'Dünyayı seven ahirete buğzeder'
İmam Ali Efendimiz buyurdu ki: "Dünya ve ahiret iki uyumsuz düşman ve iki farklı yoldurlar. O halde kim dünyayı sever ve ona gönül verirse, ahirete buğzeder ve ona düşman kesilir. Bunlar doğu ve batı gibidirler. Bunların arasında yürüyen, birine yaklaştıkça diğerinden uzaklaşır"
01.07.2018 00:00:00
Cenab-ı Hak Kur'an'da, ahiret hayatının üstünlüğünü şöyle anlatıyor:
"Eğer bütün insanların tek ümmet olma (tehlikesi) olmasaydı, Rahman olan Allah küfredenlerin evlerinin tavanlarını gümüşten yapar ve altın bezeklerle işlerdi. Bunların hepsi ancak dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret, Rabbinin katında O'na karşı gelmekten sakınanlaradır." (Zuhruf, 33-35).
Bu konuda Resûlullah'ın (s.a.a.) hadisleri de şöyledir:
"Allah şöyle buyuruyor: Eğer mü'min kulum olmasaydı, kâfirin kafasına, mücevherattan bir bez bağlardım." (et-Temhis, 47/73).
"Eğer dünya Aziz ve Celil olan Allah nezdinde bir sivrisineğin kanadı kadar değerli olsaydı, asla kâfire ve facire bir yudum su içirmezdi." (Emali'et-Tusi, 531/1162).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: "Allah nezdinde dünyanın hakir olmasının nişanelerinden biri de Allah'a karşı günahların sadece dünyada yapılmasıdır; Allah katında olana, dünyayı terk etmedikçe erişmenin mümkün olmamasıdır." (Nehc'ul-Belağa, 385. hikmet).
İmam Hüseyin (a.s.) ise, "Yahya b. Zekeriyya'nın başının, İsrailoğulları'ndan olan bir fahişeye hediye edilmesi, dünyanın Allah nezdindeki değersizliğindendir" buyuruyor. (el-Bihar, 44/365).
Dünya ile ahiret ihtilaf halindedir. Bu hususta Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: "Her kim dünyayı severse ahiretine zarar verir." (a.g.e., 731/81/43).
Aynı hususta İmam Ali Efendimizin (a.s) sözlerinden bazıları şöyledir:
"Dünya ve ahiret iki uyumsuz düşman ve iki farklı yoldurlar. O halde kim dünyayı sever ve ona gönül verirse, ahirete buğzeder ve ona düşman kesilir. Bunlar doğu ve batı gibidirler. Bunların arasında yürüyen, birine yaklaştıkça diğerinden uzaklaşır. Bunlar bir kocası olan iki kadın (kuma) gibidirler (sürekli ihtilaf içerisindedirler)." (Nehc'ul-Belağa, 103. hikmet).
"Dünyanın acılığı, ahiretin tatlılığıdır; dünyanın tatlılığı da ahiretin acılığıdır." (a.g.e., 251. hikmet).
"Dünya ve ahireti bir araya toplamayı istemek, nefsin aldatışındandır." (Gurer'ul-Hikem, 5995).
"Dünya lezzetlerinden birine ulaşan kimseye, kıyamet günü bu lezzet hüzün olur." (a.g.e, 9618).
"Dünya serveti ahiret fakirliğidir." (a.g.e., 4705).
İmam Zeynelâbidin (a.s.) da buyurdu ki: "Allah'a yemin olsun ki, dünya ve ahiret terazinin iki kefesi gibidir; biri aşağı inerse diğeri yukarı çıkar." (el-Hisal, 64/95).
İmam Sâdık (a.s.) da, "Cennete giren en son peygamber Süleyman b. Davud'dur (a.s). Bu ona dünyanın verilmesi sebebiyledir" buyurdu. (el-Bihar, 14/74/16). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL
"Eğer bütün insanların tek ümmet olma (tehlikesi) olmasaydı, Rahman olan Allah küfredenlerin evlerinin tavanlarını gümüşten yapar ve altın bezeklerle işlerdi. Bunların hepsi ancak dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret, Rabbinin katında O'na karşı gelmekten sakınanlaradır." (Zuhruf, 33-35).
Bu konuda Resûlullah'ın (s.a.a.) hadisleri de şöyledir:
"Allah şöyle buyuruyor: Eğer mü'min kulum olmasaydı, kâfirin kafasına, mücevherattan bir bez bağlardım." (et-Temhis, 47/73).
"Eğer dünya Aziz ve Celil olan Allah nezdinde bir sivrisineğin kanadı kadar değerli olsaydı, asla kâfire ve facire bir yudum su içirmezdi." (Emali'et-Tusi, 531/1162).
İmam Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: "Allah nezdinde dünyanın hakir olmasının nişanelerinden biri de Allah'a karşı günahların sadece dünyada yapılmasıdır; Allah katında olana, dünyayı terk etmedikçe erişmenin mümkün olmamasıdır." (Nehc'ul-Belağa, 385. hikmet).
İmam Hüseyin (a.s.) ise, "Yahya b. Zekeriyya'nın başının, İsrailoğulları'ndan olan bir fahişeye hediye edilmesi, dünyanın Allah nezdindeki değersizliğindendir" buyuruyor. (el-Bihar, 44/365).
Dünya ile ahiret ihtilaf halindedir. Bu hususta Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: "Her kim dünyayı severse ahiretine zarar verir." (a.g.e., 731/81/43).
Aynı hususta İmam Ali Efendimizin (a.s) sözlerinden bazıları şöyledir:
"Dünya ve ahiret iki uyumsuz düşman ve iki farklı yoldurlar. O halde kim dünyayı sever ve ona gönül verirse, ahirete buğzeder ve ona düşman kesilir. Bunlar doğu ve batı gibidirler. Bunların arasında yürüyen, birine yaklaştıkça diğerinden uzaklaşır. Bunlar bir kocası olan iki kadın (kuma) gibidirler (sürekli ihtilaf içerisindedirler)." (Nehc'ul-Belağa, 103. hikmet).
"Dünyanın acılığı, ahiretin tatlılığıdır; dünyanın tatlılığı da ahiretin acılığıdır." (a.g.e., 251. hikmet).
"Dünya ve ahireti bir araya toplamayı istemek, nefsin aldatışındandır." (Gurer'ul-Hikem, 5995).
"Dünya lezzetlerinden birine ulaşan kimseye, kıyamet günü bu lezzet hüzün olur." (a.g.e, 9618).
"Dünya serveti ahiret fakirliğidir." (a.g.e., 4705).
İmam Zeynelâbidin (a.s.) da buyurdu ki: "Allah'a yemin olsun ki, dünya ve ahiret terazinin iki kefesi gibidir; biri aşağı inerse diğeri yukarı çıkar." (el-Hisal, 64/95).
İmam Sâdık (a.s.) da, "Cennete giren en son peygamber Süleyman b. Davud'dur (a.s). Bu ona dünyanın verilmesi sebebiyledir" buyurdu. (el-Bihar, 14/74/16). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL