Küreselleşme, sömürgeciliğin 21. yüzyıldaki şeklidir
Bugün küreselleşme rotalı çokuluslu şirketler, kapitalist anlayışın bir sonucu ve sömürgeciliğin 21. yüzyıldaki şeklidir. Kapitalizmdeki sözde serbest rekabet ortamı, tekelleşmeyi doğurmuş ve zamanla karteller oluşmuştur.
Kapitalizm, global firmaların çıkarlarını korurLiberal- kapitalist modellerde devletlerin dış politikalarında asıl etkili unsur global firmaların çıkarlarıdır. Dikkat edilirse ABD Başkanı ve yönetim kadrosu, tamamı ile bu iş çevrelerinin şirketlerinde bir dönem görev yapmış, ortak olmuş veya bizatihi global sermayeye yön veren kişilerdir. Başta ABD olmak üzere kapitalist ülkelerin, özellikle dış politikalarını o ülkelerde konumlanmış global şirketlerin çıkarlarına uygun olarak geliştirmesi kaçınılmazdır. Öte yandan üretim fazlalarının ortaya çıkması da pazar arayışlarını beraberinde getirmektedir. Kapitalist ülkeler içeride ortaya çıkan pazar problemini başka ülkelerin pazarlarını ele geçirerek kapatmaya çalışmaktadırlar. Üretim için gerekli olan hammadde ihtiyacı ise emperyalizmin temel sebeplerindendir. Dolayısıyla kapitalist toplumlarda içteki ezici rekabet, nasıl işliyorsa, dışarıda da öyle işlemektedir. Bugün çokuluslu şirketler dünyayı bir ağ gibi sarmıştır. Sömürgeciliğin modern mümessilleri olan bu global firmalar, geri kalmış ülkelerin kaynaklarını, insan gücünü ve hammadde zenginliklerini sömürmektedirler.Kapitalizmin bu karakteri, çoluk-çocuk ayrımı da yapmamaktadır. Nitekim ABD'de olumsuz koşullarda çalışan çocuk işçilerin sayısı gün geçtikçe artarken, Filipinler'deki Amerikan şirketleri sadece paketleme servislerinde 1447 çocuk çalıştırmaktadırlar. "Guatemala'da halen Searas, Gap, Kmart gibi Amerikan şirketlerine mal üreten 250 fabrika bulunmaktadır. Trimmer, Guatemala City'deki bir imalathane hakkındaki izlenimlerini aktarırken şunlara dikkat çekiyordu: ? ustabaşı hamile işçileri ayıklamak için her 15 günde bir karınlarını hedef alarak kadın işçileri dövmektedir".
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Ünal Emiroğlu / Mimar Sinan ÜniversitesiUlusal bilinci yükselten eser200 yıla yakın bir süredir Batı, "sosyal devlet", "sosyal haklar", "sosyal hukuk" gibi kavramlarla uğraşıyor. Bu kavramlar 1960 sonrası Türkiye'sinde sözü en çok edilenlerdendir. 40 yılı aşkın bir süredir ülkemizde bu kavramlar çerçevesinde yürütülen tartışma ve mücadele, demokrasi ve hukuk devleti sorunlarına ilişkin tartışmalar kadar yoğundur. Ne var ki, özellikle sosyal haklarla ilgili olanda göze çarpan, genel ve çözüm üreten çalışmaların yokluğu ya da azlığıdır. İşte Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Sosyal Devlet, Milli Devlet' kitabı, gerek öğretide gerekse bireysel ve toplumsal yaşamımızda, bu alanda duyulan ihtiyaca büyük ölçüde cevap getirebilmiştir. Sayın Baş'ın bu eseri, bu ülkenin evladına, ulusal bilincinin yükselmesinde çok önemli katkıda bulunmuştur. Yeryüzünü kan gölüne çevirip, sömürü düzenini insanlığın yok olması pahasına sürdürmeye çalışan, militanlığı kapitalist sermayenin emrine veren Amerikan gücünün ülkemizdeki uzantılarından ve yerli işbirlikçilerinden Milletimizin hesap sorma gününü olabildiğince çabuklaştıracak bir projeye, bu eseriyle imza atmıştır Sayın Baş.
