ABD, AB ve sair küresel güçler, müflis siyaset ve basiretsizliğimizden istifade ederek incir çekirdeğini doldurmayacak konulardan en ağır meselelere kadar birçok belayı başımıza sardılar.
Türkiye'yi, Büyük Ortadoğu Projesi'nde istedikleri gibi kullandılar. Bölgedeki muhalif terör oluşumlarıyla işbirliği içine soktular. Kendi kirli işlerini gördürdüler, o örgütleri karşımıza diktiler.
Kapı komşularımızla irtibatımız kesildi, ticaretimiz ve komşuluğumuz bitti. Düşman hale geldik.
Komşularımızın bize yapmalarına asla razı olmayacağımız işleri, komşularımıza biz yaptık. Rejimlerini değiştirme düzenbazlığına kadar içişlerine karıştık.
Kendi sınır boylarımızı terör yatağı haline getirdik.
Ne kazandık? Hiçbir şey?
Ne kaybettik? Her şey?
İşgalciler bölgeyi kan ve savaş alanına çeviriyor; sığınmacısından türeme terör örgütlerine kadar oyunun ceremesini biz çekiyoruz.
Temmuz ayındaki G-20 Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli mülteciler için 30 milyar dolar harcandığını ifade etmişti.
Ayranımız yok içmeye; 40 milyar dolar harcamamışız Amerika'nın Suriye macerasına!
40 milyar doları köylüye-çiftçiye versek; millet âbâd olurdu!
40 milyar dolarla sanayiciyi, esnafı desteklesek; ekonomi bitkisel hayatta olmazdı!
Vatandaşın sırtında boza pişirerek vergi ile, zam ile haraç keselim; elin macerasına 40 milyar dolar harcayalım...
Müflis siyaset ve basiretsizliğimizin faturasının sadece küçük bir kalemi bu!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarı, model ve projelerini görmezlikte-duymazlıktan gelmenin ceremesini çekip duruyoruz? Bu böyle gitmez!
15 seneden beri başımız savaştan-dalaştan kurtulmadı; vakit bulup da kendi iç işlerimize, sokaklarımıza, hanelerimize, gençliğimize ve geleceğimize bakamadık.
Metropol kentlerin ana meydanlarında akşam saatlerinden sonra gezemiyorsunuz.
Can, mal, namus emniyeti kalmamış? Öylesine başıbozuk ve gözleri karanlık bir nüfus akışı var ki, devleti ve milleti yutacak büyüklükte bir karadelik?
Türkiye adeta Hindistan olmuş, Pakistan, Afganistan olmuş?
Resmi rakamlar pembe tablolar için
yetmiyor.
TÜİK'in 2106 yılı ADNKS sonuçlarına göre; Türkiye toplam nüfusu 2016 yılı sonu itibariyle 79 milyon 814 bin 871 iken; 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 989 bin 42 oldu.
Her beş gençten dördü internet kullanıyor? Gençlerimiz bağladılar kendilerini net dünyasına.
Gençlerin yüzde 40'ı mutsuz.
Ne eğitimde, ne istihdamda olan gençlerin oranı ise 2016 yılında yüzde 24.
Gençlerde işsizlik oranı, 2016 yılında yüzde 19,6?
Resmi rakamlar bunlar? Reel gayr-ı resmi rakamlar ise iki-üç katı çıkıyor.
Suriye'den gelenlerin sayısı Türkiye'deki 20 ilin nüfusundan daha fazla.
Kilis nüfusunun dörtte üçü Suriyeli...
Türkiye'de toplam 150 bini aşkın Suriyeli bebek doğmuş.
Gelen Suriyelilerin yarısından fazlası, yaklaşık 1 milyon 800 bini 18 yaş altı? Sicilini, seciyesini, ahlakını, illetini bilmiyoruz.
18 yaş altı kendi nüfusumuz ise 25 milyonu aşmış? Birçok Avrupa devletinden daha kalabalık.
Bu dinamik yapı öğretime, eğitime, terbiyeye, emeğe, üretime ve işe planlanmış mı? Vallahi planlanmamış?
İmkan bulup okuyabilen okuyor; lakin okuyanların bile geleceğine dair bir Türkiye aşkı, bir hedefi, bir umudu, iş garantisi filan yok? Okumuşlar arasında işsizlik yüzde 40 oranlarında geziyor.
Ya okuyamamış olan milyonlar? İşte onlar karmakarışık olmuş sokaklarda serseri mayın gibi geziyor.
Bu gidişat, Hindistan, Pakistan, Afganistan olmakta kalmaz; beter ederler.
Acilen temel eğitim sonrasından hemen başlayarak iş kollarıyla entegre bir eğitim planlaması, reel istihdam ve kalkınma programı, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleri icraatı gerekiyor.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın modeli, 2005'ten beri BRICS ülkeleri başta olmak üzere 4 milyar insanın karnını doyuruyor, onurlu yaşam sunuyor.
Bütün bu işleri yapacak ilme, irfana, basirete, yüreğe, plana, modele ve kadroya sahip olan Prof. Dr. Baş'ı işbaşına koymak gerekiyor.
Aksi halde bu gidişat, devletin ve milletin değil, topyekun ecnebilerin ekmeğine yağ sürmektir; dünün ve bugünün küresel işgalcilerine imkan hazırlamaktır, yiyin bizi demektir.
