logo
19 MART 2024

Sınav yok, oyun çok

Finlandiya, 72 ülkede 15 yaşındaki öğrencilere uygulanan PISA testlerinde aldığı yüksek puanlarla dikkat çekiyor. Finlandiyalı eğitimci Satu Jarvinen, ülkedeki eğitim sisteminin özünü Yeni Mesaj'a 4 kelimeyle anlattı: "Sınav yok, oyun çok"
26.02.2017 00:00:00
 RECEP BAHAR/İSTANBUL
Finlandiya eğitim sistemi son yıllarda tüm dünyada hakkında en çok söz edilen eğitim sistemi olarak dikkat çekiyor.
Özellikle 2006, 2009, 2012 yıllarında OECD'nin 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenciyle düzenlediği PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sınavlarında aldıkları yüksek puanlar bunda etkili oldu. Gerçi 2015 yılında yapılan sınavda Finlandiya, Matematik'te ilk 10'a giremedi; matematikte 13. olan ülke Fen alanında ise 5., okumada ise 4. oldu.
Türkiye ise Matematikte ve okumada 50'nci, fende ise 53. olabildi. Matematik, fen ve okumada ilk sırayı sıkı, ağır ve yoğun eğitim sistemiyle bilinen Singapur aldı.
Matematikte ilk 5 sırada Singapur gibi disiplinli eğitim sistemine sahip Uzakdoğu ülkeleri aldı, Fende ise bu ülkelerin arasına 3. sıradan Estonya girebildi. 
'En büyük kaynak nüfus'


