Allah'ım, ümmetin dağınıklığını O'nunla topla
İmam Ca'fer es-Sâdık (aleyhisselam) babasından o da dedesinden nakleder ki;
Hz. Hüseyin (aleyhisselam) şöyle buyurdu: "Bir gün adamın biri Emirü'l-Mü'minin Ali (aleyhisselam)'ın yanına gelerek, 'Ey Emirü'l-Mü'minin! Bize şu Mehdi'nizden bahseder misin?' diye arz edince şöyle buyurdu: 'Gitmesi gerekenler gidip de mü'minler azaldığında ve fitneciler gittiğinde işte orada (yani uzak bir yerde zuhur edecektir).'
Dedi ki: 'Ey Emirü'l-Mü'minin! Bu Mehdi kimdendir?'
Buyurdu ki: 'Benî Haşim'dendir, Arapların yüce dağının zirvesinden. O öyle bir denizdir ki, O'na giren kaybolur. Kendisine sığınanlar için amandır, halk kinle dolduğunda onları pâk kılan mâdendir, ölüm nazil olduğunda korkmaz, ölüm O'na vardığında sarsılmaz, savaş meydanında saldırdığında asla geri çekilmez. Tecrübelidir, galiptir, muzafferdir, arslandır, sağlamdır, kavminin direğidir, cesurdur, Allah'ın kılıçlarından bir kılıçtır, reistir, herkesi etrafında toplar, yücelik ve şerefin kaynağı olan evde büyümüştür, O'nun yüceliği en asil yücelikten kaynaklanır. Hiçbir şey seni ona biat etmekten alıkoymasın, seni engelleyenler her zaman fitneye sığınanlardır. Eğer konuşurlarsa şer konuşurlar, eğer susarlarsa fasit ve fasıktırlar.'
Sonra Mehdi (aleyhisselam)'ın sıfatlarını sayarak, 'İçinizdeki en geniş sığınaktır, içinizde ilmi en çok olandır, ve sılâ-i rahimi en fazla olandır. Allah'ım! O'nun zuhurunu, hüzünlerin giderilmesine vesile kıl ve ümmetin dağınıklığını O'nunla topla! Eğer Allah seni muvaffak kılarsa O'nun biatına koş ve O'ndan asla vazgeçme. Eğer muvaffak olur da O'na ulaşır ve hidayet olursan O'ndan asla vazgeçme. Âh ?eliyle göğsünü göstererek? O'nu ne de çok görmek isterdim' buyurdu."
Ebu Vâil der ki:
Emirü'l-Mü'minin (aleyhisselam) Hüseyin (aleyhisselam)'a bakarak şöyle buyurdu: "Benim bu oğlum seyyid (efendidir) ve Resûlullah da O'nu seyyid diye adlandırmıştır. Ve Allah O'nun neslinden bir adam getirecek ki adı Peygamberin adıdır. Hem yüzü hem de ahlakı Peygambere benzer. Halkın gaflette olduğu ve hakkın ölüp zulmün ortaya çıktığı zamanda zuhur edecek. Vallahi eğer vaktinden önce zuhur ederse, O'nu öldürürler. Gökte olan ve yaşayanlar O'nun zuhuruyla ferahlayacaklardır. O öyle bir adamdır ki alnı geniştir, burnu hafif uzundur, karnı geniştir. Vücudu münasiptir. Sağ bacağında siyah bir iz vardır. Dişlerinin arası açıktır. Yeryüzü zulüm ve cefa ile dolduğu gibi, onu adâletle dolduracaktır." (Gaybet-i Numanî, Şeyh Muhammed bin İbrahim-i Numanî).
OKAN EGESEL