BOP örneğinde gördüğümüz gibi demokrasi uygulamalarının asıl amacı devletlerin parçalanarak küçültülmesidir. Küreselleşen dünyada sınırların kalkmasından bahsedenler, artık büyük ve güçlü devletlere değil, küçük devletlere ihtiyaç olduğundan bahsetmektedirler.
Bunun uygulanmasında yürürlükteki sistemin bazı kuralları veya işleyişiyle ilgili konular, söz konusu küresel talepler doğrultusunda bizzat devlet eliyle değiştirilmektedir. Devlet mekanizmasının faydasını, gelişmiş ülkeler, çokuluslu şirketler ve AB gibi geniş ölçülü kuruluşlar görürler. Kuralları koyanlar, ülkelere ve devletlere kaidenin bozulmaması için demokratik rejimleri en geniş ölçüde yerleştirmek, insan haklarına yaygın biçimde uyulması ve serbest piyasa ekonomisinin piyasalarda uygulanmasını şart koşarlar.
IMF, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler gibi kuruluşların gelişmekte olan ülkelerden kalkınma adına istediklerine baktığımızda bu hakikat açıkça görülecektir. Zorla kabule dayanan bu sistemde, devleti var eden vatandaşların hak ve menfaatleri diye bir düşünce tarzına rastlamak mümkün değildir. Küresel mantığa göre devlet denilince, sistemin ve hedef aldığı kesimin devamıdır önemli olan...
Batı felsefesinin önde gelen düşünürü Platon, Devlet isimli eserinde, adaleti şöyle tarif etmiştir: "Adalet, güçlünün işine gelendir. Sonuna kadar varan bir adaletsizlik, hür adama adaletten daha çok yakışır." 16. yüzyılda Thomas More, Ütopya adlı eserinde Batı medeniyetinin hayalindeki devleti yazmıştır. Her şeyin maddeye dayalı olduğu bu devlette, 54 büyük şehri bulunan hilal biçimindeki bir adadan, evlerden, çiftliklerden, zirai alanlardan ve çalışan insanlardan bahsetmektedir. Çalışma saatleri, şehirlerdeki ev sayıları, aile bireylerinin sayısı vb. her şeyin matematiksel rakamlara bağlandığı bu devlette, duyguya ve inanca yer yoktur. Yönetim sistemlerine baktığımızda aynı maddeci anlayışın devamı olarak kurallar oluşturulduğunu görmekteyiz.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Fehim Üçışık / Marmara ÜniversitesiKimseye muhtaç olmadan yaşama imkanı sunuyorOrtaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, 2005 yılında Bakü'de yayınlanan ve İstanbul'da ve Bakü'de yapılan uluslararası bilimsel toplantılarda tanıtılan ve tartışılan, Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr Haydar Baş, bu modelin siyasi açılımı ve Sosyal Hukuk Devletinin hayata geçirilmesi projesi olarak nitelediği Sosyal Devlet Milli Devlet Modelini yayınlamış bulunmaktadır Sosyal Devlet Milli Devlet Modeline göre, "en alt gelir grubunda bulunan bireylerin asgari bir gelire sahip olmaları gerekir. Bu gelir, onların kimseye muhtaç olmadan yaşamalarına imkan tanımalıdır" (s.288). İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde bu konuda şöyle bir düzenleme bulunmaktadır: "Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtaları ile de tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır" (m.23/III). Böylece İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde çalışanların ücretinden ve bu ücretin gerekirse sosyal koruma vasıtaları ile tamamlanmasından sözedilmesine karşılık Sosyal Devlet Milli Devlet Modelinde en alt gelir grubundaki bireylerin belirli düzeyde geliri olması öngörülmektedir.
Bunun uygulanmasında yürürlükteki sistemin bazı kuralları veya işleyişiyle ilgili konular, söz konusu küresel talepler doğrultusunda bizzat devlet eliyle değiştirilmektedir. Devlet mekanizmasının faydasını, gelişmiş ülkeler, çokuluslu şirketler ve AB gibi geniş ölçülü kuruluşlar görürler. Kuralları koyanlar, ülkelere ve devletlere kaidenin bozulmaması için demokratik rejimleri en geniş ölçüde yerleştirmek, insan haklarına yaygın biçimde uyulması ve serbest piyasa ekonomisinin piyasalarda uygulanmasını şart koşarlar.
IMF, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler gibi kuruluşların gelişmekte olan ülkelerden kalkınma adına istediklerine baktığımızda bu hakikat açıkça görülecektir. Zorla kabule dayanan bu sistemde, devleti var eden vatandaşların hak ve menfaatleri diye bir düşünce tarzına rastlamak mümkün değildir. Küresel mantığa göre devlet denilince, sistemin ve hedef aldığı kesimin devamıdır önemli olan...
Batı felsefesinin önde gelen düşünürü Platon, Devlet isimli eserinde, adaleti şöyle tarif etmiştir: "Adalet, güçlünün işine gelendir. Sonuna kadar varan bir adaletsizlik, hür adama adaletten daha çok yakışır." 16. yüzyılda Thomas More, Ütopya adlı eserinde Batı medeniyetinin hayalindeki devleti yazmıştır. Her şeyin maddeye dayalı olduğu bu devlette, 54 büyük şehri bulunan hilal biçimindeki bir adadan, evlerden, çiftliklerden, zirai alanlardan ve çalışan insanlardan bahsetmektedir. Çalışma saatleri, şehirlerdeki ev sayıları, aile bireylerinin sayısı vb. her şeyin matematiksel rakamlara bağlandığı bu devlette, duyguya ve inanca yer yoktur. Yönetim sistemlerine baktığımızda aynı maddeci anlayışın devamı olarak kurallar oluşturulduğunu görmekteyiz.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Fehim Üçışık / Marmara ÜniversitesiKimseye muhtaç olmadan yaşama imkanı sunuyorOrtaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli, 2005 yılında Bakü'de yayınlanan ve İstanbul'da ve Bakü'de yapılan uluslararası bilimsel toplantılarda tanıtılan ve tartışılan, Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr Haydar Baş, bu modelin siyasi açılımı ve Sosyal Hukuk Devletinin hayata geçirilmesi projesi olarak nitelediği Sosyal Devlet Milli Devlet Modelini yayınlamış bulunmaktadır Sosyal Devlet Milli Devlet Modeline göre, "en alt gelir grubunda bulunan bireylerin asgari bir gelire sahip olmaları gerekir. Bu gelir, onların kimseye muhtaç olmadan yaşamalarına imkan tanımalıdır" (s.288). İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde bu konuda şöyle bir düzenleme bulunmaktadır: "Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtaları ile de tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır" (m.23/III). Böylece İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde çalışanların ücretinden ve bu ücretin gerekirse sosyal koruma vasıtaları ile tamamlanmasından sözedilmesine karşılık Sosyal Devlet Milli Devlet Modelinde en alt gelir grubundaki bireylerin belirli düzeyde geliri olması öngörülmektedir.