Bu sonuçlara rağmen, Finlandiya sistemi dünya genelinde farklı özellikleriyle kendisinden bahsettiriyor. İstanbul'da görüştüğümüz Finlandiyalı eğitimciler Satu Jarvinen ve Sirkku Nikimaa, dünya genelinde dikkatleri üzerine çeken Finlandiya eğitim sistemini Yeni Mesaj'a anlattılar.
Eğitimci Satu Jarvinen, Finlandiya devletinin 1920'li yıllarda bir karar aldığına işaret ederek, şunları söyledi: "Alınan karar şu: En büyük kaynak nüfustur. Çalışmalar bu noktadan hareketle başladı... Şimdi bunun meyvelerini alıyoruz. PISA gibi uluslararası değerlendirmelerde üst sıralarda yer alıyoruz. Ne kurduysak 1945 sonrasında kurduk. 70 yıl önce Finlandiya yoksul bir ülkeydi ve uluslararası kuruluşlardan yardım alıyordu. Buradan çıkış için en önemli rol eğitime verildi."
Finlandiya eğitim sisteminin 'daha az eğitimle daha çok şey yapma' olarak özetleyen Jarvinen, şunları söyledi: "Sistemimizde daha az ödev, daha az sınav var. Çocukların daha çok oyun oynamalarına izin veriliyor. Öğretmenler sınav yapıyor ama Türkiye'de olduğu gibi Eğitim Bakanlığı'nın belirlediği standartlaşmış sınavlar yok... Öğretmenler öğrencileri sınıfta da gözlemleyebiliyor: Ne yapıyor öğrenciler, ne üretiyorlar, derse katılımları nasıl vesaire... Genelde sınavlar, sorulan sorulara verilen cevaplardan oluşur, öğrencilerin sınıfta ve sınıf dışında yaptıkları uygulamaları ölçmezler. Oysa bunlar da eğitimin bir parçası. Sistem sınamayı değil öğrenmeyi esas alıyor. Eğitim sistemi yüzde 100 devlet tarafından finanse ediliyor ve buna rağmen ekonomik bir sistem. Mesela tüm öğrenciler öğlen yemeklerini hiçbir ücret ödemeden okulda yiyor. Merkezileşmiş bir sistem yok, okullara büyük sorumluluk veriliyor. Dünyanın en iyi öğretmen sistemine sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Eğitimin amacı ise süperstarlar çıkarmak değil; etkin, yararlı ve mutlu vatandaşlar yaratmaktır."
Mecburi eğitimin özelliği
Finlandiya'da 1921'de mecburi eğitim sisteminin hayata geçirildiğini dile getiren Eğitimci Satu Jarvinen, "Bu kanun 16 yaşına kadar tüm çocukların eğitime tabi tutulmasını zorunlu kılıyor. Ancak burada bir incelik var: Zorla okula götürün demiyor, öğrenmelerini sağlayın diyor! Sadece eğitime odaklanılmasıyla sanayi gelişti; uzmanlar başka ülkelere eğitim için gönderildi. 1950'lerde kapsamlı bir eğitim modeli düşünüldü. Öte yandan eğitim öyle bir şey ki, her şey hızlı işlemeyebiliyor. Ülkeye katkısı zaman alıyor" ifadelerini kullandı.
Fin sistemi Türkiye'de tutar mı?
Eğitimci Satu Jarvinen, eğitimin kültür ve toplumla ilgili bir konu olduğuna işaret ederek, "Bir yerde işleyen sistem, başka yerde işlemez. Yaklaşımlarımız birbirine benziyor. Eğitimde kopyala-yapıştır olmaz. Finlandiya'da bu sistem işliyor ama belki gelecekte işlemeyecektir" dedi.
Peki, üniversiteye giriş nasıl?
İlköğretimde geçerli ilkelerin lisede de geçerli olduğuna işaret eden Jarvinen, "Ancak lisede ders yelpazesi değişiyor. Sosyoloji, modern yabancı diller vesaire ekleniyor" dedi.
Lise eğitiminin sonunda 'olgunlaşma sınavı' yapıldığını, bu sınavın Finlandiya'da merkezi olarak yapılan tek sınav olduğunu dile getiren Jarvinen, ülkelerinde uygulanan üniversiteye giriş konusunda şunları söyledi: "Ancak üniversiteler öğrencilerine tümüyle bu sınava dayanarak seçmiyor. Bu sınav üniversiteye girişte kısmen etkili oluyor. Meslek liseleri öğrencileri de bu sınava giriyor. Ayrıca öğrenciler üniversitelerin düzenlediği sınavları da geçmeli. Üniversiteye giriş olgunlaşma sınavı ve üniversitelerin yaptığı sınavın bileşkesinden oluşuyor."
