'Ben senin için ibret aynasıyım'
Resûlullah (s.a.v.), rıhletinden hemen önce Hz. Fâtıma'ya şöyle buyurdu: "Cebrail her yıl bir defa beni ziyarete gelirdi. Ama bu yıl iki defa ziyaret etti. Bu da benim ecelimin yaklaştığını gösteriyor. Takvalı ol ve daima sabırlı olmaya çalış. Ben senin için en iyi ibret aynasıyım"
11.01.2017 00:00:00
Ebu Davud'un İbn-i Abbas'tan naklettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) güya şöyle buyurmaktadır: "Meryem binti İmran'dan sonra cennet ehli kadınların efendisi Fâtıma binti Muhammed, Hatice ve Asiye'dir."
Bu hadis bu dört kadının dünya kadınlarının en üstünü olduğunu delalet etmektedir. Ama zahiren Meryem'in Fâtıma'dan daha faziletli olduğu istifade edilmektedir.
Ama hem sayıları daha çok, hem senetleri daha sağlam, sahih ve vazih olan birçok hadis, bu hadisin tam tersi bir manaya delalet etmektedir. Yani Hz. Zehra'nın Hz. Meryem'den de üstün olduğunu beyan etmektedir. O halde bu hadisi terk edip bir kenara bırakmak zorundayız.
Buhari, Müslim, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, El-Cem Beyne's-Sahiheyn ve El Cem beyne's-Sihah kitaplarının yazarları, İbn Abdulbir, Muhemmed b. Sa'd ve benzeri kimseler Musa, Ebu Avane, Furas, Amir, Mesruk gibi ravilerin vasıtasıyla Hz. Aişe'den şöyle nakletmektedirler: "Hz. Peygamber bir gün hastalanmıştı, ben de Hz. Peygamberin diğer hanımlarıyla birlikte O'nun huzurunda idik. Aniden Fâtıma içeri girdi. O aynı babası gibi yürüyor ve babası gibi adım atıyordu. Hz. Peygamber aziz kızını görünce çok sevinde ve şöyle buyurdu: 'Aferin kızım!' Daha sonra da kızını yanına oturttu ve kulağına yavaş şekilde bir şeyler söyledi. Hz. Zehra aniden hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Peygamber kızını mahzun ve ağlar görünce yine yavaşça kulağına bir şeyler söyledi. Fâtıma bu defa da sevindi ve çok tatlı bir şekilde gülümsedi. Hz. Peygamber'in hanımlarından sadece ben ona dedim: 'Bizim içimizden seni kendisine sır ehli seçmiş ve sen de ağlıyorsun.'
Hz. Peygamber kalkınca ben Fâtıma'ya bunun sırrını sordum. Ama o şöyle buyurdu: 'Asla! Resûlullah'ın sırrını hiç kimseye ifşa etmem.'
Resûlullah vefat ettikten sonra, 'Benim senin üzerine olan hakkım için şimdi o günkü hadiseyi izah et' dedim. Fâtıma şöyle buyurdu: 'Evet, şimdi söyleyeceğim. Ben babamın ilk sözlerine ağladım. Babam, Cebrail her yıl bir defa beni ziyarete gelirdi. Ama bu yıl iki defa ziyaret etti. Bu da benim ecelimin yaklaştığını gösteriyor. Takvalı ol ve daima sabırlı olmaya çalış. Ben senin için en iyi ibret aynasıyım, buyurdu. Bu sözleri duyunca gördüğün gibi şiddetli bir şekilde ağladım. Babam benim üzüldüğümü görünce, ey Fâtıma, acaba mü'min kadınların en üstünü olmak istemez misin, buyurdu."
İbn-i Hacer, 'İsabe' adlı kitabında ve birçok muhaddis "Dünya kadınlarının en üstünü" diye nakletmişlerdir. Velhasıl bu yüzde yüz sahih olan hadis, bu büyük kadının fazilet ve üstünlüğüne delalet etmektedir. İbn-i Sa'd, Tabakat'ta ve diğer bazı muhaddisler bu hadisi Ümmü Seleme'den "Cennet ehli kadınların en üstünü" şeklinde nakletmişlerdir. Hakeza Hz. Aişe'nin Hz. Peygamber'in vefatına dek Hz. Fâtıma'dan bu olayın sırrını sormadığı yer almıştır.
