Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) hazırladığı "İşsiz Reisler Raporu"na göre, 2004 yılında yaşanan yüzde 9.9'luk ekonomik büyüme, istihdamda bir iyileşme yaratmadı ve toplam işsiz sayısı 2 milyon 498 bin kişiyi bulurken, işsizlik oranı da yüzde 10.3 olarak gerçekleşti. 2005 yılının birinci döneminde ise Türkiye yüzde 5.3 büyümesine rağmen, aynı dönemde işsiz sayısı 2 milyon 750 bine, işsizlik oranı da yüzde 11.7'ye ulaştı. Bu rakamın 1 milyon 51 binini yani yüzde 38'ini aile reisleri oluşturuyor. Diğer bir ifade ile her 100 işsizden 38'i evini geçindirmekle yükümlü hane halkı reisi. Oysa rekor büyümenin yaşandığı 2004 yılı sonunda bu rakam 847 bin, oran yüzde 35 idi.Kentlerde yaşıyorlar ve erkeklerRapora göre, işsiz reislerin yüzde 96'sı erkek, yüzde 4'ü kadın. Yüzde 70'i, yani büyük çoğunluğu kentlerde yaşıyor. Yüzde 84'ü en verimli olacakları 25-49 yaş arasında. İşsiz aile reislerinin yüzde 70'i ilkokul mezunu ya da daha düşük eğitim seviyesinde. Yine yüzde 70'i, 1-11 aydır, yüzde 30'u ise bir yıldan fazladır iş arıyor. Yüzde 99'u daha önce bir işi olup, işsiz kalmış kişiler. Sadece yüzde 1'i ilk kez işgücü piyasasına girecek işsiz reisler. İşsiz kalmadan önce reislerin yüzde 27'si ticaret sektöründe, yüzde 31'i inşaat ve bayındırlık işlerinde, yüzde 18'i imalat sanayinde, yüzde 11'i hizmet sektöründe, yüzde 10'u tarım sektöründe çalışmış. Büyük çoğunluğu, yüzde 89'u ücretli ve yevmiyeli olarak ekmeğini kazanmış (Yüzde 43'ü ücretli, yüzde 46'sı yevmiyeli).Sosyal güvencesizlik işsizliğin cabası İşgücü piyasasının acil çözüm bulunması gereken en önemli problemini, çalışanların yarısının herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmaması oluştururken, işsiz reisler, büyük ölçüde kayıtdışında, hiç bir güvencesi olmadan çalışan düşük eğitimli kişiler. İçlerinde yüzde 4 oranında okur yazar bile olmayan ve yine yüzde 5 civarında sadece okuyup, yazabilen kişiler var. Düşük vasıf ve eğitimde oldukları için işsiz kaldıklarında işgücü piyasasına dönmeleri tekrar zaman alıyor, bir kısmı ise tekrar iş bulamıyor.