Bugün küreselleşme rotalı çokuluslu şirketler, kapitalist anlayışın bir sonucu ve sömürgeciliğin 21. yüzyıldaki şeklidir. Kapitalizmdeki sözde serbest rekabet ortamı, tekelleşmeyi doğurmuş ve zamanla karteller oluşmuştur.
Kapitalizm, global firmaların çıkarlarını korurLiberal- kapitalist modellerde devletlerin dış politikalarında asıl etkili unsur global firmaların çıkarlarıdır. Dikkat edilirse ABD Başkanı ve yönetim kadrosu, tamamı ile bu iş çevrelerinin şirketlerinde bir dönem görev yapmış, ortak olmuş veya bizatihi global sermayeye yön veren kişilerdir. Başta ABD olmak üzere kapitalist ülkelerin, özellikle dış politikalarını o ülkelerde konumlanmış global şirketlerin çıkarlarına uygun olarak geliştirmesi kaçınılmazdır. Öte yandan üretim fazlalarının ortaya çıkması da pazar arayışlarını beraberinde getirmektedir. Kapitalist ülkeler içeride ortaya çıkan pazar problemini başka ülkelerin pazarlarını ele geçirerek kapatmaya çalışmaktadırlar. Üretim için gerekli olan hammadde ihtiyacı ise emperyalizmin temel sebeplerindendir. Dolayısıyla kapitalist toplumlarda içteki ezici rekabet, nasıl işliyorsa, dışarıda da öyle işlemektedir. Bugün çokuluslu şirketler dünyayı bir ağ gibi sarmıştır. Sömürgeciliğin modern mümessilleri olan bu global firmalar, geri kalmış ülkelerin kaynaklarını, insan gücünü ve hammadde zenginliklerini sömürmektedirler.Kapitalizmin bu karakteri, çoluk-çocuk ayrımı da yapmamaktadır. Nitekim ABD'de olumsuz koşullarda çalışan çocuk işçilerin sayısı gün geçtikçe artarken, Filipinler'deki Amerikan şirketleri sadece paketleme servislerinde 1447 çocuk çalıştırmaktadırlar. "Guatemala'da halen Searas, Gap, Kmart gibi Amerikan şirketlerine mal üreten 250 fabrika bulunmaktadır. Trimmer, Guatemala City'deki bir imalathane hakkındaki izlenimlerini aktarırken şunlara dikkat çekiyordu: ? ustabaşı hamile işçileri ayıklamak için her 15 günde bir karınlarını hedef alarak kadın işçileri dövmektedir".
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Ünal Emiroğlu / Mimar Sinan ÜniversitesiUlusal bilinci yükselten eser200 yıla yakın bir süredir Batı, "sosyal devlet", "sosyal haklar", "sosyal hukuk" gibi kavramlarla uğraşıyor. Bu kavramlar 1960 sonrası Türkiye'sinde sözü en çok edilenlerdendir. 40 yılı aşkın bir süredir ülkemizde bu kavramlar çerçevesinde yürütülen tartışma ve mücadele, demokrasi ve hukuk devleti sorunlarına ilişkin tartışmalar kadar yoğundur. Ne var ki, özellikle sosyal haklarla ilgili olanda göze çarpan, genel ve çözüm üreten çalışmaların yokluğu ya da azlığıdır. İşte Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Sosyal Devlet, Milli Devlet' kitabı, gerek öğretide gerekse bireysel ve toplumsal yaşamımızda, bu alanda duyulan ihtiyaca büyük ölçüde cevap getirebilmiştir. Sayın Baş'ın bu eseri, bu ülkenin evladına, ulusal bilincinin yükselmesinde çok önemli katkıda bulunmuştur. Yeryüzünü kan gölüne çevirip, sömürü düzenini insanlığın yok olması pahasına sürdürmeye çalışan, militanlığı kapitalist sermayenin emrine veren Amerikan gücünün ülkemizdeki uzantılarından ve yerli işbirlikçilerinden Milletimizin hesap sorma gününü olabildiğince çabuklaştıracak bir projeye, bu eseriyle imza atmıştır Sayın Baş.