Türkiye ekonomisi finansal kriz ve benzeri olağanüstü bir gelişme yaşanmaz ise genellikle yıllık cari işlemler açının yüzde 60-70'le büyük bölümünü yılın ilk altı aylık döneminde veriyor. Özellikle turizm gelirlerinin temmuz-ekim aylarını kapsayan dönemde yoğunlaşması nedeniyle yılın ikinci yarısındaki cari işlemler açığı ise yıllık açığın yüzde 30-40'ını oluşturuyor. Bu oranlar dikkate alındığında, çok olağanüstü yeni bir gelişme yaşanmaz ise yılın ikinci yarısında Türkiye'nin 11-14 milyar dolarlık bir cari işlemler açığı daha verebileceği ve böylece yılık açığın 30-33 milyar dolara kadar yükselebileceği hesaplandı.1992-2005 yıllarını kapsayan son 14 yıl dikkate alındığında Türkiye, bu yıllarda toplam 66.4 milyar dolarlık cari işlemler açığı verdi. Açığın 44.3 milyar dolarla yüzde 66.8'i söz konusu yılların ilk yarısında, 22.1 milyar dolarla yüzde 33.2'si ise ikinci yarılarda yaşandı.Cari işlemler fazlası verilen 1994, 1988 ve 2001 yılları dışarıda tutulduğunda söz konusu dönemde Türkiye'nin toplam cari işlemler açığı 74.4 milyar dolara ulaşırken, bunun yüzde 59.3'ünü oluşturan 44 milyar dolarlık kısmının söz konusu yılların ilk yarısında, yüzde 40.7'sini oluşturan 30.3 milyar dolarının ise ikinci yarıda verildiği hesaplandı. Bu oranlar dikkate alınarak yapılan hesaplamalar bu yılın ilk yarısındaki 18.7 milyar dolarlık cari açığın yılın tümü için 31.4 milyar dolarlık bir açık verilebileceğini gösteriyor.Cari işlemler fazlası verilen yıllarla, yıl içerisinde yaşanan olağanüstü gelişmelere bağlı olarak yılın ilk yarısında ve ikinci yarısında birbirinden oldukça farklı eğilimler içlenen 1995, 1998 ve 2002 yılları hariç tutulduğunda da 1992-2005 yıllarını kapsayan dönemde 69.2 milyar dolar olan cari işlemler açığının yüzde 61.5'i söz konusu yılların ilk yarılarında yüzde 38.5'i ise ikinci yarılarında verildi. Bu oranlar ise bu yılki açığın 30.3 milyar dolarlık bir düzeyde olabileceğine işaret ediyor.