Birleşik Metal-İş Araştırma Dairesinin Avrupa Birliği Ekonomik ve Finansal Göstergeler verilerinden yararlanarak yaptığı araştırmada, Türkiye, birim başına işgücü maliyeti konusunda, Avrupa Birliği 25 ülkesi ve birlik dışındaki OECD ülkeleriyle (ABD, Japonya, Kanada, İsviçre, Norveç, İzlanda, Meksika, Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda) karşılaştırıldı. Araştırmada, Türkiye'nin, 2000 yılından bu yana işgücü maliyetlerindeki yüzde 12,6'lık azalma ile işçilerin en fazla yoksullaştığı ülke olduğu ifade edildi. Araştırmaya göre, Türkiye'yi sırasıyla yüzde 10'luk azalmayla Romanya, yüzde 9,1'lik azalmayla Litvanya, yüzde 8,8 Polonya, yüzde 6,6'lık azalmayla Japonya izliyor. Avrupa Birliği 25 ülkesi için işgücü maliyetindeki azalmanın yüzde 1,5 olduğuna işaret edilen araştırmada, en çok zenginleşen işçiler, yüzde 5,9'lık oranla ile Lüksemburg'ta yer alıyor. Lüksemburg'u, Macaristan yüzde 5,7'lik, Finlandiya yüzde 3,2'lik, Yeni Zelanda yüzde 3'lük reel artış oranıyla izliyor.Krizler emekçiyi yaraladıAraştırmada, özellikle 1994 ve 2001 yıllarının, Türkiye açısından emekçilerin ciddi biçimde yoksullaştığı dönemler olduğu dikkat çekilerek, 1992 yılı ile yapılan karşılaştırmalarda işgücü ödemelerinde yaşanan kaybın çok ciddi boyutlara ulaştığına dikkat çekildi. "Ekonomik krizlerin emekçi kesimini vurduğu'' tespitine yer verilen araştırmada, 1992 yılı verilerine göre birim başına reel işgücü maliyetlerinki azalışın Türkiye'de yüzde 29'a ulaştığı kaydedildi. Birleşik Metal-İş Sendikasının konuyla ilgili açıklamasında, işverenlerin, işgücü maliyetlerinin giderek arttığını iddia ettikleri bir dönemde, Türkiye'nin, emek maliyetlerindeki gerilemenin en fazla olduğu ve emekçilerin en fazla yoksullaştığı ülke durumunda bulunmasının çarpıcı olduğu belirtildi. 1994 ve 2001 krizlerinin etkisinin hala sürdüğü vurgulanan açıklamada, işveren çevrelerinin bu 2 krizin yıkıcı etkisini göz ardı eden açıklamalarda bulundukları ve kamuoyunu yanıltma amacında oldukları savunuldu. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Elimizde ki veriler ücretler anlamında ciddi kayıplara işaret ediyor. Rekabet edilebilirlik adına yoksullaşmayı bir övünç kaynağı olarak görmenin hiçbir insani boyutu yoktur. Türkiye, ne yazık ki, ücretlerin düşük olmasını övünç konusu yapma arzusunda olan bir ülke konumundadır. Metal sektöründe grup sözleşmeleri sürerken işçilerin reel kayıplarını göz ardı eden yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Elimizdeki veriler küreselleşme sürecinin emekçilerin kazanımlarını gasp ettiğini göstermektedir. Ancak Türkiye bu konuda birinciliği kimseye kaptırmamaktadır. Emekçiler kendilerine biçilen bu gömleğe girmeyecektir.''