Psikiyatri Uzmanı Dr. Nehir Kürklü, küçük yaştaki öğrencilerin sınıflarda arka sıraları tercih etmesinin sosyal fobi hastalığına işaret olabileceğini belirterek, "Çocukluklarından itibaren özellikle tehdit unsuru olarak gördükleri durumlarla baş etmek için bazı yöntemler geliştirir" dedi.

Uz. Dr. Nehir Kürklü, sosyal fobi hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi. Kürklü, sosyal fobi hastalarının özellikle küçük yaşta okul zamanından başladığına dikkat çekerek, öğrencilerin sınıflarında arka sıralara oturma istekleri olduğunu söyledi.

Kişisel görünümle ilgili kaygılar sosyal fobiyi artırıyor

Günlük yaşamda sosyal fobisi olan kişinin insanlar önünde rezil olacağını düşünerek hareket ettiğini belirten Kürklü, "Sosyal fobinin hata yapma, küçük düşme, rezil olma, utanç duyma, aşağılanma, reddedilme korkusu nedeniyle, çeşitli toplumsal performans gerektiren durumlarda yaşanan sosyal kaygı bozukluğuna denilmektedir. Günlük yaşamda sosyal fobisi olan kişi; kendi görünümünün ya da sunumunun diğer insanlar tarafından beğenilmeyeceğini, onların önünde rezil olacağını ve utanç duyacağını düşünür. Bu düşünceler kaygıyı artırır ve sempatik sinir sistemi aktif hale gelerek, kaygının vücutta oluşturduğu bedensel etkiler ortaya çıkar" dedi.

Kalabalık ortamlar tehdit haline gelebiliyor

Hastaların kalabalık önünde sunum yapmayı tehdit olarak algıladığını da kaydeden Kürklü, "Bir sosyal fobi hastası için yeni insanlar ile tanışma, otorite olarak gördüğü önemli insanlar ile konuşma, kalabalık önünde sunum yapma gibi durumlar tehdit olarak algılanır. Toplulukta adının söylenmesi, söz hakkı verilmesi, fikrinin sorulması, telefon görüşmesi yapması ve sözlü sınavlara girmek de bir işkence haline gelebilir. Bunun yanında; toplum içinde yemek ya da içmek, bir şeyler yaparken başkalarınca izleniyor olmak, toplantı, düğün, parti gibi kalabalık ortamlara katılmak ve umumi tuvaletleri kullanmak gibi birçok durum da onlar için oldukça zorlayıcıdır" diye konuştu.

Genel vücut sağlığını da bozuyor

Sosyal fobinin genel vücut sağlığını etkilediğini kaydeden Kürklü, "Sosyal fobisi olan kişilerde kalp atışı ve nefes alış verişinde hızlanma, ağız kuruluğu, seste titreme, ateş basması, kızarma, terleme şeklinde ortaya çıkan kaygı belirtileri görülür. Kişi; bu belirtilerin dışarıdan fark edileceğini, kendisini toplum önünde küçük düşüreceğini ve utandıracağını düşünerek, daha çok korkar ve bir kısırdöngünün içine girer. Sonuçta, kendince tehdit olarak gördüğü durumlardan kaçınarak yaşamını sürdürmeye çalışır" ifadelerini kullandı.

Sosyal fobi hastalarının çocukluklarından itibaren tehdit algıladıkları unsurlara karşı yöntemler geliştirdiğine değinen Kürklü, "Çocukluklarından itibaren özellikle tehdit unsuru olarak gördükleri durumlarla baş etmek için bazı yöntemler geliştirir. Küçük yaşta sınıfta arka sıralarda oturmaya ve kendisine özellikle sorulmadıkça cevap vermemeye çalışmak bunlardan bazılarıdır. Yeni ve yabancı ortamlarda kaygısı artığı için, yalnız ya da tanıdığı kişiler ile kısıtlı aktivitelerde bulunur. Çok iyi yapmış olsa bile kaygısı nedeniyle ürettiği ödev ve projeleri sunmaktan çekinir" dedi.
İHA