Aşağıda okuyacağınız yazı ABD'den yayınlanmıştır. İfade tamamen Sayın Başbakanımıza aittir.
"ABD'nin İran politikasına ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, geçen 500 yıl boyunca İran ve Türkiye arasında hiç savaş yaşanmadığını ve Türkiye'nin bölgesel konulara ilişkin tutumunun net olduğunu kaydetti. Yıldırım, "Biz, herhangi bir mezhebin yayılmaya çalışılmasının istikrar, güvenlik ve bölgesel barış için iyi olmadığını söylüyoruz. Bu yüzden, Şii mezhebinin bölgede dağılması bölge için büyük tehlikedir. Dini bir savaş başladığında bunun ne zaman biteceğini ya da ne boyutlara erişeceğini kimse bilemez. Bu yüzden komşumuz İran'ı zaman zaman bu aktiviteleri cesaretlendirmemesi için dostça bilgilendiriyor ve uyarıyoruz" diye konuştu.
Buradan çıkan sonuç son derece düşündürücüdür. 500 yıldır İran'la savaş yapılmamış, o zamandan beri mezhep problemi olmamış. Peki, bu kararlı durum, neden ABD'nin projeleri doğrultusunda mezhepler arasında çekişmelere, daha doğrusu savaşlara neden olacak! Dinimizde dört mezhebin de Müslüman olduğu ve kökende EHL-İ BEYT ve dolayısı ile peygamberimize dayandığını bilmiyor musunuz ki İran'ın Şii'liği Müslümanlar arasında uyarma olayına sebep oluyor. Yazıklar olsun. İlahiyat fakültesinde öğrenmediniz. İslam'ın özünü yani EHL-İ BEYT imamlarını, kitapları ile ve aynı zamanda sayısız Konferanslarla anlatan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve onun arkadaşlarını, televizyonlarını dinlemediniz. Atatürk Vatandır konferanslarını es geçtiniz. Yani Şii mezhebinin tam bir İslam inanışı olduğunu öğrenemediniz. Kur'an-ı Kerim'de "La ilahe illallah Muhammed ur resûlullah" diyen herkesin Müslüman olduğunu yazmıyor mu?
ABD emirleri ile BOP'lanan İslam ülkelerinin hesabını vermeyi nasıl becereceğiz!
Hatalar ve haçlılara desteğin verdiği hiçbir ders olmadı mı? Unutmayın hâlâ Dinlerarası Diyalog'un devam ettiğini görüyoruz. Hâlâ BELEK, KUŞADASI, HATAY din bahçeleri ile övünen büyüklerimiz var. Dine hizmet yaptıklarını söylüyorlar. İslam tarihinde, Peygamberimizin sünnetinde kitap ehline ait bir ibadethane yapıldığı görüldü mü? aksine KİTAP EHLİNİN GİZLİCE yaptığı ve Allah (c.c.) tarafından Peygamberimize vahiyle yıktırılan, DİRAR mescidi örneği yetmedi mi? Kimse, Peygamber'den daha bilgili ve yetkili değildir.. Peygamberimiz, papazlara iftar daveti, papazlara dua fırsatı tanıdı m? Kitap ehline sadece İslam'a davetten başka bir faaliyet yaptı mı? Sonuçta, benim yukarıdaki beyandan anladığım: ABD emri NATO'nun himmeti ile komşumuz İran'ın BOP'lanmasını, birleşmiş milletlerden talep edeceğiz. İfadelerden anlaşılan bunu yapmaya zorlanacağız. Bu, ülkemizin de sonu demektir.. ALLAH (c.c) İslam'ı korusun. ÂMİN.
"ABD'nin İran politikasına ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, geçen 500 yıl boyunca İran ve Türkiye arasında hiç savaş yaşanmadığını ve Türkiye'nin bölgesel konulara ilişkin tutumunun net olduğunu kaydetti. Yıldırım, "Biz, herhangi bir mezhebin yayılmaya çalışılmasının istikrar, güvenlik ve bölgesel barış için iyi olmadığını söylüyoruz. Bu yüzden, Şii mezhebinin bölgede dağılması bölge için büyük tehlikedir. Dini bir savaş başladığında bunun ne zaman biteceğini ya da ne boyutlara erişeceğini kimse bilemez. Bu yüzden komşumuz İran'ı zaman zaman bu aktiviteleri cesaretlendirmemesi için dostça bilgilendiriyor ve uyarıyoruz" diye konuştu.
Buradan çıkan sonuç son derece düşündürücüdür. 500 yıldır İran'la savaş yapılmamış, o zamandan beri mezhep problemi olmamış. Peki, bu kararlı durum, neden ABD'nin projeleri doğrultusunda mezhepler arasında çekişmelere, daha doğrusu savaşlara neden olacak! Dinimizde dört mezhebin de Müslüman olduğu ve kökende EHL-İ BEYT ve dolayısı ile peygamberimize dayandığını bilmiyor musunuz ki İran'ın Şii'liği Müslümanlar arasında uyarma olayına sebep oluyor. Yazıklar olsun. İlahiyat fakültesinde öğrenmediniz. İslam'ın özünü yani EHL-İ BEYT imamlarını, kitapları ile ve aynı zamanda sayısız Konferanslarla anlatan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve onun arkadaşlarını, televizyonlarını dinlemediniz. Atatürk Vatandır konferanslarını es geçtiniz. Yani Şii mezhebinin tam bir İslam inanışı olduğunu öğrenemediniz. Kur'an-ı Kerim'de "La ilahe illallah Muhammed ur resûlullah" diyen herkesin Müslüman olduğunu yazmıyor mu?
ABD emirleri ile BOP'lanan İslam ülkelerinin hesabını vermeyi nasıl becereceğiz!
Hatalar ve haçlılara desteğin verdiği hiçbir ders olmadı mı? Unutmayın hâlâ Dinlerarası Diyalog'un devam ettiğini görüyoruz. Hâlâ BELEK, KUŞADASI, HATAY din bahçeleri ile övünen büyüklerimiz var. Dine hizmet yaptıklarını söylüyorlar. İslam tarihinde, Peygamberimizin sünnetinde kitap ehline ait bir ibadethane yapıldığı görüldü mü? aksine KİTAP EHLİNİN GİZLİCE yaptığı ve Allah (c.c.) tarafından Peygamberimize vahiyle yıktırılan, DİRAR mescidi örneği yetmedi mi? Kimse, Peygamber'den daha bilgili ve yetkili değildir.. Peygamberimiz, papazlara iftar daveti, papazlara dua fırsatı tanıdı m? Kitap ehline sadece İslam'a davetten başka bir faaliyet yaptı mı? Sonuçta, benim yukarıdaki beyandan anladığım: ABD emri NATO'nun himmeti ile komşumuz İran'ın BOP'lanmasını, birleşmiş milletlerden talep edeceğiz. İfadelerden anlaşılan bunu yapmaya zorlanacağız. Bu, ülkemizin de sonu demektir.. ALLAH (c.c) İslam'ı korusun. ÂMİN.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017