Allah onlara 'Ehl-i Beyt' dedi
Ve her Müslüman'ın ödemek mecburiyetinde olduğu, "akraba hakkını" ödemediği takdirde sorumluluğunu yerine getirmemiş olması ve beşte bir hakkın sahiplerinden olanlar; "Biliniz ki kâfirlerden ganimet olarak aldığımız herhangi bir şeyin muhakkak beşte biri Allah içindir. O da, Peygambere ve onun akrabalarına, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir." (Enfal, 41).
Ve yine kâfirlerin, memleketlerinden gönüllü olarak verdikleri mallarda hakları olanlar da onlardır: "Allah'ın, Peygamberine kâfir memleketler ahalisinden verdiği ganimet (veya vergi) Allah ve Peygamber için ona yakın olan akraba içindir."
Ayrıca "Ehl-i Beyt" olarak Cenab-ı Allah'ın hitabına mazhar olanlar da yine onlardır: "Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden her türlü günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor." (Ahzab, 33).
Bu ayet İbn-i Hacer'in Sevaik'in 11. babında irad ettiği ayetlerin üçüncüsüdür. İbn-i Hacer ayrıca müfessirlerin çoğunun İbn-i Abbas'a dayanarak, Âl-i Yasin'in manasını Âl-i Muhammed olarak tefsir ettiklerini nakletmektedir. İbn-i Hacer, Fahri Razi'nin de şunları zikrettiğini yazıyor:
Ehl-i Beyt, beş şeyde Peygamberin seviyesinde sayılmışlardır:
1- Selamda? Buyuruyor ki: "Selam sana ey Nebi" ve "Selam bizden Âl-i Yasin'e."
2- Teşehhüd'de? Kendisine ve onlara salavat getirmekte...
3) Taharette? Allah Teâlâ buyuruyor ki: "Ta-Ha" yani "Ey Tahir" ve "yutahhirakum tathira."
4- Sadakayı tahrim etmekte?
5- Sevgide? Buyuruyor ki: "Bana tâbi olun, Allah sizi sever" ve "De ki: Bu risalete karşılık sizden akrabalarımı sevmenizden başka hiçbir mükâfat istemiyorum."
Ve yüce Allah'ın, Kur'an-ı Kerim'de Âl-i Yasin diye selamladığı, "Selam olsun Yasin'e" buyurduğu ve üzerine salat ve selamı şu ayetle farz kıldığı insanlar yine onlardır:
"Allah ve melekleri, Peygambere salavat getirirler, ey iman edenler siz de ona salat ve selam edin." (Ahzab, 56).
Resûlullah'a sorarlar: "Ya Resûlallah! Sana selam okumayı biliyoruz fakat nasıl salavat getireceğiz, onu bilmiyoruz."
Şöyle buyuruyor: "Deyin ki: Allahümme salli ala Muhammed ve ala âl-i Muhammed."
Ehl-i Beyt'e salavat getirmek namazın bir parçasıdır. Onun için alimler, bu ayeti onların hakkında inen ayetlerden biri saydılar. Hatta İbn-i Hacer onların ayetlerinden olduğunu kabul ederek Savaik'inde yazmıştır. Buhari, Sahih'inin Kur'an tefsiri kitabı, Ahzab Suresi tefsirinde; Müslim, Salat kitabının, Peygambere salavat babında ve daha birçok muhaddis bu hadisi tahric etmiştir.
Allah'ın selamı onların üzerine olsun?