roket gücü ve komuta-kontrol kabiliyetini de büyük ölçüde bertaraf etmesi gerekmektedir.
Anılan tüm bu unsurların sayısı ve seyyar nitelikte olmaları, tespit, teşhis ve takiplerini de zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla ABD ve Güney Kore'nin, yarımadanın kuzeyinde hedef tespit ve teşhisini çok geniş bir alanda, tam, kesintisiz ve yüksek süratli bir şekilde gerçekleştirebilmesi gerekmektedir.
Bu kabiliyetin korunması, olası bir teyakkuz ya da çatışma sürecinde, barış dönemine göre çok daha zor olacaktır. Kuzey Kore'nin, topyekûn konvansiyonel bir çatışmada ABD-Güney Kore ittifakına karşı üstünlük kurabilmesi neredeyse imkânsızdır.
Ancak asimetri, erim kabiliyeti ve niceliksel üstünlükten dolayı olası bir savaşta Pyongyang'ın hasımlarına bir "Pirus Zaferi" sunması mümkündür. Bu nedenle ABD'nin de Kuzey Kore'ye karşı siber ve elektronik harp başta olmak üzere yeni nesil teknik, taktik ve stratejilerini yoğunlaştırması beklenebilir.
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin

Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı

CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği öne sürülen para sayma görüntülerine ilişkin soruşturmada, eski CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağırıldı.
18.03.2024 21:22:00
Anadolu Ajansı
Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı
Canan Kaftancıoğlu "para sayma" soruşturmasında "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntüleriyle ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

Bu kapsamda, şüpheli Ali Rıza Braka'nın savcılıkta, "CHP adına süreci o tarihte İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu yürütüyordu. Kendisiyle 6 Kasım 2019'da Beyoğlu 3. Noterliği'nde satış sözleşmesi imzaladık." şeklindeki ifadesiyle isminden söz ettiği Kaftancıoğlu'nun "şüpheli" olarak ifadeye çağırıldığı öğrenildi.

Soruşturma

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı sosyal medya hesaplarında, "Fatih Keleş'in CHP İstanbul İl Başkanlığında para destelerini sayarken çekilen görüntüleri ortaya çıktı." notuyla paylaşılan görüntülere ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla resen soruşturma başlatmıştı.

Soruşturma kapsamında İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve eski CHP İstanbul İl Başkanlığı Basın Danışmanı Can Poyraz'ın şüpheli olarak savcılıkça ifadesi alınmıştı.

Keleş, "Parayı avukatlık ofisinde CHP İstanbul il binasını satan Ali Rıza Braka teslim aldı." şeklinde ifade vermişti.

Soruşturma kapsamında, Braka ve İmamoğlu İnşaat Şirketi'nin Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın da "şüpheli" olarak ifadesi alınmıştı. 

Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi'ne ilişkin çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Seçim sonrası Meclis'imizin takdirine taslak çalışmamızı sunacağız." dedi.
18.03.2024 21:11:00 / Güncelleme: 18.03.2024 21:16:44
Anadolu Ajansı
Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması
Adalet Bakanından 9. Yargı Paketi açıklaması

Ankara Hakimevi'nde basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Tunç, hukuk devletlerinde basının dördüncü kuvvet olduğunu, kamunun denetimi ve doğru bilgilendirmesi için basının önemli bir görevi ifa ettiğini vurguladı.

Basın kuruluşlarının başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere demokrasinin yanında durduğunu belirten Tunç, "Basının demokrasinin yaşatılması, hukuk devletinin güçlendirilmesi anlamında görevi yadsınamaz." dedi.

Tunç, adaletin tecellisinin hukuk devletinde mümkün olduğunu, bunun için de yargının tarafsız ve bağımsız olması gerektiğini ifade ederek, buna ilişkin mevzuat iyileştirilmesi anlamında çok önemli reformlara imza atıldığını anlattı.

