Türkiye'nin enerji politikalır Forum İstanbul'da masaya yatırıldı. Forum'da konuşan uzmanlar Türkiye'nin kendi enerji politikalarını dünyadaki ve bölgesindeki gelişmeleri de dikkate alacak şekilde saptaması gerektiğini vurguladılar 10-11 Mayıs'ta İstanbul'da düzenlenen Forum İstanbul'da Türkiye'nin enerji politikaları ve enerji geleceği tartışıldı. Düzenlenen oturumda gerekli yatırımlar yapılmazsa 2008'den itibaren Türkiye'de elektrik karartmaları başlayacağı uyarısı yapıldı. Enerjinin çevre, dış ve güvenlik politikaları bağlantısının altı çizilen tartışmada, önümüzdeki 30 yılda dünya enerjisinin hangi yönde gelişeceği ve önde gelen enerji tüketicisi, transit ülke ve yatırımcı olarak Türkiye'nin izlemesi gereken strateji ele alındı. Başkanlığını Forum İstanbul Başkan Yardımcısı Mehmet Öğütçü'nün yaptığı oturumda, Akkök İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman, Zorlu Enerji Grup Başkanı Murat Sungur Bursa, Çalık Enerji Genel Müdürü Osman Saim Dinç, Energy Charter Secretariat Genel Sekreteri André Mernier, İngiliz-İsviçre Ticaret Odası Başkanı Cornelia Meyer, ASAM-Avrasya Statejik Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Necdet Pamir ve Rusya Enerji Güvenliği Fonu Direktörü Konstantin Simonov konuştu. Türkiye yeni İpekyoluOturumda ilk söz alan İngiliz - İsviçre Ticaret Odası Başkanı Cornelia Meyer, petrol, doğalgaz ve kömürün 2030 yılına kadar çok önemli olmaya ve talebin artarak devam edeceğini söyledi. Çin, Hindistan ve Asya'da önemli bir tüketimin sözkonusu olduğuna değinen Meyer, sürdürülebilirlik açısından enerji güvenliğinin çok önemli olduğunu belirtti. Meyer, "Enerji güvenliği transit ekonomilerde farklı bir hal alıyor. Hem tüketicilerin, hem üreticilerin farklı enerji kaynaklarına ihtiyaçlar var. Enerjimiz var ama ihtiyaç olan yerde değil, burada da Türkiye devreye giriyor. Bazıları Türkiye'ye yeni İpekyolu diyor. Stratejik bir köprü görevi oynuyor. Aracı olan ülke Türkiye açısından yatırım çok önemli, transit rejimi şeffaf olmalı, iyi bir transit rejimi olmalı. Aynı zamanda güvenlik ve tazminat konusu da çok önemli" dedi. Energy Charter Secretariat Genel Sekreteri Andre Mernier de 51 ülke arasında 1990'ların başında imzalanan Enerji Anlaşması çerçevesinde yatırımlar kurulduğunu belirterek, yatırımın yaşamsal bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Altyapı, üretim ve refahlığı yakalama noktasında AB'ye geçişler konusunda zorluklar olduğuna dikkat çeken Mernier, enerji konusunda sağlam bir analiz yürütmek gerektiğini söyledi. Türkiye'yi geçebilecek bir kartel görmediğinin altını çizen Mernier, Türkiye'nin bir geçiş ülkesi olarak yatırıma ihtiyacı olduğunu belirtti. Çalık Enerji Genel Müdürü Osman Saim Dinç de sosyal ve ekonomik gelişme için sürdürülebilir bir enerjinin önemine değinerek, "Enerji güvenliği hayati önemde, enerji kaynakları uluslararası ilişkiler dinamiğinde önemli bir etkiye sahip, enerji vergiler yoluyla ülkelerin önemli bir gelir kaynağı" dedi. Dünyada iki enerji tehdidi olduğunu belirten Dinç, 2030 yılına kadar küresel enerji talebinde yüzde 1.6 lık artış beklediklerini söyledi. Küresel enerji kaynakları üzerinde giderek artacak olan stresin, alternaif enerji kaynakları arayışını hızlandıracağını kaydeden Dinç, önümüzdeki yıllarda enerji bağlamında orta ve uzun vadede geçiş noktası özelliğinin korunarak, katma değeri artıracak yatırım ortamı sağlanması gerektiğini vurguladı. Güney yolunun başı neresi olacak?Rusya Enerji Güvenliği Fonu Direktörü Konstantin Simonov ise Türkiye'nin Rusya açısından güneyin en önemli transit ülkesi olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Türkiye ve Rusya'nın pekçok ortak noktası var. İkisi de AB ülkesi olmak istiyor. İki ülke olarak Avrupa'ya girmek için enerjiyi kullanabiliriz. AB'nin enerji ve petrole bağımlılığı azalacak. AB bu kaynakları nerden bulacak? Rusya uzun dönem içinde Avrupa pazarlarına güvenilir bir tedarikçi olarak, AB'ye yeni ihracat yolları geliştirmek istiyor. Bunun için iki yol var: Güney yolu (Türkiye) ve Kuzey yolu (Baltık denizinden Almanya'ya ihracat). Güney yolu petrol ve gaz çıkartımını artırarak Rusya ve Türkiye ana geçiş ülkesi olabilir ancak Rusya'nın mı Orta Asya ülkelerinin mi? Asıl sorun budur. Bu yolun başı neresi olacak?"Küresel enerji 25 yılda yüzde 50 artacakASAM-Avrasya Statejik Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Necdet Pamir de küresel enerji talebinin 25 yılda yüzde 50'den fazla artmasının beklendiğini, bu oranın en çok kömürde olacağını dile getirdi. 2030 yılında bölgelerarası enerji ticaret hacminin 2 kat artarken, en büyük payın petrolde olacağını kaydeden Pamir, "Türkiye Avrupa'nın ihtiyacını gidermede transit ülke olarak gidermede önemli bir kaynak olarak öne çıkıyor. AB Türkiye'yi kaynak çeşitliliği ve arz güvenliği açısından önemli görüyorsa, Türkiye buna duyarsız kalmamalı. Herhangi bir ülkeye çok fazla bağımlı olmak, kendi ülkenizdeki olanaklardan da yoksun olmanıza yol açar" dedi. 2030'dan sonra fosil kaynaklı yakıtlar önem kazanacakAkkök İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman ise konuşmasında dünyanın 2030'dan sonra fosil kaynaklı yakıtlara daha fazla bağımlı olacağına değindi. Berkman, "Enerji sektörünün rekabete açılması, gerekli yatırımların özel sektör tarafından yapılması, kamunun gözetim ve denetim faaliyetlerini etkin bir şekilde yerine getirerek arz güvenliğini gözetmesi ve kamu mülkiyetindeki tesislerin özelleştirlmesi için kapsamlı bir reform süreci gerek. Reform ve serbestleşme sonucunda beklenen daha iyi yatırım yapılması ve piyasanın işleyişinin daha iyi sağlanmasıdır" diye konuştu. Türkiye elektrik sektörünün yıllık yatırım ihtiyacının yaklaşık 4-5 milyar dolar olduğuna değinen Berkman, nükleer enerijinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.Oturumda son sözü alan Zorlu Enerji CEO'su Murat Sungur Bursa ise Kuzey Amerika ve AB'nin petrol tüketiminin yüzde 50'sini oluştururken, dünya nüfusunun sadece yüzde 12'sini kapsadığını belirterek, "Dünya treni giderek raydan çıkma eğiliminde, bir taraftan doğalgaz, bir taraftan petrol rotayı etkileyecek görünüyor" dedi. Recep BAHAR