İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ihracattaki artışın ne pahasına arttığının ve bu artışın sürdürülebilir olup olmadığının mutlaka sorgulanması gerektiğini belirtti İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, İSO meclis toplantısında yaptığı konuşmada, veriler henüz açıklanmamış olmakla birlikte, 2006'da yüzde 5-5,5 civarında bir büyüme gerçekleşeceğine kesin gözüyle bakıldığını söyledi.İhracatın beş yıl içinde 31 milyar dolardan 85 milyar dolara çıktığını, ihracatın yüzde 90'ından fazlasını sanayi ürünlerinin oluşturduğunu kaydeden Tanıl Küçük, dolayısıyla, elde edilen büyümede sanayinin çok önemli payı olduğunu, ancak son dönemde kendilerinin hep aynı noktaya dikkat çekmeye çalıştıklarını dile getirdi.İSO Başkanı Tanıl Küçük, şunları kaydetti: "Evet, ihracatımız artıyor ama görünürdeki bu başarı, madalyonunun arka yüzündeki gerçekleri görmemize engel olmamalıdır. İhracatımız artıyor ama neyin pahasına artıyor ve bu sürdürülebilir bir artış mıdır? Bunların mutlaka sorgulanması gerekiyor.Şunu biliyoruz ki rekabet gücünü koruma arayışındaki sanayicimiz,kurdaki düşüklüğün dezavantajını avantaja çevirebilmek için, yerli girdi yerine ithal girdiye yönelmek zorunda kalıyor. Kur riski üstlenme pahasına, dışardan uygun koşullarda kredi kullanma yoluna gidiyor. Verimliliğini artırmak adına daha az işçi istihdam ediyor, dış pazarlarını korumak adına karından fedakarlık ediyor ve yine son dönemde, ısrarla altını çizmeye çalıştığımız üzere sanayimizin, ihracatına devam etmek, rekabetini sürdürebilmek adına başvurmak zorunda kaldığı bu yöntemler, bazı ekonomik ve sosyal maliyetleri de beraberinde getiriyor.İşletmelerimizde karlılığın giderek düştüğünü her zaman ifade ediyor ve yeterince kar edemeyen bir işletmenin kendine ve topluma karşı görevini yerine getiremediği gerçeğine ısrarla dikkat çekmeye çalışıyoruz.Kar edemeyen bir kuruluş nasıl yatırım yapacak, nasıl yeni istihdam sağlayacaktır? Karlılık düşünce, öz kaynak temini zorlaşmakta ve işletmeler borçlanmaya yönelmektedir. Kurun düşük, içerdeki finansman imkanlarının ise kıt ve nispeten pahalı olduğu bir ekonomik ortamda da dışardan borçlanma gündeme geliyor. 2001 sonrası dönemde toplam dış borç stoku yüzde 74,5 artmışken, aynı dönemde özel sektörün dış borç stoku yüzde 165 artmıştır.''DalgalanmaGeçtiğimiz günlerde yayınladıkları 2006 yılı ikinci yarısına ait durum tespit anketinin de, her üç işletmeden birinin kullandığı krediler içinde döviz ya da dövize endeksli kredilerin payının yüzde 80 veya daha fazlası olduğunu ortaya koyduğunu anımsatan Küçük, kurdaki boyutu yüksek bir dalgalanmanın, özellikle döviz geliri olmayan işletmeleri oldukça olumsuz etkileyebileceğini belirtti.Tanıl Küçük, "Dün ve bugün uluslararası piyasalarda bir hareketlenme vardı. Türkiye'de etkileri hissedildi. Şimdilik temkinli bir seyir var. Bu bir miktar içimizi rahatlatıyor. Mevcut hareketlenmenin ekonomide dengeleri alt üst edici bir dalgalanmaya dönüşmeyeceğini ümit ediyoruz'' dedi."İşsizlikte iyileşme yok''Bugünkü tablo beş yıl öncesi ile karşılaştırıldığında, beş yıl öncesine göre ihracatın dolar bazında yüzde 172, ithalatın yüzde 231, ara malı ithalatının yüzde 224 ve dış ticaret açığının yüzde 415 arttığına işaret eden Küçük, buna karşılık, beş yıl öncesine göre istihdamdaki artışın ise yüzde 5'te kaldığını anlattı.Küçük, "Ucuz ithalat, özellikle, çoğunluğunu KOBİ'lerimizin oluşturduğu yerli girdi, üreticilerimizin rekabet gücünü eritmektedir ve ekonomideki büyümeye, ihracattaki artışa rağmen işsizlikte kayda değer bir iyileşme yoktur'' dedi.Son dönemdeki cüzzi iyileşmeye karşın rakamların, işsizliğin halen ne kadar büyük bir sorun olduğunu açıkça ortaya koyduğunu ifade eden Küçük, "Türkiye kendisi çok ciddi bir işsizlik sorunu ile karşı karşıya iken, ne acı ki ithalatı özendiren politikaları nedeniyle, kaynaklarını başka ülkelere istihdam oluşturmak yönünde kullanmaktadır'' dedi.