'Onun ismi benim ismim olacak'
Resûlullah (s.a.a), Hz. Mehdi hakkında buyurdu ki: "Eğer dünyanın ömründen yalnızca bir gün kalmış olsa bile, Allah o günü benim soyumdan birinin hâkimiyete kavuşması için uzatacaktır. Onun ismi benim ismim olacak, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi adalet ve eşitlikle dolduracaktır".
08.10.2016 00:00:00
Birçok ayette salih kulların yeryüzüne egemen olacağı ve dünyanın yönetiminin onlara verileceği bildirilmiştir:
Nur suresi, 55. ayet: "Allah, içinizden iman edip salih amellerde bulunanlara vaad etmiştir ki; şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve korkularının ardından kendilerini tam bir güvene erdirecektir."
Yüce Allah iman edip salih amellerde bulunanlara üç şeyi vaad etmiştir:
Birincisi; yeryüzünde halife olmayı, yani Allah'ın temsilcisi olarak yeryüzünde hükümet etmeyi.
İkincisi; dini yerleşik kılıp sağlamlaştırmayı, yani Allah'ın hükümlerinin hayatın bütün alanlarında manevî nüfuzu ve hakimiyetini.
Üçüncüsü; korkunun emniyete çevrilmesini, yani korku ve emniyetsizliğe sebep olan bütün etkenlerin ortadan kaldırılmasını ve yeryüzünde tam bir emniyet ve huzurun hâkim oluşunu.
İşte bu üç vaad sonucu, insanlar yetişir, Allah'ın halis kulu olma ve bütün kalplerde tüm şirk unsurlarının kırılması için uygun ortam hazırlanır ve böylece yaratılış gayesi tahakkuk bulur.
Elbette Resûlullah'ın yaşadığı asrın sonlarında bu ayetin anlamının geniş bir bölümü gerçekleşti fakat bu ayette ifade edilen vaad, yeryüzünün tamamını kapsayacak şekilde gerçekleşmemiştir ve dünya bu olayı beklemektedir.
Ayetle ilgili hadislerden de açıklanan anlamın kastedildiği anlaşılmaktadır. Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Yeryüzünde hiçbir çadır veya ev kalmaz, illa ki Allah izzetle veya zilletle İslam kelimesini (kelime-i şehadeti) ona sokar."
Hz. İmam Zeynelabidin'in (a.s) yukarıda zikredilen ayeti okuyup şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Allah'a and olsun ki, onlar biz Ehl-i Beyt'in izleyicileridir. Allah onlara bu imkânı bizden olan birinin eliyle -ki o bu ümmetin vaad edilen Mehdi'sidir- sağlayacaktır. İşte onun hakkında Resûlullah (s.a.a), 'Eğer dünyanın ömründen yalnızca bir gün kalmış olsa bile, Allah o günü benim soyumdan birinin hâkimiyete kavuşması için uzatacaktır. Onun ismi benim ismim olacak, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi adalet ve eşitlikle dolduracaktır' buyurmuştur." (Mecmau'l-Beyan tefsiri).
Enbiya suresi, 105. ayet: "And olsun biz Zikir'den (bütün semavi kitaplar veya Tevrat) sonra Zebur'da da 'Hiç şüphesiz, salih kullarım yeryüzüne mirasçı olacaklardır' diye yazdık."
İmam Muhammed Bâkır (a.s) bu ayetle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Bunlar, ahir zamanda zuhur edecek olan Mehdi'nin (a.s) ashabıdır." (Mecmau'l-Beyan tefsiri).
Nur suresi, 55. ayet: "Allah, içinizden iman edip salih amellerde bulunanlara vaad etmiştir ki; şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve korkularının ardından kendilerini tam bir güvene erdirecektir."
Yüce Allah iman edip salih amellerde bulunanlara üç şeyi vaad etmiştir:
Birincisi; yeryüzünde halife olmayı, yani Allah'ın temsilcisi olarak yeryüzünde hükümet etmeyi.
İkincisi; dini yerleşik kılıp sağlamlaştırmayı, yani Allah'ın hükümlerinin hayatın bütün alanlarında manevî nüfuzu ve hakimiyetini.
Üçüncüsü; korkunun emniyete çevrilmesini, yani korku ve emniyetsizliğe sebep olan bütün etkenlerin ortadan kaldırılmasını ve yeryüzünde tam bir emniyet ve huzurun hâkim oluşunu.
İşte bu üç vaad sonucu, insanlar yetişir, Allah'ın halis kulu olma ve bütün kalplerde tüm şirk unsurlarının kırılması için uygun ortam hazırlanır ve böylece yaratılış gayesi tahakkuk bulur.
Elbette Resûlullah'ın yaşadığı asrın sonlarında bu ayetin anlamının geniş bir bölümü gerçekleşti fakat bu ayette ifade edilen vaad, yeryüzünün tamamını kapsayacak şekilde gerçekleşmemiştir ve dünya bu olayı beklemektedir.
Ayetle ilgili hadislerden de açıklanan anlamın kastedildiği anlaşılmaktadır. Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Yeryüzünde hiçbir çadır veya ev kalmaz, illa ki Allah izzetle veya zilletle İslam kelimesini (kelime-i şehadeti) ona sokar."
Hz. İmam Zeynelabidin'in (a.s) yukarıda zikredilen ayeti okuyup şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Allah'a and olsun ki, onlar biz Ehl-i Beyt'in izleyicileridir. Allah onlara bu imkânı bizden olan birinin eliyle -ki o bu ümmetin vaad edilen Mehdi'sidir- sağlayacaktır. İşte onun hakkında Resûlullah (s.a.a), 'Eğer dünyanın ömründen yalnızca bir gün kalmış olsa bile, Allah o günü benim soyumdan birinin hâkimiyete kavuşması için uzatacaktır. Onun ismi benim ismim olacak, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi adalet ve eşitlikle dolduracaktır' buyurmuştur." (Mecmau'l-Beyan tefsiri).
Enbiya suresi, 105. ayet: "And olsun biz Zikir'den (bütün semavi kitaplar veya Tevrat) sonra Zebur'da da 'Hiç şüphesiz, salih kullarım yeryüzüne mirasçı olacaklardır' diye yazdık."
İmam Muhammed Bâkır (a.s) bu ayetle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Bunlar, ahir zamanda zuhur edecek olan Mehdi'nin (a.s) ashabıdır." (Mecmau'l-Beyan tefsiri).