Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın çeyrek asrı aşkın hizmet yürüyüşünde ihmal etmediği hiç ama hiç unutmadığı bir kesim vardı. O da takdir edersiniz ki sevgili okurlar; eli nasırlı, eli öpülesi Türk köylü ve çiftçisiydi? Ayaklarına demir çarıklarını giyip, kasketini takarak, "benim köylüm" değil, "ben köylüyüm" diyerek ziraatçı bir profil çizmişti Prof. Dr. Haydar Baş? Çeyrek asır evvel ayağında demir çarıklarla Anadolu'yu köşe bucak dolaşıp toplumun tüm kesimleriyle kucaklaşarak ve ta o günlerden birlik mayasını çalarak, "ben çiftçiyim, ben köylüyüm, ben memurum, ben işçiyim, ben polisim, ben askerim?" diyor ve bunun pratiğini ortaya koyuyordu Haydar Baş.
Herkesi kucaklayan bir anlayışÇeyrek asırlık aktif hizmet halkalarında Prof. Dr. Haydar Baş hep "Büyük Türkiye", "Kâinat Devleti Türkiye" sevdasıyla yaşamıştır. Hakkâri'de ayağına diken batan çocuk ta, tarlalarda çapa yapan, çift süren, bel belleyen çiftçi de, Edirne'de sokakta sabahlayan sarhoş ta onun için yaraları sarılması gereken evlatlardır, kardeşlerdir.
Tarıma farklı bir yaklaşımTelevizyon ekranlarında 'Milletin Efendisi' adlı tarım programının yapmam hasebiyle tüm siyasi partilerin programlarını okuyan bir gazeteci kimliğiyle söylemek gerekirse; Prof. Dr. Haydar Baş dışındaki tüm siyasiler köylü ve çiftçiyi ağızlarına bile almıyorlar. Prof. Dr. Haydar Baş ortaya koymuş olduğu ve parti programına almış olduğu 'Milli Ekonomi Modeli'nde tarımın tüm sorunlarına köklü çözümler sunmuş ve tarımı en stratejik sektör olarak ilan etmiştir.
Milli duruşa sahip bir liderDiğer siyasiler bugüne dek zoru gösterip bu milletin neyi yapamayacağını izah etmekle ve ABD'nin önünde eğilmekle meşgullerken; Prof. Dr. Haydar Baş her zaman ve her yerde 'ben yaparım' dedi ve nasıl yapacağını da eserleri ve milli duruşuyla ortaya koydu. Değerli okurlar siz şu ana dek hiçbir siyasiden 'ben yaparım, ben bu işi başarırım' diye bir söz duydunuz mu Allah aşkına?
Özgüven sahibi bir lider?Prof. Dr. Haydar Baş, "Milli Ekonomi Modeli benim hayat birikimim ve tezimdir" derken ilk başta tarladaki çiftçiyi, sokaktaki hamalı düşündüğünü belirterek şunları söylüyor: "Köylüyü, fakiri-fukarayı, İşçiyi, memuru, emekliyi düşünerek yola çıktım ve bu eserimi yazdım. Ben bu işi yaparım. Bunda hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın." Prof. Dr. Baş, önce bu topraklar için sonra toptan insanlık için gerçek çözüm sofrasını tam bir cömertlik ile önümüze seriyor. Bu sofrada haklıya hakkını teslim, hadsize haddini bildirmek var! Ekonomik ve sosyal adalet var! "Baba Devlet" kavramının ihyası ve bunun içinin doldurulması ile ortaya çıkan müthiş bir zenginlik, refah ve mutluluk var! Prof. Dr. Haydar Baş'a, dünyada ve ülkemizde var olan iç karartıcı tablonun değişebileceğine, şartların yenilebileceğine dair millette ve bizlerde uyandırdığı inanç ve ruhi diriliş için teşekkür ediyoruz.
Çiftçinin bir eli yağda bir eli balda olacakSevgili okurlar lafı fazla uzatmadan söyleyelim ki; Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, hakkında çok sayıda uluslararası kongre yapılan Milli Ekonomi Modeli'ndeki (MEM) tarım projeleri uygulansaydı bugün ülkemizde şu an yaşandığı şekliyle bir tarım depremi yaşanmayacaktı. Ürettikleri tarımsal ürünler kendi nüfuslarını beslemenin ötesinde, ABD'de hububat dağları, Avrupa'da süt nehirleri ile et buzullarının oluştuğunu unutmayalım. Milli Ekonomi Modeli'nin uygulandığı günlerde çiftçimiz, en kaliteli ürünü, sınırsızca ve alım garantisiyle üretebilecek. Bir eli yağda bir eli balda olacak. Elveda fakirlik diyerek, patron olacak. Hülasa en kalitelisini üretmekten başka bir şey yapmayacak köylümüz.
Emsalsiz tarım projeleri?İşte Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde tarım için öngörülen özet projeler: ? Çiftçiden, planlı ve sürekli üretime katıldığı sürece vergi alınmayacak ve ürün alım garantisiyle doğrudan desteklenecektir.? Toprağı olmayan köylüye, üretim yapılması şartıyla toprak verilerek üretime katılması sağlanacak.? Devlet tarafından ürünün tahmini bedelinin yüzde ellisi üreticiye avans olarak hasat ayından altı ay önce peşin olarak ödenecektir.? Kuraklık, don, sel gibi doğal afetlere karşı, ürün sigorta sistemi getirilerek üreticilerin zararları karşılanacaktır.? Stratejik öneme sahip tarım sektöründe yerli üretim, ithal ürünlere karşı gümrük duvarları yoluyla korunacaktır.? Tarım ürünlerine IMF ve Dünya Bankası dayatmasıyla getirilen tahditler tamamen kaldırılacak, yerli üretimin arttırılması teşvik edilecektir.? Çiftçiye devlet tarafından tohum, fidan, gübre ve ilaç konularında yardım edilecektir.? Çiftçilere sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlanacaktır.? Türkiye'de tarım alternatifsizdir. Onun için tarım ürünlerine alternatif aramak yerine, tarıma dayalı sanayinin kurulması teşvik edilecektir. Bu amaçla devlet tarıma dayalı sanayi üzerine yatırım yapmak isteyen girişimcilere proje mukabili sıfır faizli, gerekirse geri ödemesi üretim olarak alınabilecek kredi doğrudan verilecektir. ? Hükümet, bizzat pazarlama hususunda üreticilerimize öncülük edecektir. Dünyanın her yerinde pazar bulacaktır. Çiftçinin pazar problemi olmayacaktır.? Ülkemizdeki tarıma uygun arazilerin envanteri çıkarılacak, iklim ve toprak özelliklerine göre uygun tarımsal ürün grupları belirlenecektir.? Tarım tek başına bir sektör olarak değil, tarıma dayalı ilgili sanayi dalları ile bir bütün olarak alınacaktır. Bu amaç doğrultusunda tarım ürünlerinin son mamul haline getirilmesi için entegre sanayi kuruluşları teşvik edilecektir.? Coğrafya, iklim, nüfus ile iç ve dış piyasa dengeleri göz önünde tutularak, tarım sektörünün üretim, miktar, çeşit, nitelik planlamaları ve AR-GE çalışmaları yapılacaktır.? Çiftçinin kooperatifleşerek güç birliği yapması desteklenecektir. Kooperatiflere tarımsal alet ve makine desteği verilecektir.? Üretici ile tüketici arasındaki zincir kısaltılarak üreticinin yüksek gelir, tüketiciye ucuz ürün sağlanacak, kooperatiflerden bu amaçla istifade edilerek, hal yasası tekrar gözden geçirilecek.? Sanayinin hammaddesi olan tarım ürünlerinin "Dar Bölge Kalkınma Modeli"yle, ilgili sanayi kollarıyla entegrasyonu sağlanacaktır.? Tarımsal üretim merkezlerine, -maliyetleri azaltmak için- ucuz taşıma aracı olan demiryolları hatları çekilerek etkin kullanımı sağlanacaktır.? Yerli gübre üretimine destek verilecektir.? Minimum su sarfiyatıyla, yüksek ürün miktarı ve kalite sağlayan modern tarım teknolojileri (damıtma sistemi, hidrofilik katkı maddeleri) yaygınlaştırılacaktır.? Yeni su kaynakları bulunarak, tarımın hizmetine sunulacaktır.? Katma değeri yüksek olan hayvancılığın temel girdi kalemlerinden olan yem ihtiyacının sağlanabilmesi amacıyla, ilgili tarım ürünlerinin yeterli miktarda üretimi teşvik edilecektir.
Çiftçinin ürettiğini devlet pazarlayacakKonuşmalarında sık sık "Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında çiftçinin ürününe pazar bulma görevi devletin olacak, devlet çiftçiye üretimi karşılığında tam destek olacak" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Haydar Baş tarım kesiminedevletin destek vermesinin olmazsa olmaz bir kural olduğunu her fırsatta dile getirmektedir. Her cumartesi günü Meltem TV'de canlı olarak yayınlanan ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuk edildiği Ekoanaliz programında bir süre önce tarım konusu masaya yatırılmıştı. Bu programda Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş şu ifadelerde bulunmuştu: "Devletin desteği olması şarttır. Bağımsız Türkiye Partisi, "Sosyal Devlet" anlayışıyla tarıma destek verecek. Bu sayede hem müstahsil hiçbir kuruş ödemeden fert olarak sigortalı yapılacak, hem de elindeki tohumu ve işlediği arazi her türlü probleme karşı sigortalı yapılacak. Çiftçi tohumunu henüz toprağa atmadan altı ay önce ürün bedelinin yarısı avans olarak ödenecek; diğer yarısını ürününü teslim aldığı zaman peşin alacak. Bağımsız Türkiye Partisi bu şekilde bakan bir anlayışla tarım köylüsüne gerekli olan her desteği vermek suretiyle, hem çiftçinin, hem üreticinin, hem de tüketicinin yanında olacak ve Allah nasip ederse tarımda tüm vatandaşların yüzü gülecektir."
Çiftçimiz ırgat değil, patron olacakBu noktada hemen söyleyelim ki Milli Ekonomi Modeli'nde tarım için öngörülen çözümler yegâne çözümdür? Ülkemiz köylüsünü yaşadığı bu cendereden, sıkışıp kalmışlıktan, kabızlıktan kurtaracak olan tek adres Milli Ekonomi Modeli'dir. Türk köylü ve çiftçisi Milli Ekonomi Modeli'ni iktidar ettiği gün bir eli yağda bir eli balda olacaktır. Hiçbir kısıtlama olmaksızın en kaliteli ürünü üretmekten zevk alacak. Sırtı pek, cebi para dolacaktır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın deyişiyle artık patron olacak köylülerimiz, ecnebileri bu topraklarda ırgat olarak çalıştıracaklardır. Türk köylüsü tekrar milletin efendisi olmak istiyorsa, seçimden seçime dağıtılan kömür ve makarnaya bundan böyle kanmayacak ve BTP' ye 'evet' diyerek; 'veren el' konumuna gelecektir. Ağa olmak ta, paşa olmak ta, züğürt olmak ta çiftçinin elinde...
ADEM BİRİNCİ İLE MİLLETİN EFENDİSİ / adembirinci@gmail.com