Avrupa Parlamentosu kararlarında, KKTC'deki Türk Silahlı Kuvvetlerinin "işgalci olduğu"na dair nitelemeler vardır. 9 Kasım 2005 tarihli İlerleme raporunda ise, Kıbrıs Rum Kesimi bandıralı gemilerin Türk kara sularına girişine izin verilip, ticari ilişkiye geçileceği karara bağlanmıştır. Bu şartlar altında Sosyal Devlet/Milli Devlet'in AB ile bir birlikteliği ülke menfaatleri açısından uygun görmesi mümkün değildir.
Gerçekler milletimizden saklanıyorÜlkemizde bazı siyasilerin mücadele ederek AB'ye gireceğiz iddiası, Türk Milletinden gerçeklerin saklanmasından başka bir şey değildir. Zira AB, Türkiye ile pazarlık etmemekte sadece ev ödevi vermektedir. Bu ödevlerin tamamı ile yerine getirilmesi sonucunda dahi AB'ye girilmesi mümkün değildir. Çünkü bu ev ödevlerin tamamının yerine getirilmesi geride bir devlet bırakmayacaktır.
AB, Türk insanına asla iş bulamaz- AB'ye girildiği taktirde Türk insanına iş bulunacağı iddiası da gerçeklerle uzaktan yakından alakalı değildir. Çünkü AB 'nin başındaki en büyük iktisadi problem işsizliktir. Gerçek işsizlik rakamları eğer yarı zamanlı istihdam rakamları da dikkate alındığında % 40'lara yaklaşmaktadır (European Commıssıon Employment in Europe 2003). Bu konuyu işgücü ile ilgili bölümde detaylandırdık. Dolayısı ile işsizliğin kol gezdiği bir dünyada Türk insanına iş bulunacağı iddiası içi boş bir sözdür.
İşsizlik ancak MEM ile çözülürSosyal Devlet/Milli Devlet, bu ham hayallerin karşına, değil kendi insanına, diğer ülkenin vatandaşlarına da istihdam yaratacak gerçek bir model ile, Milli Ekonomi Modeli ile çıkmaktadır.AB'nin ülkemizi ve ekonomimizi tehdit eden bölücü ve çökertici dayatmalarına, daha birçok madde eklemek mümkündür. Ancak bu kadarla yetinerek, AB sürecinin Türkiye'nin parçalanma, bölünme ve teslim alınma süreci olduğunu belirtmekle bu konuyu noktalayalım?
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERDr. Birol Şensoy / KKTCMilli Devlet, sınıf ayrılıklarını kaldırır'Kendi ile barışık olmayan birey'lerin, etrafında olanlarla kavgalı olması son derece normaldir. Toplumlarda yaşananlar, bireylerin iç dünyalarının yansımasından başka bir şey değildir. Bir deponun içinde ne varsa, musluktan da o akacaktır. ABD halkı kendi ile barışmadığı sürece, dünyada kan dökmeye devam edecektir. Ancak kendiyle barışık insan, devletin devamında misyon sahibi olabilir, yaşadığı toplumda birlik ve beraberliği sağlayabilir. Osmanlı'nın 600 yılı aşkın müddet dört kıtada bir hükümranlık kurmasının sırrı, işte bu 'insanın yetiştirilmesi'dir. Birbirinden farklı onlarca milleti bir çatı altında ve kendinden razı olarak yaşatabilmesi, insanı tanıyarak hareket etmesi,ona uygun olan, yani 'insan için bir devlet'anlayışını hayata geçirebilmesiyle mümkün olmuştur. Demokrasi adı altında milletin birlik ve beraberliğine zarar verecek adımları toplumlara attıran global odaklar, bu sayede milleti parçalamak istemektedir. Birlik ve beraberliğin olmadığı yerde huzur olması, bireylerin haklarını tam manası ile yaşaması tam mümkün değildir. Milli Devlet anlayışındaki Sosyal Devlet projeleri, hakikatte modelin insana verdiği değerin ifadesidir.