Öte yandan Jarvinen, ülkede az özel eğitim kurumu olduğunu ancak bunların tümüyle devlet tarafından finanse edildiğini, özel okulların kâr amaçlı kurulamadığını ve velilerden para toplayamadığını dile getirdi.
Finlandiya eğitim sisteminin ana hatları
* 7-15 yaşları arasında temel eğitim veriliyor. 16-18 yaşları arasında lise veya meslek lisesi eğitimi, sonrasında ise yüksek öğretim geliyor.
* Ev ekonomisi dersi ilköğretimde zorunlu! Erkekler de yemek ve temizlik yapmayı uygulamalı olarak öğreniyor.
* Sistemin ana omurgasını 'herkes için eşit fırsat eşitliği' teşkil ediyor.  Kimse geride bırakılmıyor. Okula gitmek 'fırsat eşitliği'ni sağlamaz, fırsat eşitliğini 'öğrenmek' sağlar.
* İlköğretimde eğitim 08.00-12.00 saatleri arasında yapılıyor. 45 dakika ders, 15 dakika ara. Haftada 20 saat ders var...
* Oyunla öğrenmek esas alınıyor. Çocuklar öğrenmek için oynamaz ama oynarken öğrenebilirler.
* İlköğretimin ilk 5 yılında sabit ders yok... Öğretmen sınıfta duruma göre hangi dersi işleyeceğini belirleyebiliyor. 
* İlköğretim üçüncü sınıfta girişimcilik dersi veriliyor. Mesela 'satılacak bir şey hazırlayın' ödevi veriliyor ve bunun reklamını da yaptırıyorlar. Ülkenin kalkınmasında girişimcilik büyük rol oynuyor. Öğrenciler sohbet ediyorlar, soru sormaya yönlendiriyorlar, araştırma yapıyorlar.
* Sınıflar bayağı gürültülü. Aktif katılım istiyorsanız gürültü çıkıyor ama bu güzel bir gürültü. Sınıfta öğrenciler öğretmenden birebir destek alıyor. Normalde sınıfta bir öğretmen ve de bir asistanı oluyor.
* Finlandiya'da öğretmen de öğrenen taraflardan biri. Rehberlik dersi kariyer yönlendirmede görev alıyor. Yasa gereği okullarda psikolog var. Öğrenmeye farklı disiplinlerden yaklaşımla devam ediyorlar.
Finlandiya okullarına turlar düzenleniyor
Finlandiyalı eğitim danışmanlarını Türkiye'ye getirerek düzenlediği seminerle Türk eğitimcilerle bir araya getiren Senin Geleceğin Yurtdışı Eğitim'in Kurucusu ve Başkanı Banu Alptekin, Finlandiya'ya eğitim turları düzenleyerek Fin okullarında çalıştaylar gerçekleştirdiklerini aktardı.
Alptekin şunları ekledi: "Finlandiya'da anlaşmalı okullara gezi düzenleyerek Türk eğitimcilerimizin uygulamayı yerinde görmelerini de sağlıyoruz. Finlandiya gezilerimize katılan bazı yöneticilerimiz döndükten sonra kendi okullarında bazı uygulamaları değiştiriyorlar. Başarı oranlarının arttığını gözlemliyorlar. Bu çalışmalarımızın eğitime katkı sağladığını görmekten mutluluk duyuyoruz."
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
8 yılda ülkemizden çıkan yerli sermaye miktarı 600 milyar dolar
Kaftancıoğlu da ifadeye çağrıldı
İki şüphelinin ifadesi ortaya çıktı
Erdoğan 4. Kolordu Komutanlığı'nda konuştu
Irak ve Suriye mesajı
Utan dünya!
Bombalardan kurtulanlar açlıktan ölüyor
Ali Koç'tan tarihi çıkış
'Gerekirse bir alt lige düşeceğiz'
TİP adaylığını çektiğini duyurmuştu
Ses kayıtları yayınlandı
İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü ifade verdi
'Para sayma' soruşturması sürüyor
Makas açılınca, Altınok için sahaya indi
Mansur Yavaş'ı hedef aldı
'Darende'ye hizmet için yola çıktık'
BTP'den Darende'de büyük miting
Ankara anketinden büyük fark çıktı
Mansur Yavaş kendiyle yarışıyor
"Gazze en büyük açık hava mezarlığına dönüştü"
AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
İsrail'e 35 bin ton silah ve mühimmat taşındı
Büyük çoğunluğu ABD'den
Doğrusu 11 bin dolar
Sığınmacıların geliri Türklere sayılmış!
"Koltukta vakit geçirmeye değil çalışmaya talibiz"
BTP Aksu Adayı Bilal Şahin

