Talat, eylülde Kıbrıs'a ilişkin hız kazanacak diplomatik mücadele öncesinde Rumların kendisine bakışı ve cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi konulara ilişkin görüşlerini açıkladı.KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Talat'ın referandum öncesinde "kandırıldığına'' yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine Talat şunları söyledi:
"Batı bize somut olarak şunu yapacağız diye bir taahhüt vermedi, bana vermedi. Denktaş Bey'e vermişse bir görelim, kim yazdı, nasıl verdi, hangi şartlarda, hangi büyük diplomat verdi? Hayır. Batı'nın söylediği açıktı; uluslararası toplumla birlikte olan kazanır, uluslararası topluma karşı olan kaybeder. Rum tarafı karşıydı, Türk tarafı taraftardı. Türk tarafının kazanması, Rum tarafının kaybetmesi gerekiyordu. Ama yasal çerçeve orada, bu çerçevenin içinde ne kazanabiliriz bilmiyorum. Bu yasal çerçevenin içinde ancak kazanabileceklerimizi kazanabiliriz. Bizim kazandıklarımız, Rumlarınki gibi bu yasal çerçeveyi değiştirebilecek güçte olamaz gibi görünüyor.'' Talat, bunun sorumluluğunun da kendisinde veya dünyada olmadığını söyleyerek, "Kimse kusura bakmasın, bunun da sorumluluğu bugüne kadar yanlış olan politikaları sürdürenlerdir'' dedi.
İsviçre'de Bürgenstock'daki görüşmelerden önce "hiç müzakere yapılmadığını'' da söyleyen Talat, şöyle konuştu:
"Eğer müzakere etseydik o zaman da kazanırdık. Kopenhag zirvesi öncesindeki Annan planında bulunan referandum sorusu farklıydı. Diyordu ki kuruluş anlaşması, garanti ve ittifak anlaşmaları ve Kıbrıs'ın AB üyeliğini kabul ediyor musun? Ve yanıt evet ya da hayır. Hayır derse Rumlar AB'ye giremezdi. Ama Kopenhag'da (Kıbrıs AB'ye girdi) kararı alınınca bu soru değişti.''
Serbest Ticaret
Tüzüğünden emin değilim
AB'de eylül ayında ele alınacak Serbest Ticaret Tüzüğü ile mali tüzüğün geçmesinden umutlu olup olmadığının sorulması üzerine Talat, "Mali tüzük geçecek gibi görünüyor ama Serbest Ticaret Tüzüğü'nden çok fazla emin değiliz'' diye konuştu.
Talat, Rumların Serbest Ticaret Tüzüğü'ne şiddetle karşı çıktığını hatırlatarak, "Ama biz de şiddetle istiyoruz. Çünkü bu tüzük bizim için son derece önemli'' dedi.
Kıbrıs'ta yürürlüğe giren Yeşil Hat Tüzüğü konusunda Rumların kendisine yönelik suçlamalarının hatırlatılması üzerine Talat, bu tüzüğün Serbest Ticaret Tüzüğü'nün yerini tutmayacağını kaydetti. Talat, "Ne hakkı var ki Rumların beni Limasol ya da Larnaka limanlarından ihracat yapmaya zorlasın. Nerede buldu o hakkı?'' diye konuştu.
Rum yönetimi en iyi Türk
"Rum yetkililer başbakanlık koltuğuna oturmanızdan önce sizin hakkınızda daha olumlu açıklamalar yapıyordu ve tırnak içinde onlar tarafından daha çok seviliyordunuz. Rumların size dair açıklamalarında değişiklikler gözleniyor değil mi?'' sorusu üzerine Talat, şunları kaydetti:
"Şimdi bakın, Kıbrıs'ta birçok şey tırnak içindedir. Kıbrıs Cumhuriyeti tırnak içinde, onlar için de KKTC tırnak içinde. (Çok seviyorlar), o da tırnak içinde. Dolayısıyla her şey tırnak içinde gidiyor Kıbrıs'ta. Rum yönetimi için en iyi Türk, kendileri gibi düşünen Türk'tür. Böyle Türk de yoktur. Bu nedenle onlar için en iyi Türk de yoktur.'' Talat, Rum yönetimi için zamanında kendisinin "en iyi Türk'' olup olmadığının sorulması üzerine de "Hiçbir zaman olmadım. Kimse de öyle değil. Bugün çok beğendikleri Türkler de öyle değil'' dedi.
Barış ve Demokrasi Hareketi Başkanı Mustafa Akıncı'nın Rumlar tarafından kendisine alternatif olarak çıkarılmaya çalışıldığı yorumlarının hatırlatılması üzerine de Talat, şöyle konuştu:
"Akıncı şimdi benim pozisyonumda olsa ve böyle bir sorumluluk yüklense ona da saldıracaklar. Akıncı, Kıbrıs Türklerinin hakkını benim kadar savunan birisidir... İktidarda olsa o da Denktaş olacak. Çünkü Rum egemen çevreleri Denktaş'sız yaşayamaz. Bir Denktaş olacak mutlaka, Denktaş olmazsa karşıda bu iş olmaz.''
