Başkalarını kendilerine tercih ederler
İmam Sâdık (a.s.) buyurdu ki: "Onlar kolaylıkta ve zorlukta kardeşlere iyilik eden, zorluklarda başkalarını kendilerine tercih eden kimselerdir. Allah da onlar hakkında şöyle buyurmuştur: Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar"
04.07.2018 00:00:00
Fedakârlık yapan müminler Kur'an'da şöyle övülmüştür: "Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine hicret edip gelenleri severler; onlara verilenler karşısında içlerinde bir çekemezlik hissetmezler; kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar. Nefsinin tamahkarlığından korunabilmiş kimseler, işte onlar saadete erenlerdir." (Haşr, 9).
İmam Sâdık (a.s.) kâmil müminlerin nitelikleri hakkında şöyle buyurmuştur: "Onlar kolaylıkta ve zorlukta kardeşlere iyilik eden, zorluklarda başkalarını kendilerine tercih eden kimselerdir. Allah da onlar hakkında şöyle buyurmuştur: Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar." (el-Bihar, 67/351/54).
Yine İmam Sâdık (a.s.) buyurmuştur: "İyilik çoklukla değildir. Şüphesiz bu yüzden Aziz ve Celil olan Allah kitabında şöyle buyurmuştur: 'Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar.' Allah böylesine tanıttığı kimseleri şüphesiz sever." (el-Kafi, 2/206/6).
Resûlullah'a (s.a.a.) birisi geldi ve açlıktan şikayette bulundu. Resûlullah (s.a.a.) birini eşlerinin evlerine gönderdi. Onlar, "Sadece suyumuz var" dediler. Resûlullah (s.a.a.), "Bu adamı kim bu gece ağırlar?" diye buyurdu. Ali b. Ebi Tâlib (a.s.), "Ben onu ağırlarım ya Resûlallah" dedi. Fâtıma'nın (a.s.) yanına gidip ona şöyle dedi: "Ey Resûlullah'ın kızı! Yiyecek olarak ne var?" Hz. Fâtıma, "Sadece (bize yetecek) akşam yemeği var. Ama misafirimizi tercih ederiz" dedi. Hz. Ali, "Ey Muhammed'in kızı! Çocukları yatır, ışıkları söndür" buyurdu. Sabah olunca Ali (a.s) Resûlullah'ın (s.a.a.) yanına vardı ve olayı kendisine bildirdi. Çok geçmeden, "Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler" ayeti nazil oldu. (Nur'us-Sakaleyn, 5/287/60).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Fâtıma'nın (a.s.) bir miktar arpası vardı. Arpadan helva yaptı. Hazırlanınca ve (yemek için) önüne koyunca o anda bir fakir çıkageldi. Fakir, 'Allah size merhamet etsin' dedi. Ali (a.s.) kalktı ve yemeğin üçte birini ona verdi. Çok geçmeden bir yetim geldi ve 'Allah size merhamet etsin' dedi. Ali (a.s.) kalkıp diğer üçte birini de ona verdi. Sonra da bir esir geldi. Esir de, 'Allah sizlere merhamet etsin' dedi. Ali (a.s.) kalan üçte birini de ona verdi. Böylece o yemekten hiç tatmadılar. Münezzeh olan Allah onlar hakkında ayetler indirdi. Bu ayetler Aziz ve Celil olan Allah için fedakârlık eden herkes için geçerlidir." (Nur'us-Sakaleyn, 5/470/20; s. 469/18, 19 ve s. 471/21). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL
İmam Sâdık (a.s.) kâmil müminlerin nitelikleri hakkında şöyle buyurmuştur: "Onlar kolaylıkta ve zorlukta kardeşlere iyilik eden, zorluklarda başkalarını kendilerine tercih eden kimselerdir. Allah da onlar hakkında şöyle buyurmuştur: Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar." (el-Bihar, 67/351/54).
Yine İmam Sâdık (a.s.) buyurmuştur: "İyilik çoklukla değildir. Şüphesiz bu yüzden Aziz ve Celil olan Allah kitabında şöyle buyurmuştur: 'Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerinden önde tutarlar.' Allah böylesine tanıttığı kimseleri şüphesiz sever." (el-Kafi, 2/206/6).
Resûlullah'a (s.a.a.) birisi geldi ve açlıktan şikayette bulundu. Resûlullah (s.a.a.) birini eşlerinin evlerine gönderdi. Onlar, "Sadece suyumuz var" dediler. Resûlullah (s.a.a.), "Bu adamı kim bu gece ağırlar?" diye buyurdu. Ali b. Ebi Tâlib (a.s.), "Ben onu ağırlarım ya Resûlallah" dedi. Fâtıma'nın (a.s.) yanına gidip ona şöyle dedi: "Ey Resûlullah'ın kızı! Yiyecek olarak ne var?" Hz. Fâtıma, "Sadece (bize yetecek) akşam yemeği var. Ama misafirimizi tercih ederiz" dedi. Hz. Ali, "Ey Muhammed'in kızı! Çocukları yatır, ışıkları söndür" buyurdu. Sabah olunca Ali (a.s) Resûlullah'ın (s.a.a.) yanına vardı ve olayı kendisine bildirdi. Çok geçmeden, "Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler" ayeti nazil oldu. (Nur'us-Sakaleyn, 5/287/60).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Fâtıma'nın (a.s.) bir miktar arpası vardı. Arpadan helva yaptı. Hazırlanınca ve (yemek için) önüne koyunca o anda bir fakir çıkageldi. Fakir, 'Allah size merhamet etsin' dedi. Ali (a.s.) kalktı ve yemeğin üçte birini ona verdi. Çok geçmeden bir yetim geldi ve 'Allah size merhamet etsin' dedi. Ali (a.s.) kalkıp diğer üçte birini de ona verdi. Sonra da bir esir geldi. Esir de, 'Allah sizlere merhamet etsin' dedi. Ali (a.s.) kalan üçte birini de ona verdi. Böylece o yemekten hiç tatmadılar. Münezzeh olan Allah onlar hakkında ayetler indirdi. Bu ayetler Aziz ve Celil olan Allah için fedakârlık eden herkes için geçerlidir." (Nur'us-Sakaleyn, 5/470/20; s. 469/18, 19 ve s. 471/21). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL