Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, seçim arifesinde yapılan Petkim özelleştirmesini içlerine sindiremediklerini belirterek, "Sermayenin dini, imanı, ırkı, mırkı yoktur ama Ermeniler soykırım yasası için karar çıkaracak, siz en ciddi KİT kuruluşunu da Ermeni'ye teslim edeceksiniz" dedi Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, seçim arifesinde yapılan Petkim özelleştirmesini içlerine sindiremediklerini belirterek, "Sermayenin dini, imanı, ırkı, mırkı yoktur ama Ermeniler soykırım yasası için karar çıkaracak, siz en ciddi KİT kuruluşunu da Ermeni'ye teslim edeceksiniz" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin kararını olumlu bulduklarını kaydeden Kılıç, millet iradesinin her şeyin üstünde olduğuna inandıklarını ifade etti. Yol-İş'in 8'inci Genel Kuruluna katılan Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, seçim arifesinde yapılan Petkim özelleştirmesini içlerine sindiremediklerini söyledi. Kılıç, Petkim'in 42 yıldır karlı, verimli, Türkiye'nin sanayi gelişimini desteklenmesinde büyük önem taşıdığının altını çizerek, "Hiçbir zaman KİT bütçelerinde karlılığı verimliliği tartışma konusu olmamış özelleştirilmesini sakıncalı ve yanlış buluyoruz. Stratejik kuruluşları özelleştirilmesine evet demek mümkün değil. Bu şirketi alan Rus-Kazak Ortak Girişim Grubu'nun sanayicilikle ilgilisi olmasının iddia edilmesi, kim olduğunun belirsizliği ve Rus şirketinin sahibinin de Ermeni olması bizi ciddi olarak rahatsız etmektedir" dedi. "Sermayenin dini, imanı, ırkı, mırkı yoktur ama Ermeniler soykırım yasası için karar çıkaracak, siz en ciddi KİT kuruluşunu da Ermeni'ye teslim edeceksiniz" diyen Kılıç, bunun kabul edilmesi mümkün olmadığını dile getirdi. Kıdem tazminatında Başbakan Erdoğan'ın söz verdiğini hatırlatan Kılıç, kıdem tazminatını geriye götürülmesine evet diyecek bir baba yiğit görmediğini sözlerine ekledi. Kılıç, Türkiye'nin gündeminde terör başta olmak üzere işsizlik ve seçimin olduğunu belirterek, "İnsanlar öldükleri zaman musalla taşında hesap verirler. Siyasilerde seçimlerde sandık başında sandık başında hesap verirler. Onun için önümüzdeki süreçte hesaplaşma halkın en büyük hakem olarak kabul edilen iradesi doğrultusunda tecelli edecek" diye konuştu. Parlamenter demokrasiden vazgeçilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Kılıç, Türkiye'de parlamenter demokrasinin yaygınlaşması için siyasi yozlaşmanın kaldırılması gerektiğini vurguladı. Halkın iradesinin gerçekleşmesi için milletvekili adaylarının parti delegeleri tarafından seçilmesi gerektiğini kaydeden Kılıç, bunun parlamenter demokrasiye büyük katkı sağlayacağını dile getirdi. Kılıç, "Bunun yapılabilmesi için Türkiye merkez yoklamasından vazgeçmelidir. Bunun kavgasını demokrasiye inanmış sivil toplum örgütleri ile sendikaların ciddi manada vermek zorundadır" dedi. Çalışma hayatı mecliste temsil edilmiyor Milletvekili adayları yapısına bakıldığında çalışanların temsil oranlarının üzüntü verici noktada olduğunu kaydeden Kılıç, şöyle konuştu: "Yaptığımız araştırmalar sonucunda 240 tane mühendis, 210 tane avukat, 112 tane doktor, 195 tane işadamı, sanayici ve esnaf temsilcisi, 94 tane de öğretim görevlisinden oluşan milletvekili aday kadrosu var. Çalışanların temsilcileri de seçilemeyecek yerlerde aday gösterildi. Bunu kınıyoruz. Parlamentonun yapısı böyle olmamalıdır." Siyasi parti programlarını eleştiren Kılıç, bütün partilerin serbest piyasa ekonomisine evet dediğini kaydetti. Bu sırada İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kılıç'ın sözünü keserek, "Biz serbest piyasa ekonomisine evet demedik" dedi. Programlarda çalışma hayatının sorunlarına ve sosyal diyalog konusunun bir kelimesine rastlamadığının altını çizen Kılıç, "Çocuk işçiliği en büyük istismardır, hiçbir parti programında yok. Göçmen işçiliği bir buçuk milyona yaklaştı, programlarda bunun çözüm yolu yok. Çalışma hayatının sorunları sivil toplum örgütlerinin fikirleri alınarak çözülmelidir" dedi. Anayasa Mahkemesi kararlarını olumlu buluyoruz Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanını halkın seçmesini içeren Anayasa değişikliğine yönelik yapılan iptal başvurusunu da değerlendiren Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz, Türk-İş olarak Meclis iradesine dokunmayan Anayasa Mahkeme kararlarını olumlu buluyoruz. Millet iradesine başvurulması konusundaki genel teamülü paylaşıyoruz. Mutlaka millet iradesinin her şeyin üstünde olduğuna inanıyoruz. Ancak, Anayasa'nın mevcut 101 ve 102'inci maddelerine göre ne yapılacağı konusu tartışılıyor. Onun yanı sıra Anayasa Mahkeme'sinin önerisi doğrultusunda referandumun Ekim ayında yapılacağından dolayı bu ikilemden nasıl çıkılacağını yeni oluşacak parlamento belirleyecektir. Bu karar mutlaka ayrıntılı bir şekilde ele alınmalıdır." Özelleştirmeler Türkiye'yi zayıflatıyor Türkiye Yol-İş Genel Başkanı Fikret Barın, Türkiye'nin tarihinin en büyük tehdit ve saldırıyla karşı karşıya kaldığını vurgulayarak, ABD'nin büyük Orta Doğu Projesi'nde Türkiye'yi kullanmak istediğini belirtti. Türkiye geleceğinin yalnızca AB'ye bağlanmaması gerektiğini dile getiren Barın, terörün AB ve ABD tarafından desteklendiğini ileri sürdü. Türkiye ekonomisinin önemli bir dönüşüm yaşadığının altını çizen Barın, enflasyonun kontrol altına alınmasının önemli bir başarı olduğuna dikkat çekti. İşsizliğin giderek artığını kaydeden Barın, İş-Kur'un işsizlere iş bulmada başarısız olduğunu söyledi. Bankacılık sistemindeki yabancı payının yüzde 42'ye ulaştığına işaret eden Barın, "Almanya'da bu oran yüzde 5, İtalya'da yüzde 8, İspanya'da yüzde 10, Hollanda'da yüzde 11'dir. 50 sigorta şirketimizin 29'u yabancılar tarafından alındı. İMKB'de de yabancıların payı yüzde 70'tir" diye konuştu. Barın, yapılan özelleştirmelerin Türkiye'yi zayıflattığını dile getirdi.