Dışişleri Bakanı terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı

Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli şekilde kullanma konusunda kararlı olduğunu vurguladı
19.03.2024 01:58:00
AA
Dışişleri Bakanı terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı
Dışişleri Bakanı terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir televizyon programında dış politika gündemini değerlendirdi, soruları yanıtladı.

Irak'taki terörle mücadeleye değinen Fidan, "Bizim arzumuz Süleymaniye'deki arkadaşlarımızın yol yakınken hatalarından geri dönmesi, Türkiye'yle dostluklarını, tarihte olduğu gibi bugün de perçinlemeleri ve ortak geleceğe bizim beraber hareket etmemiz" ifadelerini kullandı.

Fidan, Erbil, Süleymaniye, Bağdat, Kerkük ve Musul'da "geleceği hep beraber" kuracaklarını, burada terör örgütlerine yer olmadığını belirterek, "Bunları artık bizim sistem dışına atmamız lazım. Bunlar kullanım ömrü tamamlanmış örgütler. Sözünü ettiğim şehirler, kültürler kadim kültürler ve daha önce bu türden tehditlerin üstesinden geldiler, inşallah bundan sonra da gelecekler" diye konuştu.

İleri tedbirlerin gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Fidan, şöyle yanıt verdi:

"Siz benim düşmanıma destek verdiğiniz sürece ne yapmamı bekliyorsunuz? Bu konuda açığız. Bu düşmanın senden istifade etmesinin yolunu engellemek benim görevim. Ben bunu yapacağım. Bunu yaparken de sana hile tuzak kurmuyorum, yüzüne söylüyorum. Bundan vazgeç, çünkü bu senin lehine değil, kimsenin lehine değil. Süleymaniye'deki halk Türkiye'nin dostu olan bir halk. Terör örgütüyle işi olabilecek bir halk değil."

Bakan Fidan, "Süleymaniye'deki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) liderliği ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri, samimiyeti bizim için bir problem olmanın ötesinde artık ulusal bir güvenlik tehdidi olmuştur" dedi.

Fidan, "Türkiye bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli bir şekilde kullanma konusunda kararlı" şeklinde konuştu.

Kişi başına düşen gelirde ince hesap

 
 
Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, geçen yıl milli gelirin 1 tilyon 119 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, buna sayıları 5 milyonu bulan sığınmacıların ürettiği mal ve hizmetlerin dahil olduğunu söyledi. Eğilmez, “Ancak kişi başı geliri hesaplarken sığınmacıları nüfusta yok sağdığımız için nüfusumuz daha az görünüyor ve 13 bin 110 dolar olarak kişi başı gelir daha yüksek çıkıyor. Oysa sığınmacıları dahil ederek hesapladığımda 11 bin dolara geriliyor" dedi.
18.03.2024 14:16:00
AHMET TURAN YİĞİT
 Kişi başına düşen gelirde ince hesap
 Kişi başına düşen gelirde ince hesap

Altınbaş Üniversitesi'nin Ekonomi Söyleşileri programında bir araya gelen iki deneyimli ekonomist, Prof. Dr. Işın Çelebi ve Dr. Mahfi Eğilmez, 2024 Mart ayı ekonomi görünümünü değerlendirdi. Dr. Mahfi Eğilmez, Mart ayında açıklanan ekonomik göstergeler arasından büyüme oranı ve turizmin olumlu olduğunu dile getirdi. Yüzde 4.5 açıklanan 2023 büyüme oranını iyi olarak nitelendiren Mahfi Eğilmez, Türkiye'nin yüzde 67'lik enflasyonuyla Arjantin ve Lübnan'ın ardından üçüncü sırada olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Işın Çelebi de 4.5'lik büyüme oranının hizmetler sektöründeki büyümeden kaynaklandığına işaret ederek, tarımdaki büyümenin yüzde 0.5 ile gelecek için çok ciddi bir tehlike olduğunu anlattı. Çelebi, şunları söyledi: "Dünyada gıda fiyatlarının yüzde 10 düşerken, Türkiye'de yüzde 70'den fazla artması ciddi bir sorunun göstergesi. İnsanlar, 1 kilo kıyma alabilmek için kuyruklarda bekliyor" dedi.

Gerçekte kişi başına düşen gelir 11 bin dolar


Dr. Mahfi Eğilmez, geçen yıl milli gelirin 1 tilyon 119 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, buna sayıları 5 milyonu bulan sığınmacıların ürettiği mal ve hizmetlerin dahil olduğunu söyledi. Eğilmez, şunları söyledi: "Ancak kişi başı geliri hesaplarken sığınmacıları nüfusta yok sağdığımız için nüfusumuz daha az görünüyor ve 13 bin 110 dolar olarak kişi başı gelir daha yüksek çıkıyor. Oysa sığınmacıları dahil ederek hesapladığımda 11 bin dolara geriliyor. Yıllık olarak hane halkı tüketim oranımız ise yüzde 12.8 olarak açıklandı. Bu da tüketim artışımızın gelirimizden daha fazla olduğunu gösteriyor. Sokaktaki vatandaş enflasyon ile ciddi mücadele olmadığını görünce iç tüketimini kısmıyor. Kredi kartı taksit sayıları kısıtlandı ama tüketimin önüne geçilemiyor. Maliye politikası gevşekse ve yarı sıkı para politikanız varsa önleyemezsiniz. Sokağın davranışı da fiyatları artırıyor. Sarmaldan çıkılamıyor."