Türkiye'nin 2009'dan itibaren planlı bir reform stratejisine girdiğini belirten Tunç, son Yargı Reformu Stratejisi Belgesi kapsamında da 8 yargı paketinin yasalaştığını anımsattı.

8. Yargı Paketi'nde önemli düzenlemelerin gerçekleştirildiğini belirten Tunç, şunları kaydetti:

"9. Yargı Paketi'mizin hazırlıkları devam ediyor. Meclis'in takvimi nedeniyle o pakette yer alamayan birçok husus var. Özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu'yla ilgili, cezasızlık algısıyla ilgili bazı yasal düzenleme ihtiyaçları var. Bununla ilgili taslak çalışmalarımızı milletvekillerimizin takdirine sunacağız. Meclis açıldığında, seçim sonrası Meclis'imizin takdirine taslak çalışmamızı sunacağız."

"İnşallah Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında yeni anayasayı da bu ülkeye yapmak nasip olur"

Adalet Bakanı Tunç, Anayasa'da da reform niteliğinde değişiklikler yapıldığını, hak arama hürriyetine ilişkin önemli düzenlemeler getirildiğini belirtti.

Anayasa'da yapılan değişikliklerin darbeci, vesayetçi ruhu tam anlamıyla kaldırmadığını dile getiren Tunç, "Bu değişiklikler, yeknesaklığı bozdu. Bu bozukluk devletin kurumları, yargı kurumları arasında görüş farklılıklarına, bazı olaylarda farklı sonuçlara varmalarına neden olabiliyor. O nedenle yeknesaklığın ortadan kaldırılması hem darbeci ve vesayetçi ruhun tamamen terk edilmiş olması ve Anayasa'mızın darbeciler tarafından yazılmış olması bile yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunun açık göstergesidir." ifadelerini kullandı.

Herkesin "yeni bir anayasaya mutlaka ihtiyaç vardır" görüşünü paylaştığını aktaran Tunç, "O zaman milletimize olan bu borcumuz, parlamentoda bu uzlaşma ile inşallah gerçekleşir ve Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında yeni anayasayı da bu ülkeye yapmak nasip olur." dedi.

En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular

Sivas'ın Zara ilçesinde yer alan ve 1914 yılında cepheye asker yetiştirmek üzere kurulan 36'ncı Talimgah Alayı'nda salgına yakalanan 256 asker, 50-60 kişilik toplu mezarlara defnedildi.
18.03.2024 11:54:00 / Güncelleme: 18.03.2024 12:02:48
İhlas Haber Ajansı
En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular
En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular
Sivas'ın Zara ilçesinde bulunan 36'ncı Talimgah Alayı Şehitliği, hikayesi ile duyanları duygulandırıyor. 1914 yılında Doğu Cephesi'ne asker yetiştirmek maksadıyla kurulan Alay, cephede yaralanan askerlerin tedavisine de hizmet etti. Aynı yıllarda orduda baş gösteren salgın hastalıklar nedeniyle eğitim birliğinde bulunan ve tedavi olmak üzere askeri hastaneye gelen onlarca Mehmetçik şehit oldu. Salgın nedeniyle şehit olan askerlerin defin işlemleri güçleşince 50 ila 60 arasında naaş alabilecek toplu mezarlar kazılarak askerler defnedildi.



1'inci Dünya Savaşı öncesi Sivas'taki 12. Tümen'e bağlı 36. Talimgâh Alayı'nın Zara'da kurulduğunu ifade eden Zara eski İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Hakkı Acar, "Bu alayın amacı doğuya asker yetiştirmek, eğitmek hem de Sivas, Erzincan, Giresun yol ağını kontrol edebilmekmiş. Savaş başladıktan sonra bir Amele Taburu Zara'da bırakılmış, diğer askerler cepheye sevk edilmiş. Ancak 1915 yılında askerler arasında bir salgın hastalık başlamış ve bu Amele Taburu, Zara'daki askeri hastaneyi ve askeri kışlanın binalarını inşa etmiş. Giresun ve Erzincan civarında hem yaralananları hem de bu salgın hatalığa yakalanan askerleri Zara'ya getirerek oradaki askeri hastanede tedavi ederlermiş. Bu hastanede ise üç doktor görev yapmaktaymış ve hastane binasının yetmediği durumda çevre konaklara da asker yatırılırmış, bu bir süre böyle devam etmiş" dedi.