Türkiye'yi, Büyük Ortadoğu Projesi'nde istedikleri gibi kullandılar. Bölgedeki muhalif terör oluşumlarıyla işbirliği içine soktular. Kendi kirli işlerini gördürdüler, o örgütleri karşımıza diktiler.
Kapı komşularımızla irtibatımız kesildi, ticaretimiz ve komşuluğumuz bitti. Düşman hale geldik.
Komşularımızın bize yapmalarına asla razı olmayacağımız işleri, komşularımıza biz yaptık. Rejimlerini değiştirme düzenbazlığına kadar içişlerine karıştık.
Kendi sınır boylarımızı terör yatağı haline getirdik.
Ne kazandık? Hiçbir şey?
Ne kaybettik? Her şey?
İşgalciler bölgeyi kan ve savaş alanına çeviriyor; sığınmacısından türeme terör örgütlerine kadar oyunun ceremesini biz çekiyoruz.
Temmuz ayındaki G-20 Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli mülteciler için 30 milyar dolar harcandığını ifade etmişti.
Ayranımız yok içmeye; 40 milyar dolar harcamamışız Amerika'nın Suriye macerasına!
40 milyar doları köylüye-çiftçiye versek; millet âbâd olurdu!
40 milyar dolarla sanayiciyi, esnafı desteklesek; ekonomi bitkisel hayatta olmazdı!
Vatandaşın sırtında boza pişirerek vergi ile, zam ile haraç keselim; elin macerasına 40 milyar dolar harcayalım...
Müflis siyaset ve basiretsizliğimizin faturasının sadece küçük bir kalemi bu!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarı, model ve projelerini görmezlikte-duymazlıktan gelmenin ceremesini çekip duruyoruz? Bu böyle gitmez!
15 seneden beri başımız savaştan-dalaştan kurtulmadı; vakit bulup da kendi iç işlerimize, sokaklarımıza, hanelerimize, gençliğimize ve geleceğimize bakamadık.
Metropol kentlerin ana meydanlarında akşam saatlerinden sonra gezemiyorsunuz.
Can, mal, namus emniyeti kalmamış? Öylesine başıbozuk ve gözleri karanlık bir nüfus akışı var ki, devleti ve milleti yutacak büyüklükte bir karadelik?
Türkiye adeta Hindistan olmuş, Pakistan, Afganistan olmuş?
Resmi rakamlar pembe tablolar için
yetmiyor.
TÜİK'in 2106 yılı ADNKS sonuçlarına göre; Türkiye toplam nüfusu 2016 yılı sonu itibariyle 79 milyon 814 bin 871 iken; 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 989 bin 42 oldu.
Her beş gençten dördü internet kullanıyor? Gençlerimiz bağladılar kendilerini net dünyasına.
Gençlerin yüzde 40'ı mutsuz.
Ne eğitimde, ne istihdamda olan gençlerin oranı ise 2016 yılında yüzde 24.
Gençlerde işsizlik oranı, 2016 yılında yüzde 19,6?
Resmi rakamlar bunlar? Reel gayr-ı resmi rakamlar ise iki-üç katı çıkıyor.
Suriye'den gelenlerin sayısı Türkiye'deki 20 ilin nüfusundan daha fazla.
Kilis nüfusunun dörtte üçü Suriyeli...
Türkiye'de toplam 150 bini aşkın Suriyeli bebek doğmuş.
Gelen Suriyelilerin yarısından fazlası, yaklaşık 1 milyon 800 bini 18 yaş altı? Sicilini, seciyesini, ahlakını, illetini bilmiyoruz.
18 yaş altı kendi nüfusumuz ise 25 milyonu aşmış? Birçok Avrupa devletinden daha kalabalık.
Bu dinamik yapı öğretime, eğitime, terbiyeye, emeğe, üretime ve işe planlanmış mı? Vallahi planlanmamış?
İmkan bulup okuyabilen okuyor; lakin okuyanların bile geleceğine dair bir Türkiye aşkı, bir hedefi, bir umudu, iş garantisi filan yok? Okumuşlar arasında işsizlik yüzde 40 oranlarında geziyor.
Ya okuyamamış olan milyonlar? İşte onlar karmakarışık olmuş sokaklarda serseri mayın gibi geziyor.
Bu gidişat, Hindistan, Pakistan, Afganistan olmakta kalmaz; beter ederler.
Acilen temel eğitim sonrasından hemen başlayarak iş kollarıyla entegre bir eğitim planlaması, reel istihdam ve kalkınma programı, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleri icraatı gerekiyor.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın modeli, 2005'ten beri BRICS ülkeleri başta olmak üzere 4 milyar insanın karnını doyuruyor, onurlu yaşam sunuyor.
Bütün bu işleri yapacak ilme, irfana, basirete, yüreğe, plana, modele ve kadroya sahip olan Prof. Dr. Baş'ı işbaşına koymak gerekiyor.
Aksi halde bu gidişat, devletin ve milletin değil, topyekun ecnebilerin ekmeğine yağ sürmektir; dünün ve bugünün küresel işgalcilerine imkan hazırlamaktır, yiyin bizi demektir.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019