'En değerli büyüklük güzel ahlaktır'
Hz. Ali, oğlu Hz. Hasan'a şöyle buyurdu: "Amel ettiğinde zarara uğramayacağın şu dört hususu benden öğren: En büyük zenginlik, akıldır; en büyük yoksulluk, ahmaklıktır; en korkunç şey, kendini beğenmektir; en değerli büyüklük, güzel ahlaktır"
01.11.2016 00:00:00
İmam Ali'nin (a.s.) hikmetli sözlerinden bazıları şöyledir:
Oğlu Hasan'a şöyle buyurdu: "Ey yavrucuğum, amel ettiğinde zarara uğramayacağın şu dört hususu benden öğren: En büyük zenginlik, akıldır; en büyük yoksulluk, ahmaklıktır; en korkunç şey, kendini beğenmektir; en değerli büyüklük, güzel ahlaktır. Yavrucuğum, ahmakla arkadaşlıktan sakın; çünkü o, sana fayda vermek isterken zarar verir. Cimriyle arkadaşlıktan sakın; çünkü en çok ihtiyaç duyduğun şeyi senden esirger. Kötü adamla arkadaşlık etme; çünkü o seni değersiz bir şey karşılığında satar. Yalancıyla da arkadaşlıktan kaçın; çünkü o, serap gibidir; sana uzağı yakın ve yakını uzak da gösterir."
"Nafileler farzlara zarar verirse, onlarla Allah'a yakınlaşılmaz."
"Akıllının dili, kalbinin arkasındadır; ahmağın kalbi ise dilinin arkasındadır."
Seyyid Razi şöyle diyor: "Bu çok değerli ve ilginç sözlerdendir. Çünkü akıllı insan istişare etmeksizin ve düşünmeksizin diline geleni söylemez. Ama ahmak adam, düşünmeksizin ve dikkat etmeksizin diline gelen her şeyi söyler. O halde akıllının dili onun kalbine, ahmağın kalbi de onun diline tâbidir."
"Ahmağın kalbi ağzındadır; akıllının dili ise kalbindedir."
Hz. Ali hastalanan bir dostuna şöyle buyurdu: "Allah, hastalığını günahlarının affedilmesine sebep kılmıştır. O halde hastalığın bir ecri yoktur fakat günahları, ağaçların yapraklarının döküldüğü gibi dökmektedir. Şüphesiz ki ecir ve mükâfat dille konuşma, el ve ayaklarla amel etmektedir. Kuşkusuz ki Allah, niyet doğruluğu ve batini temizlik sebebiyle kullarından dilediğini cennete koyacaktır."
Habbab b. Eret'i yâd ederken şöyle buyurdu: "Allah, Habbab'a rahmet etsin; isteyerek Müslüman oldu, itaatkâr olarak hicret etti, kifayet edecek miktarla yetindi, Allah'tan razı idi ve mücahit olarak yaşadı."
"Ahireti anan, hesap günü için amel eden, kendine yeten rızık ile kanaat eden ve Allah'tan hoşnut olan kişiye ne mutlu!"
Bu kılıcımla, bana buğzetmesi için mü'min kimsenin burnuna vursam bile yine bana buğzetmez. Bütün dünya malını, beni sevmesi için münafığın başına döksem yine de beni sevmez. Bu takdir edilmiş ve Ümmi Nebi'nin diliyle de söylenmiş bir hükümdür. Zira o şöyle buyurmuştur: Ey Ali! Mü'min sana buğzetmez münafık da seni sevmez."
"Seni kedere ve gama (pişmanlığa) sürükleyen kötülük, Allah katında seni bencillik ve böbürlenmeye iten iyilikten daha iyidir."
"İnsanın kıymeti, himmeti miktarıncadır; doğruluğu, mürüvveti miktarıncadır; şecaati, küçük düşmekten çekindiği miktarıncadır; iffeti, kıskançlığı miktarıncadır."
(Nehcü'l-Belağa'dan?)
Oğlu Hasan'a şöyle buyurdu: "Ey yavrucuğum, amel ettiğinde zarara uğramayacağın şu dört hususu benden öğren: En büyük zenginlik, akıldır; en büyük yoksulluk, ahmaklıktır; en korkunç şey, kendini beğenmektir; en değerli büyüklük, güzel ahlaktır. Yavrucuğum, ahmakla arkadaşlıktan sakın; çünkü o, sana fayda vermek isterken zarar verir. Cimriyle arkadaşlıktan sakın; çünkü en çok ihtiyaç duyduğun şeyi senden esirger. Kötü adamla arkadaşlık etme; çünkü o seni değersiz bir şey karşılığında satar. Yalancıyla da arkadaşlıktan kaçın; çünkü o, serap gibidir; sana uzağı yakın ve yakını uzak da gösterir."
"Nafileler farzlara zarar verirse, onlarla Allah'a yakınlaşılmaz."
"Akıllının dili, kalbinin arkasındadır; ahmağın kalbi ise dilinin arkasındadır."
Seyyid Razi şöyle diyor: "Bu çok değerli ve ilginç sözlerdendir. Çünkü akıllı insan istişare etmeksizin ve düşünmeksizin diline geleni söylemez. Ama ahmak adam, düşünmeksizin ve dikkat etmeksizin diline gelen her şeyi söyler. O halde akıllının dili onun kalbine, ahmağın kalbi de onun diline tâbidir."
"Ahmağın kalbi ağzındadır; akıllının dili ise kalbindedir."
Hz. Ali hastalanan bir dostuna şöyle buyurdu: "Allah, hastalığını günahlarının affedilmesine sebep kılmıştır. O halde hastalığın bir ecri yoktur fakat günahları, ağaçların yapraklarının döküldüğü gibi dökmektedir. Şüphesiz ki ecir ve mükâfat dille konuşma, el ve ayaklarla amel etmektedir. Kuşkusuz ki Allah, niyet doğruluğu ve batini temizlik sebebiyle kullarından dilediğini cennete koyacaktır."
Habbab b. Eret'i yâd ederken şöyle buyurdu: "Allah, Habbab'a rahmet etsin; isteyerek Müslüman oldu, itaatkâr olarak hicret etti, kifayet edecek miktarla yetindi, Allah'tan razı idi ve mücahit olarak yaşadı."
"Ahireti anan, hesap günü için amel eden, kendine yeten rızık ile kanaat eden ve Allah'tan hoşnut olan kişiye ne mutlu!"
Bu kılıcımla, bana buğzetmesi için mü'min kimsenin burnuna vursam bile yine bana buğzetmez. Bütün dünya malını, beni sevmesi için münafığın başına döksem yine de beni sevmez. Bu takdir edilmiş ve Ümmi Nebi'nin diliyle de söylenmiş bir hükümdür. Zira o şöyle buyurmuştur: Ey Ali! Mü'min sana buğzetmez münafık da seni sevmez."
"Seni kedere ve gama (pişmanlığa) sürükleyen kötülük, Allah katında seni bencillik ve böbürlenmeye iten iyilikten daha iyidir."
"İnsanın kıymeti, himmeti miktarıncadır; doğruluğu, mürüvveti miktarıncadır; şecaati, küçük düşmekten çekindiği miktarıncadır; iffeti, kıskançlığı miktarıncadır."
(Nehcü'l-Belağa'dan?)