"Batı bize somut olarak şunu yapacağız diye bir taahhüt vermedi, bana vermedi. Denktaş Bey'e vermişse bir görelim, kim yazdı, nasıl verdi, hangi şartlarda, hangi büyük diplomat verdi? Hayır. Batı'nın söylediği açıktı; uluslararası toplumla birlikte olan kazanır, uluslararası topluma karşı olan kaybeder. Rum tarafı karşıydı, Türk tarafı taraftardı. Türk tarafının kazanması, Rum tarafının kaybetmesi gerekiyordu. Ama yasal çerçeve orada, bu çerçevenin içinde ne kazanabiliriz bilmiyorum. Bu yasal çerçevenin içinde ancak kazanabileceklerimizi kazanabiliriz. Bizim kazandıklarımız, Rumlarınki gibi bu yasal çerçeveyi değiştirebilecek güçte olamaz gibi görünüyor.'' Talat, bunun sorumluluğunun da kendisinde veya dünyada olmadığını söyleyerek, "Kimse kusura bakmasın, bunun da sorumluluğu bugüne kadar yanlış olan politikaları sürdürenlerdir'' dedi.
İsviçre'de Bürgenstock'daki görüşmelerden önce "hiç müzakere yapılmadığını'' da söyleyen Talat, şöyle konuştu:
"Eğer müzakere etseydik o zaman da kazanırdık. Kopenhag zirvesi öncesindeki Annan planında bulunan referandum sorusu farklıydı. Diyordu ki kuruluş anlaşması, garanti ve ittifak anlaşmaları ve Kıbrıs'ın AB üyeliğini kabul ediyor musun? Ve yanıt evet ya da hayır. Hayır derse Rumlar AB'ye giremezdi. Ama Kopenhag'da (Kıbrıs AB'ye girdi) kararı alınınca bu soru değişti.''
Serbest Ticaret
Tüzüğünden emin değilim
AB'de eylül ayında ele alınacak Serbest Ticaret Tüzüğü ile mali tüzüğün geçmesinden umutlu olup olmadığının sorulması üzerine Talat, "Mali tüzük geçecek gibi görünüyor ama Serbest Ticaret Tüzüğü'nden çok fazla emin değiliz'' diye konuştu.
Talat, Rumların Serbest Ticaret Tüzüğü'ne şiddetle karşı çıktığını hatırlatarak, "Ama biz de şiddetle istiyoruz. Çünkü bu tüzük bizim için son derece önemli'' dedi.
Kıbrıs'ta yürürlüğe giren Yeşil Hat Tüzüğü konusunda Rumların kendisine yönelik suçlamalarının hatırlatılması üzerine Talat, bu tüzüğün Serbest Ticaret Tüzüğü'nün yerini tutmayacağını kaydetti. Talat, "Ne hakkı var ki Rumların beni Limasol ya da Larnaka limanlarından ihracat yapmaya zorlasın. Nerede buldu o hakkı?'' diye konuştu.
Rum yönetimi en iyi Türk
"Rum yetkililer başbakanlık koltuğuna oturmanızdan önce sizin hakkınızda daha olumlu açıklamalar yapıyordu ve tırnak içinde onlar tarafından daha çok seviliyordunuz. Rumların size dair açıklamalarında değişiklikler gözleniyor değil mi?'' sorusu üzerine Talat, şunları kaydetti:
"Şimdi bakın, Kıbrıs'ta birçok şey tırnak içindedir. Kıbrıs Cumhuriyeti tırnak içinde, onlar için de KKTC tırnak içinde. (Çok seviyorlar), o da tırnak içinde. Dolayısıyla her şey tırnak içinde gidiyor Kıbrıs'ta. Rum yönetimi için en iyi Türk, kendileri gibi düşünen Türk'tür. Böyle Türk de yoktur. Bu nedenle onlar için en iyi Türk de yoktur.'' Talat, Rum yönetimi için zamanında kendisinin "en iyi Türk'' olup olmadığının sorulması üzerine de "Hiçbir zaman olmadım. Kimse de öyle değil. Bugün çok beğendikleri Türkler de öyle değil'' dedi.
Barış ve Demokrasi Hareketi Başkanı Mustafa Akıncı'nın Rumlar tarafından kendisine alternatif olarak çıkarılmaya çalışıldığı yorumlarının hatırlatılması üzerine de Talat, şöyle konuştu:
"Akıncı şimdi benim pozisyonumda olsa ve böyle bir sorumluluk yüklense ona da saldıracaklar. Akıncı, Kıbrıs Türklerinin hakkını benim kadar savunan birisidir... İktidarda olsa o da Denktaş olacak. Çünkü Rum egemen çevreleri Denktaş'sız yaşayamaz. Bir Denktaş olacak mutlaka, Denktaş olmazsa karşıda bu iş olmaz.''