Altın satışı sürecek
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, altının ihraç edilen 20 bin üründen bir tanesi olduğunu savunarak, “Ambargoya dahil olmayan İran bankaları ile Türkiye'de bu işe aracılık eden bankalar arasında bu işlem yapılıyor” dedi
05.01.2013 00:00:00
YENİ MESAJ / İSTANBUL
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, altının ihraç edilen 20 bin üründen bir tanesi olduğuna işaret ederek, “Maalesef ki talihsiz bir açıklama yapıldı, bizim bunu petrol doğalgaz karşılığı şeklinde yaptığımız hiçbir ifade doğru değildir. Ambargoya dahil olmayan bankaları ile Türkiye'de bu işe aracılık eden bankalar arasında bu işlem yapılıyor” dedi.
Çağlayan, İstanbul'da düzenlediği “İhracatta Yeni Nesil Destekler” başlıklı basın toplantısında, bakanlık olarak, yurt dışına açılma sürecinde firmalara her safhada destek sağladıklarını söyledi. Çağlayan, “Tabiri caizse, emekleme sürecinden tutun da tam sürat hedefine doğru yol alan maraton koşucusu firmalarımıza kadar her türden firmaya destek sağlıyoruz” dedi.
Bakan Çağlayan, İran'a yapılan yaklaşık 14 milyar dolarlık altın satışının 2012 yılı ihracatını gölgelediğini sanmadığını, altının devletten devlete yapılan bir satış olmadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Altın, 20 binden fazla ürün çeşidi ihracat yapan bir ülkenin ürünlerinden bir tanesi. Ben altında satarım, demir de, bakır da, alüminyum da, kâğıt da, çimento da, makine de, dizi film de satarım. Bunları yapmak zaten bizim görevimiz. Bu özel firmalar tarafından alan ve satan arasında ve legal sistemle yapılan bir yapıdır. Bunlar koltuk ya da masa altında yapılmıyor. Ambargoya dahil olmayan İran bankaları ile Türkiye'de bu işe aracılık eden bankaları arasında bu işlemler yapılıyor. Buradaki atıyorum Ahmet, İran'daki Abdullah'a satıyor. Dolayısıyla, biz bu ürünü, bizden kim isterse bal gibi satarız. Niye satmayım? Benim işim bu.”
Bakan Çağlayan, “O zaman gölge yoktu, şimdi satınca mı gölge oluyor? Bizi hiçbir kuvvet, altın ticareti yapmaktan alı koyamaz ve yapacağız. Ki dünyanın neresinde hangi müşteri varsa satacağız” dedi. Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinde bir ilki yakaladığını ve 243 gümrük bölgesine mal sattığına dikkati çeken Zafer Çağlayan, “Satamadığımız şu anda sadece, böyle iğne başı, toplu iğne başı büyüklüğünde Asya–Pasifik'te Mikronezya Federe Devletleri, küçük küçük adacıklar. Bir de Nauru var. Ahdettim, gidince oraya da satacağız. Hiç bir şey olmazsa kendi yanımda götürüp satacağım” ifadelerini kullandı.
İran'a Avrupa da, ABD de mal satıyor
ABD'nin kıymetli madenleri de içeren İran'a yaptırımları genişletme kararı ve bu kararın Türkiye'ye etkisine de değinen Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye'ye yaptırım yapmak isteyenler dönüp kendi firmalarına baksınlar. O ülkelerin firmaları, acaba yaptırım uyguladıkları ülkede yüzde kaç pay alıyorlar? Bizim İran'a yapmış olduğumuz ihracat, İran'ın toplam ithalatının altın dâhil söylüyorum, yüzde 8–9 civarında. Hadi yüzde 10 olsun. Peki İran'ın yaklaşık 70–75 milyar dolarlık ithalatına, hangi ülkelerin firmaları mal satıyor? Bir araştırın bakalım kimler altından çıkıyor. Bilhassa, yaptırım uygulayanlar, karar alanlar altından çıkacaklar. Kalkıp herhalde Zambiya, Gana falan satmıyor İran'a mal. ABD, Avrupa'ya bakın. Şimdi ‘cambaza bak cambaza' diyecek. Ben satmayacağım o satacak, yok öyle bir şey. Ben satarım arkadaş. Ben uluslararası hangi kurala imza atmışsam, sonuna kadar ona sadığım. Ancak başkasının yaptığı beni ilgilendirmez. AB karar almış. Ben AB üyesi değilim. Olsaydım uyardım. Avrupa Birliği gitsin kendi firmalarına baksın. Bana da bunları tek tek söyletmesinler.”