"Halk arasında 20-30 bin şehidin yattığı rivayet edilir"

Tedavi edilen askerlerin yeniden cepheye sevk edildiğini belirten Acar, "Ölümlerin önü alınamamış ve birçok asker şehit olmuş, cenazeleri defnetmek de büyük bir problem olunca 50-60 kişilik çukurlar kazarak buralara şehitleri defnetmişler. 1970'li yıllarda araştırmalara başladığımda 256 şehidin ismine rastladım bir listede ama vatandaşların da ziyaret ettiği bu şehitlikte 20 bin, 30 bin şehidin yattığı rivayet edilir. Bu şehitliğin üzerine bir de 1915 yılında anıt yapımına başlanmıştır. Osman Usta ile Simon Veyani adında iki usta, 1917 yılında bu şehitlik anıtını bitirirler. Bu anıt 1939 Erzincan depreminden etkilenir ve üst kısmından bir bölüm yıkılır ve eğilir. Pisa Kulesi'ne benzer yerli ve yabancı turistlerin odak noktası haline gelir ve 1952 yılına kadar Zara'da 36. Eğitim Alayı Şehitliği diye adlandırılmıştır. Yine 1952 yılında kışlada bir yangın çıkar ve kışla binaları yanar bu nedenle askeri birlik de alay da Zara'dan başka bir yere nakledilir. Benim ilkokul yıllarımda askeri birlik Zara'daydı en azında kalıntıları, depoları vardı onları muhafaza ediyorlardı, 1950'lili yıllarda çok güzel bayramlar yapılır. Şehitlikte 256 şehidimiz yatıyor demiştik ancak o zaman için ama burada görev yaparken şehit olanlar da buraya defnedilmiş, hatta bir yarbay Zara'da görev yaptıktan sora başka bir yerde şehit olmuş ve vasiyeti üzerine buraya defnedilmiş. Ve şu anda 275 civarında şehit yatmaktadır Zara şehitliğinde" şeklinde konuştu.

Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı

Samsun merkezli "kripto para ve kripto para yatırımı" dolandırıcılığı ile ilgili Adana, Ankara, Isparta ve Manisa'da düzenlenen eş zamanlı operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.
18.03.2024 11:54:00
İhlas Haber Ajansı
Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı
Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, Samsun merkezli Adana, Ankara, Isparta ve Manisa illerinde eş zamanlı operasyon düzenledi.

8 şüphelinin birbirleriyle 'Telegram' isimli mesajlaşma programında oluşturdukları gruplarda kendilerini 'kripto para yatırım uzmanı' ve internette kripto para yatırımı yapıp 'yüksek tutarlı kazançlar elde eden kişiler' gibi tanıtarak aldatıcı dekont paylaşımlar ve bu paylaşımlara yapılan olumlu yorumlar ile böyle bir yatırım şekli olduğuna ikna ettikleri ortaya çıktı.

Söz konusu dolandırıcıların mağdurları sahte kripto para sitelerine yönlendirdikleri, sahte kripto sitelerine üye olmalarından sonra yatırım amaçlı transfer ettikleri tutarları ile yüksek tutarlı kazanç elde ettiklerine inandırıp, müştekilerden bu kez sitede kazandıkları tutarları çekebilmeleri için sigorta, vergi, işlem ücreti, ulusal dosya güvenliği gibi gerekçeler ile para talep etmek suretiyle dolandırıcılık yaptıkları ortaya çıktı.

Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri düzenlenen eş zamanlı operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.

Bir kişi ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılırken, Samsun Emniyet Müdürlüğündeki sorguları tamamlanan 8 kişi bugün Samsun Adliyesine sevk edildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.