Güney Asya'nın dev ülkesi Hindistan'ın 1,400 milyon nüfusu ile 5 yıl içinde dünyanın en kalabalık ülkesi olması bekleniyor. Hindistan yaklaşık 250-300 milyon Müslümanın yaşadığı ve oy kullandığı, dünyanın en büyük demokratik cumhuriyettir. Kendine özgü yapısı, kültürü ve tarihi dokusu ile yükselen alternatif bir ülkedir.
İçeresinde bulunan Müslüman ahali ve tarihsel geçmişe baktığımızda geçmişte İslam'ın ve Türklerin hakim olduğu bir coğrafyadır. Muhiddin Arabi'nin ortaya koyduğu varlık anlayışı ve Kâinatı okuma felsefesi karşısında Hindu felsefe iflas etmiş ve Ehlibeyt'in nefesi ile Babür Türk devleti (Cumhurbaşkanlığı forsunda bulunan 16 Türk devletinden birisi) bütün Hindistan'ı kuşatarak İslam beldesi yapmıştır. Taç Mahal bunun tarihi vesikasıdır.
Hindistan her yıl yaklaşık %5 büyümekte ve 3 trilyon dolar GSYIH ile Almanya'yı yakından takip ederek dünyanın 5. büyük ekonomisi olmuştur. Bu yönü ile bakıldığında gelecekte Çin'i dengeleyecek önemli bir sıklet merkezidir. Hindistan başta aşı ve biyoteknoloji endüstrisi, tekstil, uzay teknolojisi, tıbbi cihaz sanayii, yazılım ve elektronik alanında dünyada ilk sıralara koşmaktadır.
Ayrıca, Avrupa ve Amerika'da önemli sayıda yetişmiş insan gücü olan açık bir ülkedir. Hindistan'la kurulacak sağlıklı bir ilişki etrafındaki 1 milyar Müslüman nüfusa sağlıklı erişim imkânı anlamına da gelmektedir. Şu soru 10 kez sorulsa; Türkiye için Çin mi daha önemli Hindistan mı daha önemli diye Hindistan'ı tercih etmeliyiz.
Bu bir zaruret ve tarihi bir mecburiyettir. Pakistan'ı gücendirmeden Hindistan ile stratejik işbirliği ülkemizin ve bölgedeki 1 milyar Müslümanın geleceğinde çok önemlidir. O nedenle, şimdiden ülkemizde güçlü bir Hindistan masası oluşturulmalı, en parlak zekâlardan çok sayıda gencimize bu ülke ile ilgili araştırma ve doktora yaptırılarak geleceğin kadroları hazırlanmalıdır.
Başta Keşmir konusu olmakta üzere, yetiştireceğimiz diplomatlar ile Pakistan-Hindistan arasındaki barışa hizmet edecek kadrolar oluşmalıdır. Keşmir meselesinin suhuletle ile çözülmesi İslam âlemine yapılabilecek en büyük hizmetlerden biridir. Burada Türkiye taraf değil hakem olmalıdır.
İzlediğim kadarı ile Türkiye ne zaman Hindistan'a açılmaya çalışsa, Keşmir meselesi kaşınarak bizim Pakistan tarafında kalmamız sağlanarak Hindistan ile güçlü bir ilişki kurmamız engellenmektedir.
Artık Türkiye siyaseti böyle provokasyonlarla yönlendirilmemeli, daha uzun vadeli planlar yapılabilmelidir. 10 yıl sonra dünyanın sıklet merkezinin bir milyar Müslümanın yaşadığı Hint okyanusu bölgesi olacağı üzerine bugünden planlama yapılmalıdır. Yemen'de olan savaşın arka planı da bu sıklet merkezine yakın mevzi kazanabilme mücadelesi olabilir.
- Enflasyonun önemli bileşenlerinden birisi kontrolsüz kredi kartı sistemi / 21.02.2024
- Koronada yeni varyantlar ne olacak? / 03.10.2023
- Koronavirüs salgını nasıl durabilir? / 26.04.2021
- Salgında özgürlük ve karantina paradoksu / 02.03.2021
- Muhiddin Arabi’de vahdet anlayışı / 14.12.2020
- Dünyanın sıklet merkezi değişebilir / 22.11.2020
- Başarı, test sayısının artırılmasında / 26.09.2020
- Korona’da sonbahar nasıl olacak? / 13.09.2020
- Korona’da tablo ağırlaşıyor, karar almak zorlaşıyor / 20.03.2020