Türkiye'nin 'genç işsizler sorunu'nu ele alan rapora göre, gençlerin yüzde 18.7'si işsiz bulunuyor
Ankara Ticaret Odası (ATO), Türkiye'nin "genç işsizler" sorununu ele alarak, "Genç İşsiz Ordusu" konulu rapor hazırladı. ATO'nun Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı rapora göre, işsizlik en çok gençleri vuruyor. Türkiye'de 15 yaş üstü nüfusun dörtte birini 15-24 yaş arasındaki genç nüfus oluşturuyor. 2006 yılında gençlerde işsizlik oranı, 25 yaş üzerindekilerin 10,8 puan üstünde gerçekleşti. İş gücü istatistiklerinin periyodik olarak yayınlanmaya başlandığı 1989 yılından 2006 yılı sonuna kadar 3 milyonun üzerinde genç iş gücü piyasası dışına çıktı. 1989 yılında gençlerde yüzde 16,6 olan işsizlik oranı, 2006 yılı sonunda yüzde 18,7'ye ulaştı. Umutsuzluk artıyorİş bulmada yaşadıkları zorluklar gençleri iş piyasasından soğuttu. Özellikle 2004 yılından sonra gençlerin umutsuzlukları her yıl daha da arttı. 2004 yılından itibaren çalışmak istediği halde iş bulamayacağı korkusu ile iş aramayan, dolayısıyla işsiz sayılmayan "tampon genç" sayısında büyük bir patlama yaşandı. 2002 yılında her 100 genç işsize 13 iş aramayan genç düşerken, 2006 yılında 83 genç düşmeye başladı. Mevsimlik çalışanlar da eklendiğinde bu sayı 95'e ulaştı. Diğer bir ifadeyle, 2006 yılı sonunda bir işsiz gence bir de "tampon genç" karşılık geldi. Okumuş işsiz gençlerRapora göre, Türkiye'de işsizlik gerçekliğini, yüksek okul ve fakülte mezunları daha acı bir biçimde yaşıyor. Toplam 47 bin öğrencinin "sıfır çektiği" ÖSS sınavlarında yüzleri gülen başarılı öğrencileri de mezuniyet sonrası işsizlik sorunu bekliyor. Yüksek okul ve fakülte mezunu gençlerde, 1989-2001 döneminde ortalama yüzde 30,8 olan işsizlik oranı 4,3 puan daha yükselerek 2002-2006 döneminde yüzde 35,1'e çıktı. Eğitim seviyesinin yükselmesiyle birlikte genç işsizler içindeki yüksek okul ve fakülte mezunlarının oranı da artıyor. Düşük eğitimli gençler, daha düşük ücretlere ve kayıt dışılığa razı oluyor. Bu da lise altı eğitimlilerin işsizlik oranının diğerlerinden daha düşük olmasına yol açıyor. Buna rağmen, lise altı eğitimli gençler de 2002 yılından sonra kendini daha yoğun hissettiren işsizlik sorunundan kurtulamadı. 1989-2001 döneminde ortalama yüzde 11,5 olan lise altı eğitimli genç işsizlik oranı, 2002-2006 döneminde yüzde 14,9'a yükseldi.
Ankara Ticaret Odası (ATO), Türkiye'nin "genç işsizler" sorununu ele alarak, "Genç İşsiz Ordusu" konulu rapor hazırladı. ATO'nun Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı rapora göre, işsizlik en çok gençleri vuruyor. Türkiye'de 15 yaş üstü nüfusun dörtte birini 15-24 yaş arasındaki genç nüfus oluşturuyor. 2006 yılında gençlerde işsizlik oranı, 25 yaş üzerindekilerin 10,8 puan üstünde gerçekleşti. İş gücü istatistiklerinin periyodik olarak yayınlanmaya başlandığı 1989 yılından 2006 yılı sonuna kadar 3 milyonun üzerinde genç iş gücü piyasası dışına çıktı. 1989 yılında gençlerde yüzde 16,6 olan işsizlik oranı, 2006 yılı sonunda yüzde 18,7'ye ulaştı. Umutsuzluk artıyorİş bulmada yaşadıkları zorluklar gençleri iş piyasasından soğuttu. Özellikle 2004 yılından sonra gençlerin umutsuzlukları her yıl daha da arttı. 2004 yılından itibaren çalışmak istediği halde iş bulamayacağı korkusu ile iş aramayan, dolayısıyla işsiz sayılmayan "tampon genç" sayısında büyük bir patlama yaşandı. 2002 yılında her 100 genç işsize 13 iş aramayan genç düşerken, 2006 yılında 83 genç düşmeye başladı. Mevsimlik çalışanlar da eklendiğinde bu sayı 95'e ulaştı. Diğer bir ifadeyle, 2006 yılı sonunda bir işsiz gence bir de "tampon genç" karşılık geldi. Okumuş işsiz gençlerRapora göre, Türkiye'de işsizlik gerçekliğini, yüksek okul ve fakülte mezunları daha acı bir biçimde yaşıyor. Toplam 47 bin öğrencinin "sıfır çektiği" ÖSS sınavlarında yüzleri gülen başarılı öğrencileri de mezuniyet sonrası işsizlik sorunu bekliyor. Yüksek okul ve fakülte mezunu gençlerde, 1989-2001 döneminde ortalama yüzde 30,8 olan işsizlik oranı 4,3 puan daha yükselerek 2002-2006 döneminde yüzde 35,1'e çıktı. Eğitim seviyesinin yükselmesiyle birlikte genç işsizler içindeki yüksek okul ve fakülte mezunlarının oranı da artıyor. Düşük eğitimli gençler, daha düşük ücretlere ve kayıt dışılığa razı oluyor. Bu da lise altı eğitimlilerin işsizlik oranının diğerlerinden daha düşük olmasına yol açıyor. Buna rağmen, lise altı eğitimli gençler de 2002 yılından sonra kendini daha yoğun hissettiren işsizlik sorunundan kurtulamadı. 1989-2001 döneminde ortalama yüzde 11,5 olan lise altı eğitimli genç işsizlik oranı, 2002-2006 döneminde yüzde 14,9'a yükseldi.