İmam, günah işlemekten korunmuştur
Cahiliye döneminde "talak" kelimesi vardı ve erkek eşinden ayrılmak -eşini boşamak- için hiçbir şart ve kural olmaksızın "kuntu ve febintu" kelimesini söyleyerek onu boşuyordu ve ondan sonra kadın ve erkek her biri kendi yoluna gidiyorlardı.
İslam'da da "talak" kelimesi vardır, ancak karı-kocanın boşanabilmeleri için birtakım şart ve kurallar belirtilmiş ve bu işin doğru bir şekilde gerçekleşmesi için o şart ve kurallara uyulması şart bilinmiştir.
"Salat" kelimesi de Arapça'da "dua" anlamındadır. İslam da bu kelimeyi kullanmıştır. Ancak bu kelimenin İslam'da kullanıldığı anlam lügatteki anlamıyla farklıdır. Salat kelimesi İslam'da özel şart ve kurallar altında yerine getirilen özel birtakım hareketler ve belli başlı ayet ve duaları okumak için kullanılmıştır ki ona "namaz" demekteyiz.
Buna nazaran diyoruz ki, hac, talak ve salat kelimeleri İslam'dan önce de Arapça'da vardıysa da, bunların her birinin önceki anlamlarıyla tamamen farklı olan özel anlamları vardı. İslam'da özel anlamı olan veya birtakım özel hareket ve şartlar alan bu kelimelere "şer'i kavram" denilmektedir. Dolayısıyla, Müslümanların kullandığı hac, talak ve salat kelimeleri şer'i ve İslami ıstılahlardır.
İmam ve imamet kelimesi de böyledir. Çünkü "imam" Arap lügatinde kılavuz ve öncü, "imamet" ise kılavuzluk anlamındadır. İslam da bu kelimeyi bu anlamda kabul ederek kullanmış, ancak özel birtakım şartlarla onu Arap lügatindeki anlamından ayırmıştır. Dolayısıyla, genel olarak imam ve imamet kelimesi de hac, talak ve salat kelimeleri gibi şer'i ve İslami bir ıstılahtır. İslam'da bu kelime kullanılırken Arap lügatinde olan genel imamet ve kılavuzluk kastedilmemektedir.
Bunları dikkate alarak şimdi imam ve imamet bahsine girip Ehl-i Beyt mektebi açısından bunu inceleyelim.
Ehl-i Beyt Mektebinde İmam ve Halife
Daha önce de dediğimiz gibi İslam'da da halife kelimesi lügatte kullanıldığı anlamda kullanılmaktadır. Halife kelimesinin lügat anlamına bu mektebe göre nazaran Ehl-i Beyt mektebi izcileri, İmam ve Resûlullah'ın (s.a.a) halifesi için şu şartları gerekli bilmişlerdir:
İmam masum olmalıdır:
Allah'ın hükümlerini ve İslam akaidini tebliğ etmekle görevli olan Resûlullah (s.a.a) masum olduğu için O'nun yerine geçecek olan kimse de bu özelliklere sahip olmalıdır. Yani tam bir güvenle emir ve nehiyleri kabul edilip uyulabilmesi için İmam da günah ve hata işlemekten masum ve korunmuş olmalıdır. Çünkü İmam da diğer insanlar gibi günah ve hata işler, fâsık ve zalim olursa, onun emir ve nehiyleri şahsi duygularına dayanabilir ve insanın böyle birini Resûlullah'ın (s.a.a) halifesi bilerek iman ve varlığının mukadderatını onun eline bırakması nasıl farz olabilir?
(devam edecek?)