İşsizlik de çok yüksek

İşsizlik rakamlarını ise geniş işsizlik olarak ele almak gerektiğini vurgulayan Mahfi Eğilmez, "Bu durumda açıklanan yüzde 9.1 işsizlik oranı yüzde 26.5'e çıkıyor. Çok yüksek bir oran ve maalesef artıyor" diye konuştu. Geçen yılın bütününde 143 milyar lira olan bütçe açığının 2024 yılında şimdiden 151 milyar liraya ulaştığına işaret eden Eğilmez, şöyle devam etti: "Ocak ve Şubat aylarında nakit açığı 405 milyar liraya yükseldi. Bu bütçeyi zorluyor. Döviz rezervlerinde yılbaşına göre 10.1milyar dolar düşüş oldu. Net rezervlerde 14.5 milyar dolarlık bir düşüş var. Swap (para takası) harici net rezervlerde ise 10.3 milyar dolarlık bozulma var ki bunun sonucunda swap harici net rezervlerimiz eksi 47.8 milyar dolara geldi." Enflasyonla mücadele de farklı yöntemler denenebileceğini anlatan Eğilmez, en kötüsünün enflasyonu takip etmek olduğunu söyledi. Eğilmez, "Merkez Bankası, faizi yüzde 45 yerine bir anda yüzde 75'e çıkarabilir. Böylece sistemi önce bir sarsarsın ve ordan geriye gelirsin. Böylece enflasyonun önüne geçerek önemli bir etki yaratılabilirdi. Bu şekilde farklı yöntemler denenebilir" şeklinde çarpıcı bir öneri de bulundu.

En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular

Sivas'ın Zara ilçesinde yer alan ve 1914 yılında cepheye asker yetiştirmek üzere kurulan 36'ncı Talimgah Alayı'nda salgına yakalanan 256 asker, 50-60 kişilik toplu mezarlara defnedildi.
18.03.2024 11:54:00 / Güncelleme: 18.03.2024 12:02:48
İhlas Haber Ajansı
En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular
En hüzünlü şehitlik: Cepheye gidemeden şehit oldular
Sivas'ın Zara ilçesinde bulunan 36'ncı Talimgah Alayı Şehitliği, hikayesi ile duyanları duygulandırıyor. 1914 yılında Doğu Cephesi'ne asker yetiştirmek maksadıyla kurulan Alay, cephede yaralanan askerlerin tedavisine de hizmet etti. Aynı yıllarda orduda baş gösteren salgın hastalıklar nedeniyle eğitim birliğinde bulunan ve tedavi olmak üzere askeri hastaneye gelen onlarca Mehmetçik şehit oldu. Salgın nedeniyle şehit olan askerlerin defin işlemleri güçleşince 50 ila 60 arasında naaş alabilecek toplu mezarlar kazılarak askerler defnedildi.



1'inci Dünya Savaşı öncesi Sivas'taki 12. Tümen'e bağlı 36. Talimgâh Alayı'nın Zara'da kurulduğunu ifade eden Zara eski İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Hakkı Acar, "Bu alayın amacı doğuya asker yetiştirmek, eğitmek hem de Sivas, Erzincan, Giresun yol ağını kontrol edebilmekmiş. Savaş başladıktan sonra bir Amele Taburu Zara'da bırakılmış, diğer askerler cepheye sevk edilmiş. Ancak 1915 yılında askerler arasında bir salgın hastalık başlamış ve bu Amele Taburu, Zara'daki askeri hastaneyi ve askeri kışlanın binalarını inşa etmiş. Giresun ve Erzincan civarında hem yaralananları hem de bu salgın hatalığa yakalanan askerleri Zara'ya getirerek oradaki askeri hastanede tedavi ederlermiş. Bu hastanede ise üç doktor görev yapmaktaymış ve hastane binasının yetmediği durumda çevre konaklara da asker yatırılırmış, bu bir süre böyle devam etmiş" dedi.



