ABD, 1950-53 Kore; 1954, 1960, 1967-69 Guatemala; 1958 Endonezya; 1959-60 Küba; 1964 Kongo; 1965 Peru; 1964 Kongo; 1961-73 Vietnam; 1969-70 Kamboçya; 1983 Grenada; 1984 Lübnan, Elsalvador, Nikaragua, Afganistan ve Irak askeri müdahaleleri başta olmak üzere, dünyada nerede ise heryıl bir savaşın yaşanmasına neden olmuştur.
Savaş ancak haklı gerekçelerle olmalıSosyal Devlet/Milli Devlet modeli, savaşı hiçbir şekilde haklı görmemekte; ancak haklı gerekçelere dayalı ve savunma amaçlı müdahaleleri kabul etmektedir. Nitekim 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, adada yaşayan Türklerin canlarına ve mallarına yapılan saldırıların sona erdirilmesi gerekçesiyle yapılmış doğru bir müdahaledir.
Savaşlar ancak Milli Ekonomi Modeli ile biterSosyal Devlet/Milli Devlet modeli, devletlerin güvenliğinin, güçlü savunma amaçlı ordulardan ve hiçbir hegemon gücün kontrolünde olmayan adil olabilecek uluslar üstü kurumların varlığından geçtiğini tespit etmektedir. Savaşları bitirmenin yolunun ise, sömürgeci liberal-kapitalist düşüncenin yerine, kaynakların herkese fazlası ile yetebileceğini ispat eden Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaktan geçtiğini ifade etmektedir.
AB, Türkiye'yi asla kendi içine almazAvrupa Birliği ile ilgili iki önemli noktayı hemen konunun başında ifade ederek, detaylarını konunun akışına bırakalım. Birincisi şu: Türkiye ne kadar taviz verirse versin; AB'nin isteklerini harfiyen yerine getirse de, AB'nin Türkiye'yi kendi içine alması mümkün değildir. Biz bu gerçeği, 70'li yıllardan beri ifade etmekteyiz. İkinci nokta şu: AB, gelecek 10-15 yıl içerisinde, şu anki politikalarını şayet değiştirmezse dağılmak zorunda kalacaktır. Bu konuları izah etmeden önce AB ile Türkiye arasındaki ilişkileri anlamak için üç önemli belgeyi biraz detaylandıralım; göreceğiz ki, AB "Türkiye'yi değil, Türk topraklarını" istemektedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Hidayet Sarı / İstanbul Üniversitesi:Adil dağılan kaynaklar herkese yeterKüreselleşme mantığında, dünyada kaynaklar sınırlı, insan ihtiyaçları sınırsızdır. Bu sınırlı kaynaklara silahı, parası ve gücü olan sahip olmalıdır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet anlayışında ise, dünyada kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır. Kaynakların adil dağılmasıyla herkese yeter. Küreselleşme, tüm insanlara değil silahı, parası ve gücü olanlara değer verir. Milli Devlet ise, dünyada kaynaklar sınırsız olduğunu kabul eder, İnsanı kalkınmanın merkezine oturtur. Her türlü yaratılanı sev, Yaratandan ötürü der Küreselleşme, üretim ve sermayenin küreselleşmesini savunur. Milli Devlet ise üretim ve sermayeye herkesin ulaşabilmesini savunur. Küreselleşme, sermaye hareketleri ve para oyunlarıyla ülkelerin ekonomisini kontrol altına almak ister. Milli Devlet ise, spekülatif para oyunlarını kabul etmez. Borsa, faiz, döviz kumarını ülke ekonomisinden çıkarır. Küreselleşme, piyasada sadece kendi paralarının geçerli olmasını ister. Milli Devlet ise, kendi emek ve üretimi karşılığında kendi parasının devreye girmesini sağlar. Yabancı ülkelerin boyalı kağıtlarını (parasını) emek ve üretimin karşılığı olarak kullanmaz.
Savaş ancak haklı gerekçelerle olmalıSosyal Devlet/Milli Devlet modeli, savaşı hiçbir şekilde haklı görmemekte; ancak haklı gerekçelere dayalı ve savunma amaçlı müdahaleleri kabul etmektedir. Nitekim 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, adada yaşayan Türklerin canlarına ve mallarına yapılan saldırıların sona erdirilmesi gerekçesiyle yapılmış doğru bir müdahaledir.
Savaşlar ancak Milli Ekonomi Modeli ile biterSosyal Devlet/Milli Devlet modeli, devletlerin güvenliğinin, güçlü savunma amaçlı ordulardan ve hiçbir hegemon gücün kontrolünde olmayan adil olabilecek uluslar üstü kurumların varlığından geçtiğini tespit etmektedir. Savaşları bitirmenin yolunun ise, sömürgeci liberal-kapitalist düşüncenin yerine, kaynakların herkese fazlası ile yetebileceğini ispat eden Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaktan geçtiğini ifade etmektedir.
AB, Türkiye'yi asla kendi içine almazAvrupa Birliği ile ilgili iki önemli noktayı hemen konunun başında ifade ederek, detaylarını konunun akışına bırakalım. Birincisi şu: Türkiye ne kadar taviz verirse versin; AB'nin isteklerini harfiyen yerine getirse de, AB'nin Türkiye'yi kendi içine alması mümkün değildir. Biz bu gerçeği, 70'li yıllardan beri ifade etmekteyiz. İkinci nokta şu: AB, gelecek 10-15 yıl içerisinde, şu anki politikalarını şayet değiştirmezse dağılmak zorunda kalacaktır. Bu konuları izah etmeden önce AB ile Türkiye arasındaki ilişkileri anlamak için üç önemli belgeyi biraz detaylandıralım; göreceğiz ki, AB "Türkiye'yi değil, Türk topraklarını" istemektedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Hidayet Sarı / İstanbul Üniversitesi:Adil dağılan kaynaklar herkese yeterKüreselleşme mantığında, dünyada kaynaklar sınırlı, insan ihtiyaçları sınırsızdır. Bu sınırlı kaynaklara silahı, parası ve gücü olan sahip olmalıdır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet anlayışında ise, dünyada kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır. Kaynakların adil dağılmasıyla herkese yeter. Küreselleşme, tüm insanlara değil silahı, parası ve gücü olanlara değer verir. Milli Devlet ise, dünyada kaynaklar sınırsız olduğunu kabul eder, İnsanı kalkınmanın merkezine oturtur. Her türlü yaratılanı sev, Yaratandan ötürü der Küreselleşme, üretim ve sermayenin küreselleşmesini savunur. Milli Devlet ise üretim ve sermayeye herkesin ulaşabilmesini savunur. Küreselleşme, sermaye hareketleri ve para oyunlarıyla ülkelerin ekonomisini kontrol altına almak ister. Milli Devlet ise, spekülatif para oyunlarını kabul etmez. Borsa, faiz, döviz kumarını ülke ekonomisinden çıkarır. Küreselleşme, piyasada sadece kendi paralarının geçerli olmasını ister. Milli Devlet ise, kendi emek ve üretimi karşılığında kendi parasının devreye girmesini sağlar. Yabancı ülkelerin boyalı kağıtlarını (parasını) emek ve üretimin karşılığı olarak kullanmaz.