İki emanete sarılan asla sapmaz
Resûlullah (s.a.a) Veda Haccı'nda, Arefe günü şöyle buyurdu: "Ey millet! Ben kendimden sonra sizin aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sarılacak olursanız asla sapmazsınız. O, Allah'ın Kitabı ve ıtretim Ehl-i Beyt'imdir"
23.08.2016 00:00:00
Tathir ayetinin, Ehl-i Beyt ve İmamların masumiyetine dair en büyük delil olduğunu gerek Ehl-i Beyt kaynakları, gerekse Ehl-i Sünnet kaynakları kabul etmiştir. Şimdi Resul-i Ekrem'in (s.a.a) kendisinden sonra ümmetin imam ve önderlerini tanıttığı diğer yerleri inceleyelim. Ama her şeyden önce Resûlullah'ın (s.a.a) Allah tarafından bir emir olmaksızın boş ve kendi yanından hiçbir şeyi tebliğ etmeyeceğini dikkate almak gerektiğini de hatırlatalım. Çünkü Kur'an-ı Kerim bu hususta buyuruyor ki: "O, hevadan -kendi istek, düşünce ve tutkularına göre- konuşmaz. O -söyledikleri- yalnızca vahiy olunmakta olan bir vahiydir." (Necm/3-4)
Resûlullah (s.a.a) münasip durumlarda Ehl-i Beyt İmamlarının imametlerinden bahsederek açıkça bu alanda açıklamada bulunmuştur. Bu açık nassı iki gruba ayırmak mümkündür:
1- Resûlullah'ın (s.a.a) onların imametlerinden genel ve toplu olarak bahsettiği naslar.
2- Belli bir kişinin imametinden bahsettiği naslar.
Büyük Ehl-i Sünnet bilginlerinden olan Tirmizi, Cabir b. Abdullah Ensari'den naklen şöyle diyor:
Resûlullah (s.a.a) Veda Haccı'nda, Arefe günü Kasvi adındaki devesinin üzerinde oturduğu halde şöyle buyurduğunu duydum:
"Ey millet! Ben kendimden sonra sizin aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sarılacak olursanız asla sapmazsınız. O, Allah'ın Kitabı ve ıtretim Ehl-i Beyt'imdir."
Tirmizi diyor ki: "Bu hadisi Ebu Said-i Hudri, Zeyd b. Erkam ve Huzeyfe b. Useyd de rivayet etmişlerdir." (Sahih-i Tirmizi, c.13, s.199, Menakib-i Ehlu'l-Beyt" babı; Kenzü'l-Ummal, c.1, s.38).
Gadir-i Hum'da Sekaleyn Hadisi
Sahih-i Müslim, Müsned-i Ahmed, Sünen-i Daremi, Sünen-i Beyhaki ve diğer kitaplarda Zeyd b. Erkam'dan naklen şöyle rivayet edilmiştir:
Resûlullah (s.a.a) Mekke ve Medine arasında su alınan Gadir-i Hum denilen yerde bir hitabede bulunarak konuşması arasında şöyle buyurdu:
"Şunu bilin ki, Ben de bir beşerim. Yakın zamanda Allah'ın elçisi gelecek ve Ben davetine icabet edeceğim. Ben aranızda iki paha biçilmez şeyi bırakıyorum. O ikisinden biri içinde nur ve hidayet olan Allah'ın Kitabı'dır. Allah'ın Kitabı'nı alın ve ona sımsıkı sarılın... Diğeri ise Ehl-i Beyt'imdir." (Sahih-i Müslim, Fezail-i Ali b. Ebi Tâlib babı; Müsned-i Ahmed, c.4, s.366; Sünen-i Daremi, c.2, s.431 özetle; Sünen-i Beyhaki, c.2, s.148 ve c.7, s.30; Müşkilu'l-Asar-i Tahavi, c.4, s.368).
Resûlullah (s.a.a) münasip durumlarda Ehl-i Beyt İmamlarının imametlerinden bahsederek açıkça bu alanda açıklamada bulunmuştur. Bu açık nassı iki gruba ayırmak mümkündür:
1- Resûlullah'ın (s.a.a) onların imametlerinden genel ve toplu olarak bahsettiği naslar.
2- Belli bir kişinin imametinden bahsettiği naslar.
Büyük Ehl-i Sünnet bilginlerinden olan Tirmizi, Cabir b. Abdullah Ensari'den naklen şöyle diyor:
Resûlullah (s.a.a) Veda Haccı'nda, Arefe günü Kasvi adındaki devesinin üzerinde oturduğu halde şöyle buyurduğunu duydum:
"Ey millet! Ben kendimden sonra sizin aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sarılacak olursanız asla sapmazsınız. O, Allah'ın Kitabı ve ıtretim Ehl-i Beyt'imdir."
Tirmizi diyor ki: "Bu hadisi Ebu Said-i Hudri, Zeyd b. Erkam ve Huzeyfe b. Useyd de rivayet etmişlerdir." (Sahih-i Tirmizi, c.13, s.199, Menakib-i Ehlu'l-Beyt" babı; Kenzü'l-Ummal, c.1, s.38).
Gadir-i Hum'da Sekaleyn Hadisi
Sahih-i Müslim, Müsned-i Ahmed, Sünen-i Daremi, Sünen-i Beyhaki ve diğer kitaplarda Zeyd b. Erkam'dan naklen şöyle rivayet edilmiştir:
Resûlullah (s.a.a) Mekke ve Medine arasında su alınan Gadir-i Hum denilen yerde bir hitabede bulunarak konuşması arasında şöyle buyurdu:
"Şunu bilin ki, Ben de bir beşerim. Yakın zamanda Allah'ın elçisi gelecek ve Ben davetine icabet edeceğim. Ben aranızda iki paha biçilmez şeyi bırakıyorum. O ikisinden biri içinde nur ve hidayet olan Allah'ın Kitabı'dır. Allah'ın Kitabı'nı alın ve ona sımsıkı sarılın... Diğeri ise Ehl-i Beyt'imdir." (Sahih-i Müslim, Fezail-i Ali b. Ebi Tâlib babı; Müsned-i Ahmed, c.4, s.366; Sünen-i Daremi, c.2, s.431 özetle; Sünen-i Beyhaki, c.2, s.148 ve c.7, s.30; Müşkilu'l-Asar-i Tahavi, c.4, s.368).