'Asla kendisine icabet etmem'
İmam Sâdık (a.s) buyurdu ki: "Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyuruyor: İzzetim ve celalime and olsun ki bir mazlum kendisine zulmedilen bir hak hususunda Bana dua eder de, kendisi de aynı zulmü başkasına işlerse asla kendisine icabet etmem." (el-Bihar, 75/312/20).
İmam Ali (a.s), "Şüphesiz münezzeh olan Allah'ın keremi hikmetiyle çelişmez. Bu yüzden her dua müstecab olmaz" buyurdu. (Gurer'ul-Hikem, 3478).
Dua etmenin adabıyla ilgili olarak Resûlullah (s.a.a) buyurdu ki: "Bismillahirrahmanirrahim ile başlayan dua reddedilmez." (ed-Da'vat li'r Ravendi, 52/131).
Yine buyurdu ki: "Şüphesiz başında övgü olmayan her dua kısırdır." (el-Bihar, 93/317/21).
Aynı hususta İmam Sâdık (a.s): "Dua, Muhammed'e (s.a.a.) ve Âl-i Muhammed'e salavat gönderilmedikçe (Allah'tan) örtülüdür." (el-Kafi, 2/491/1).
Yine İmam Sâdık (a.s), "Her kim Aziz ve Celil olan Allah'tan bir ihtiyacını dilemek isterse Muhammed'e (s.a.a.) ve Ehl-i Beyt'ine salavat göndermekle başlasın. Sonra Allah'tan hacetini dilesin. Sonunda da Muhammed'e (s.a.a.) ve Ehl-i Beyt'ine salavat göndersin. Zira Aziz ve Celil olan Allah, duanın başını ve sonunu kabul ettiği halde ortasını terk etmekten daha yücedir. Zira Muhammed'e (s.a.a.) ve Âl'ine gönderilen salavat örtülü kalmaz." (Mekarim'ul-Ahlak, 2/19/2040).
İmam Kazım (a.s) da şöyle buyurdu: "Allah'tan bir ihtiyacını dilemek istediğinde şöyle de: Allah'ım! Ben senden Muhammed (s.a.a.) ve Ali'nin (a.s.) hakkı için diliyorum. Şüphesiz onların senin nezdinde bir makamı vardır." (ed-Da'vat li'r-Ravendi, 51/127).
Bihar'ul-Envar'da şöyle yer almıştır: "Allah-u Teâlâ, İsa'ya (a.s) şöyle öğüt vermiştir: Ey İsa! Bana üzgün ve kurtarıcısı olmayan, boğulmak üzere olan birisi gibi dua et? Bana sadece horluk, yalvarıp yakarmak ve ihlas üzere dua et. Bana böyle dua edersen Ben de icabet ederim." (a.g.e., s. 314/19).
İmam Sâdık (a.s): "Her kim doğru dürüst abdest alır, iki rekat namaz kılar, rükû ve secdelerini kamil bir şekilde yerine getirir sonra selam verir, Aziz ve Celil olan Allah'ı ve Allah'ın Resûlü'nü över ve ardından hacetini dilerse şüphesiz yerinde dilemiş olur. Her kim de yerinde hayrı taleb ederse, ümitsiz geri dönmez." (el-Bihar, 93/314/20). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL