İyilik yapan kendine yapmış olur
İmam (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bir iyiliği yapan kişiler, o iyiliği yapmaya, o iyiliğe muhtaç olanlardan daha muhtaçtırlar. Çünkü ecri, övüncü ve namı onlara döner. Kişi bir iyilik yaptığı zaman, ilk önce kendine yapmış olur"
24.09.2016 00:00:00
İmam Takî (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah için bir kardeş edinen kimse, Cennet'te bir ev edinmiştir."
Şöyle buyurmuştur: "Göklerle yer bir kulun üzerine kapanır da sonra kul takvalı olursa, yine de Allah ondan bir çıkış yolu gösterir ona."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'a güvenene Allah sevinç gösterir."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'a tevekkül edene, işlerinde Allah ona yeter."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'a güvenmek, mü'minden başkasının sığınmadığı sağlam bir kaledir."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'a tevekkül etmek, her kötülükten kurtuluş ve her düşmandan korunmadır."
Yine şöyle buyurmuştur: "Din şereftir, ilim hazinedir, susmak nurdur, zühdün gayesi takvadır. Din için bid'atten daha yıkıcı bir şey yoktur. Adam için de açgözlülükten daha ifsad edici bir şey yoktur. Sürü çobanla ıslah olur ve belâlar dua ile geri çevrilir."
Şöyle buyurmuştur: "Ömür merkebine binen, zafer meydanına varır. Başkasının felâketine sevinen, benzeri bir felâkete uğrar. Takva fidanlarını diken, umut meyvelerini devşirir."
Şöyle buyurmuştur: "Dört şey kula amel hususunda yardımcı olur: Sağlık, zenginlik, ilim ve İlâhî muvaffakiyet."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'ın bazı kulları var, Allah onları devamlı nimete has kılar. O nimeti muhtaçlara dağıttıkları sürece nimet onlarda kalır. Fakat vermemeye başladıklarında, Allah o nimeti onlardan alır, başkasına verir."
Yine şöyle buyurmuştur: "Bir iyiliği yapan kişiler, o iyiliği yapmaya, o iyiliğe muhtaç olanlardan daha muhtaçtırlar. Çünkü ecri, övüncü ve namı onlara döner. Kişi bir iyilik yaptığı zaman, ilk önce kendine yapmış olur."
Şöyle buyurmuştur: "Bir insana ümit veren, onu korkutur. Bir şeyi bilmeyen, onu ayıplar. Fırsat ânlık ve ganimettir. Kederi çok olanın bedeni hasta olur. Müslümanın sahifesinin (amel defterinin) başından güzel ahlâk yer alır."
Başka bir yerde şöyle buyurmuştur: "Mutlu insanın amel defterinin başında ona yönelik güzel övgüler yer alır."
Yine şöyle buyurmuştur: "Güzellik dilde, olgunluk ise akılda olur."
Şöyle buyurmuştur: "Yüzsüzlük etmemek, fakirliğin süsüdür. Şükretmek, zenginliğin süsüdür. Sabır, belânın süsüdür. Tevazu, asaletin süsüdür. Fesahat, konuşmanın süsüdür. Ezberlemek, rivâyetin süsüdür. Mütevazı olmak, ilmin süsüdür. Güzel edep, aklın süsüdür. Güleryüzlülük, cömertliğin süsüdür. Başa kakmayı terk etmek, iyiliğin süsüdür. Huşû, namazın süsüdür. Çok ibâdet, kanaatkârlığın süsüdür. Kişiyi ilgilendirmeyen şeyi terk etmek, takvanın süsüdür."
Şöyle buyurmuştur: "Göklerle yer bir kulun üzerine kapanır da sonra kul takvalı olursa, yine de Allah ondan bir çıkış yolu gösterir ona."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'a güvenene Allah sevinç gösterir."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'a tevekkül edene, işlerinde Allah ona yeter."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'a güvenmek, mü'minden başkasının sığınmadığı sağlam bir kaledir."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'a tevekkül etmek, her kötülükten kurtuluş ve her düşmandan korunmadır."
Yine şöyle buyurmuştur: "Din şereftir, ilim hazinedir, susmak nurdur, zühdün gayesi takvadır. Din için bid'atten daha yıkıcı bir şey yoktur. Adam için de açgözlülükten daha ifsad edici bir şey yoktur. Sürü çobanla ıslah olur ve belâlar dua ile geri çevrilir."
Şöyle buyurmuştur: "Ömür merkebine binen, zafer meydanına varır. Başkasının felâketine sevinen, benzeri bir felâkete uğrar. Takva fidanlarını diken, umut meyvelerini devşirir."
Şöyle buyurmuştur: "Dört şey kula amel hususunda yardımcı olur: Sağlık, zenginlik, ilim ve İlâhî muvaffakiyet."
Şöyle buyurmuştur: "Allah'ın bazı kulları var, Allah onları devamlı nimete has kılar. O nimeti muhtaçlara dağıttıkları sürece nimet onlarda kalır. Fakat vermemeye başladıklarında, Allah o nimeti onlardan alır, başkasına verir."
Yine şöyle buyurmuştur: "Bir iyiliği yapan kişiler, o iyiliği yapmaya, o iyiliğe muhtaç olanlardan daha muhtaçtırlar. Çünkü ecri, övüncü ve namı onlara döner. Kişi bir iyilik yaptığı zaman, ilk önce kendine yapmış olur."
Şöyle buyurmuştur: "Bir insana ümit veren, onu korkutur. Bir şeyi bilmeyen, onu ayıplar. Fırsat ânlık ve ganimettir. Kederi çok olanın bedeni hasta olur. Müslümanın sahifesinin (amel defterinin) başından güzel ahlâk yer alır."
Başka bir yerde şöyle buyurmuştur: "Mutlu insanın amel defterinin başında ona yönelik güzel övgüler yer alır."
Yine şöyle buyurmuştur: "Güzellik dilde, olgunluk ise akılda olur."
Şöyle buyurmuştur: "Yüzsüzlük etmemek, fakirliğin süsüdür. Şükretmek, zenginliğin süsüdür. Sabır, belânın süsüdür. Tevazu, asaletin süsüdür. Fesahat, konuşmanın süsüdür. Ezberlemek, rivâyetin süsüdür. Mütevazı olmak, ilmin süsüdür. Güzel edep, aklın süsüdür. Güleryüzlülük, cömertliğin süsüdür. Başa kakmayı terk etmek, iyiliğin süsüdür. Huşû, namazın süsüdür. Çok ibâdet, kanaatkârlığın süsüdür. Kişiyi ilgilendirmeyen şeyi terk etmek, takvanın süsüdür."