(Kur'an ve Hadisler Işığında Hz. Fâtıma (a.s.), Abdulhüseyin Şerefuddin).
Bu hadis bu dört kadının dünya kadınlarının en üstünü olduğunu delalet etmektedir. Ama zahiren Meryem'in Fâtıma'dan daha faziletli olduğu istifade edilmektedir.
Ama hem sayıları daha çok, hem senetleri daha sağlam, sahih ve vazih olan birçok hadis, bu hadisin tam tersi bir manaya delalet etmektedir. Yani Hz. Zehra'nın Hz. Meryem'den de üstün olduğunu beyan etmektedir. O halde bu hadisi terk edip bir kenara bırakmak zorundayız.
Buhari, Müslim, Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, El-Cem Beyne's-Sahiheyn ve El Cem beyne's-Sihah kitaplarının yazarları, İbn Abdulbir, Muhemmed b. Sa'd ve benzeri kimseler Musa, Ebu Avane, Furas, Amir, Mesruk gibi ravilerin vasıtasıyla Hz. Aişe'den şöyle nakletmektedirler: "Hz. Peygamber bir gün hastalanmıştı, ben de Hz. Peygamberin diğer hanımlarıyla birlikte O'nun huzurunda idik. Aniden Fâtıma içeri girdi. O aynı babası gibi yürüyor ve babası gibi adım atıyordu. Hz. Peygamber aziz kızını görünce çok sevinde ve şöyle buyurdu: 'Aferin kızım!' Daha sonra da kızını yanına oturttu ve kulağına yavaş şekilde bir şeyler söyledi. Hz. Zehra aniden hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Peygamber kızını mahzun ve ağlar görünce yine yavaşça kulağına bir şeyler söyledi. Fâtıma bu defa da sevindi ve çok tatlı bir şekilde gülümsedi. Hz. Peygamber'in hanımlarından sadece ben ona dedim: 'Bizim içimizden seni kendisine sır ehli seçmiş ve sen de ağlıyorsun.'
Hz. Peygamber kalkınca ben Fâtıma'ya bunun sırrını sordum. Ama o şöyle buyurdu: 'Asla! Resûlullah'ın sırrını hiç kimseye ifşa etmem.'
Resûlullah vefat ettikten sonra, 'Benim senin üzerine olan hakkım için şimdi o günkü hadiseyi izah et' dedim. Fâtıma şöyle buyurdu: 'Evet, şimdi söyleyeceğim. Ben babamın ilk sözlerine ağladım. Babam, Cebrail her yıl bir defa beni ziyarete gelirdi. Ama bu yıl iki defa ziyaret etti. Bu da benim ecelimin yaklaştığını gösteriyor. Takvalı ol ve daima sabırlı olmaya çalış. Ben senin için en iyi ibret aynasıyım, buyurdu. Bu sözleri duyunca gördüğün gibi şiddetli bir şekilde ağladım. Babam benim üzüldüğümü görünce, ey Fâtıma, acaba mü'min kadınların en üstünü olmak istemez misin, buyurdu."
İbn-i Hacer, 'İsabe' adlı kitabında ve birçok muhaddis "Dünya kadınlarının en üstünü" diye nakletmişlerdir. Velhasıl bu yüzde yüz sahih olan hadis, bu büyük kadının fazilet ve üstünlüğüne delalet etmektedir. İbn-i Sa'd, Tabakat'ta ve diğer bazı muhaddisler bu hadisi Ümmü Seleme'den "Cennet ehli kadınların en üstünü" şeklinde nakletmişlerdir. Hakeza Hz. Aişe'nin Hz. Peygamber'in vefatına dek Hz. Fâtıma'dan bu olayın sırrını sormadığı yer almıştır.
(Kur'an ve Hadisler Işığında Hz. Fâtıma (a.s.), Abdulhüseyin Şerefuddin).