AB Konseyi Başkanlığı ve AB Dışişleri Bakanı koltuklarına atanacak isimler belli oldu. Türkiye karşıtlığıyla gündeme gelen Van Rompuy Avrupa Birliği'nin ilk Başkanı olurken Catherine Ashton'un da dışişleri bakanlığına atandı.
Britanya Başbakanı Gordon Brown, Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy'un Avrupa Birliği'nin ilk Başkanı olarak göreve atandığını bildirdi. Rompuy'u Sarkozy ve Merkel destekliyordu. Yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması'yla getirilen AB Konseyi Başkanlığı ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği (Dışişleri Bakanı) koltuklarına atanacak isimleri belirlemek için bir araya gelen AB devlet ve hükümet başkanları, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in başkan adaylığından çekilmesi karşılığında, AB Komisyonu'nun İngiliz Üyesi Catherine Ashton'un da AB dışişleri bakanlığına getirilmesini kararlaştırdı.
Türkiye karşıtlığıyla Başkan olduGerek AB ülkelerinde yapılan seçimler de gerekse bu son yapılan başkanlık oylamasında adayların Türkiye karşıtı olması pirim yapıyor. AB ülkelerinde lider seçilenler AB'nin Türkiye politikasına aynen devam ediyorlar, çünkü Türkiye ile yapılan üyelik müzakereleri ve bu müzakerelerde Türkiye'den istenen tavizler Türkiye'nin elini zayıflatırken AB'nin çıkarına oluyor. AB'nin ilk Başkanı da aynı doğrultuda gideceğini açıkladı. 1 Aralıkta yürürlüğe girecek yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması'nda öngörülen AB Konseyi Başkanlığına seçilen Hristiyan Demokrat Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy da 1 Ocakta üstleneceği yeni görevinde Türkiye'nin üyeliği konusundaki kişisel görüşlerinin önem taşımadığını söyledi. AB zirvesinin ardından düzenlenen basın toplantısında Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili bir soruyu cevaplandıran Van Rompuy, "üye ülkelerin oy birliğiyle aldıkları kararların kendi kişisel görüşlerinin bütünüyle üzerinde olduğunu" belirtti. AB Konseyi Başkanı olarak kendi fikirlerini savunmak yerine üye ülkeler arasında uzlaşma sağlamaya çalışacağını anlatan Van Rompuy, "(Türkiye konusunda) kişisel görüşlerimi biliyorsunuz ama bunun görevimle alakası yok" dedi. Konuşmasında AB'yi "değerler birliği" olarak tanımlayan Van Rompuy, "üyelik kriterlerin karşılanması koşuluyla AB'nin genişlemeye devam edeceğini" bildirdi.
Hristiyanlık vurgusuBelçika'da başbakanlık görevinde bir yılını henüz doldurmayan Hristiyan Demokrat Van Rompuy, partisinin muhalefette olduğu 2004 yılında, parlamentoda yaptığı bir konuşmada, "Türkiye, Avrupa'nın parçası değil ve asla parçası olmayacak" demişti. Van Rompuy, "AB'nin, Türkiye'yi içine alarak genişlemesi geçmişteki genişlemelerle kıyaslanamaz. Avrupa'da aynı zamanda Hristiyanlığın temel değerleri de olan mevcut evrensel değerler, Türkiye gibi büyük bir İslam ülkesinin girişiyle kuvvetini yitirir" ifadesini kullanmıştı. Van Rompuy'un AB Başkanlığı için en fazla çaba gösteren liderler arasında Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy öne çıkmıştı.
Britanya Başbakanı Gordon Brown, Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy'un Avrupa Birliği'nin ilk Başkanı olarak göreve atandığını bildirdi. Rompuy'u Sarkozy ve Merkel destekliyordu. Yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması'yla getirilen AB Konseyi Başkanlığı ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği (Dışişleri Bakanı) koltuklarına atanacak isimleri belirlemek için bir araya gelen AB devlet ve hükümet başkanları, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in başkan adaylığından çekilmesi karşılığında, AB Komisyonu'nun İngiliz Üyesi Catherine Ashton'un da AB dışişleri bakanlığına getirilmesini kararlaştırdı.
Türkiye karşıtlığıyla Başkan olduGerek AB ülkelerinde yapılan seçimler de gerekse bu son yapılan başkanlık oylamasında adayların Türkiye karşıtı olması pirim yapıyor. AB ülkelerinde lider seçilenler AB'nin Türkiye politikasına aynen devam ediyorlar, çünkü Türkiye ile yapılan üyelik müzakereleri ve bu müzakerelerde Türkiye'den istenen tavizler Türkiye'nin elini zayıflatırken AB'nin çıkarına oluyor. AB'nin ilk Başkanı da aynı doğrultuda gideceğini açıkladı. 1 Aralıkta yürürlüğe girecek yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması'nda öngörülen AB Konseyi Başkanlığına seçilen Hristiyan Demokrat Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy da 1 Ocakta üstleneceği yeni görevinde Türkiye'nin üyeliği konusundaki kişisel görüşlerinin önem taşımadığını söyledi. AB zirvesinin ardından düzenlenen basın toplantısında Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili bir soruyu cevaplandıran Van Rompuy, "üye ülkelerin oy birliğiyle aldıkları kararların kendi kişisel görüşlerinin bütünüyle üzerinde olduğunu" belirtti. AB Konseyi Başkanı olarak kendi fikirlerini savunmak yerine üye ülkeler arasında uzlaşma sağlamaya çalışacağını anlatan Van Rompuy, "(Türkiye konusunda) kişisel görüşlerimi biliyorsunuz ama bunun görevimle alakası yok" dedi. Konuşmasında AB'yi "değerler birliği" olarak tanımlayan Van Rompuy, "üyelik kriterlerin karşılanması koşuluyla AB'nin genişlemeye devam edeceğini" bildirdi.
Hristiyanlık vurgusuBelçika'da başbakanlık görevinde bir yılını henüz doldurmayan Hristiyan Demokrat Van Rompuy, partisinin muhalefette olduğu 2004 yılında, parlamentoda yaptığı bir konuşmada, "Türkiye, Avrupa'nın parçası değil ve asla parçası olmayacak" demişti. Van Rompuy, "AB'nin, Türkiye'yi içine alarak genişlemesi geçmişteki genişlemelerle kıyaslanamaz. Avrupa'da aynı zamanda Hristiyanlığın temel değerleri de olan mevcut evrensel değerler, Türkiye gibi büyük bir İslam ülkesinin girişiyle kuvvetini yitirir" ifadesini kullanmıştı. Van Rompuy'un AB Başkanlığı için en fazla çaba gösteren liderler arasında Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy öne çıkmıştı.