"Halk arasında 20-30 bin şehidin yattığı rivayet edilir"

Tedavi edilen askerlerin yeniden cepheye sevk edildiğini belirten Acar, "Ölümlerin önü alınamamış ve birçok asker şehit olmuş, cenazeleri defnetmek de büyük bir problem olunca 50-60 kişilik çukurlar kazarak buralara şehitleri defnetmişler. 1970'li yıllarda araştırmalara başladığımda 256 şehidin ismine rastladım bir listede ama vatandaşların da ziyaret ettiği bu şehitlikte 20 bin, 30 bin şehidin yattığı rivayet edilir. Bu şehitliğin üzerine bir de 1915 yılında anıt yapımına başlanmıştır. Osman Usta ile Simon Veyani adında iki usta, 1917 yılında bu şehitlik anıtını bitirirler. Bu anıt 1939 Erzincan depreminden etkilenir ve üst kısmından bir bölüm yıkılır ve eğilir. Pisa Kulesi'ne benzer yerli ve yabancı turistlerin odak noktası haline gelir ve 1952 yılına kadar Zara'da 36. Eğitim Alayı Şehitliği diye adlandırılmıştır. Yine 1952 yılında kışlada bir yangın çıkar ve kışla binaları yanar bu nedenle askeri birlik de alay da Zara'dan başka bir yere nakledilir. Benim ilkokul yıllarımda askeri birlik Zara'daydı en azında kalıntıları, depoları vardı onları muhafaza ediyorlardı, 1950'lili yıllarda çok güzel bayramlar yapılır. Şehitlikte 256 şehidimiz yatıyor demiştik ancak o zaman için ama burada görev yaparken şehit olanlar da buraya defnedilmiş, hatta bir yarbay Zara'da görev yaptıktan sora başka bir yerde şehit olmuş ve vasiyeti üzerine buraya defnedilmiş. Ve şu anda 275 civarında şehit yatmaktadır Zara şehitliğinde" şeklinde konuştu.

Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı

Samsun merkezli "kripto para ve kripto para yatırımı" dolandırıcılığı ile ilgili Adana, Ankara, Isparta ve Manisa'da düzenlenen eş zamanlı operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.
18.03.2024 11:54:00
İhlas Haber Ajansı
Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı
Sahte kripto para dolandırıcılığına 9 gözaltı
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, Samsun merkezli Adana, Ankara, Isparta ve Manisa illerinde eş zamanlı operasyon düzenledi.

8 şüphelinin birbirleriyle 'Telegram' isimli mesajlaşma programında oluşturdukları gruplarda kendilerini 'kripto para yatırım uzmanı' ve internette kripto para yatırımı yapıp 'yüksek tutarlı kazançlar elde eden kişiler' gibi tanıtarak aldatıcı dekont paylaşımlar ve bu paylaşımlara yapılan olumlu yorumlar ile böyle bir yatırım şekli olduğuna ikna ettikleri ortaya çıktı.

Söz konusu dolandırıcıların mağdurları sahte kripto para sitelerine yönlendirdikleri, sahte kripto sitelerine üye olmalarından sonra yatırım amaçlı transfer ettikleri tutarları ile yüksek tutarlı kazanç elde ettiklerine inandırıp, müştekilerden bu kez sitede kazandıkları tutarları çekebilmeleri için sigorta, vergi, işlem ücreti, ulusal dosya güvenliği gibi gerekçeler ile para talep etmek suretiyle dolandırıcılık yaptıkları ortaya çıktı.

Samsun Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri düzenlenen eş zamanlı operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.

Bir kişi ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakılırken, Samsun Emniyet Müdürlüğündeki sorguları tamamlanan 8 kişi bugün Samsun Adliyesine sevk edildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.