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, altının ihraç edilen 20 bin üründen bir tanesi olduğuna işaret ederek, “Maalesef ki talihsiz bir açıklama yapıldı, bizim bunu petrol doğalgaz karşılığı şeklinde yaptığımız hiçbir ifade doğru değildir. Ambargoya dahil olmayan bankaları ile Türkiye'de bu işe aracılık eden bankalar arasında bu işlem yapılıyor” dedi.
Çağlayan, İstanbul'da düzenlediği “İhracatta Yeni Nesil Destekler” başlıklı basın toplantısında, bakanlık olarak, yurt dışına açılma sürecinde firmalara her safhada destek sağladıklarını söyledi. Çağlayan, “Tabiri caizse, emekleme sürecinden tutun da tam sürat hedefine doğru yol alan maraton koşucusu firmalarımıza kadar her türden firmaya destek sağlıyoruz” dedi.
Bakan Çağlayan, İran'a yapılan yaklaşık 14 milyar dolarlık altın satışının 2012 yılı ihracatını gölgelediğini sanmadığını, altının devletten devlete yapılan bir satış olmadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Altın, 20 binden fazla ürün çeşidi ihracat yapan bir ülkenin ürünlerinden bir tanesi. Ben altında satarım, demir de, bakır da, alüminyum da, kâğıt da, çimento da, makine de, dizi film de satarım. Bunları yapmak zaten bizim görevimiz. Bu özel firmalar tarafından alan ve satan arasında ve legal sistemle yapılan bir yapıdır. Bunlar koltuk ya da masa altında yapılmıyor. Ambargoya dahil olmayan İran bankaları ile Türkiye'de bu işe aracılık eden bankaları arasında bu işlemler yapılıyor. Buradaki atıyorum Ahmet, İran'daki Abdullah'a satıyor. Dolayısıyla, biz bu ürünü, bizden kim isterse bal gibi satarız. Niye satmayım? Benim işim bu.”
Bakan Çağlayan, “O zaman gölge yoktu, şimdi satınca mı gölge oluyor? Bizi hiçbir kuvvet, altın ticareti yapmaktan alı koyamaz ve yapacağız. Ki dünyanın neresinde hangi müşteri varsa satacağız” dedi. Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinde bir ilki yakaladığını ve 243 gümrük bölgesine mal sattığına dikkati çeken Zafer Çağlayan, “Satamadığımız şu anda sadece, böyle iğne başı, toplu iğne başı büyüklüğünde Asya–Pasifik'te Mikronezya Federe Devletleri, küçük küçük adacıklar. Bir de Nauru var. Ahdettim, gidince oraya da satacağız. Hiç bir şey olmazsa kendi yanımda götürüp satacağım” ifadelerini kullandı.
İran'a Avrupa da, ABD de mal satıyor
ABD'nin kıymetli madenleri de içeren İran'a yaptırımları genişletme kararı ve bu kararın Türkiye'ye etkisine de değinen Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye'ye yaptırım yapmak isteyenler dönüp kendi firmalarına baksınlar. O ülkelerin firmaları, acaba yaptırım uyguladıkları ülkede yüzde kaç pay alıyorlar? Bizim İran'a yapmış olduğumuz ihracat, İran'ın toplam ithalatının altın dâhil söylüyorum, yüzde 8–9 civarında. Hadi yüzde 10 olsun. Peki İran'ın yaklaşık 70–75 milyar dolarlık ithalatına, hangi ülkelerin firmaları mal satıyor? Bir araştırın bakalım kimler altından çıkıyor. Bilhassa, yaptırım uygulayanlar, karar alanlar altından çıkacaklar. Kalkıp herhalde Zambiya, Gana falan satmıyor İran'a mal. ABD, Avrupa'ya bakın. Şimdi ‘cambaza bak cambaza' diyecek. Ben satmayacağım o satacak, yok öyle bir şey. Ben satarım arkadaş. Ben uluslararası hangi kurala imza atmışsam, sonuna kadar ona sadığım. Ancak başkasının yaptığı beni ilgilendirmez. AB karar almış. Ben AB üyesi değilim. Olsaydım uyardım. Avrupa Birliği gitsin kendi firmalarına baksın. Bana da bunları tek tek söyletmesinler.”