Bir kimlik etrafında bir ve beraber olan etnik kökenler milletleri oluşturmaktadır. Türkiye örneği de aslında böyledir. Yıllardan beri ifade ettiğimiz gibi topraklarımızdaki vatandaşlarımızın Türk, Kürt, Laz, Çerkez? gibi etnik çeşitliliği, kardeşliğimizi, birliğimizi bozmamaktadır.
Yıllarca bu vatanda Türk kimliği altında aynı değerlerle yoğrulmuş ve aynı değerleri koruma sevdalısı olan halklar, Türk bünyesini, yani Türk milletini oluşturmuşlardır.
Bu sebeple etnik çeşitlilik, asla bir ayrımcılık sebebi değil, tam tersine bir zenginliktir. Tarihten gelen kültür birliği, siyaset birliği, inanç birliği vs. gibi değerlerle süzülerek gelip "medeniyet birliği"mizi oluşturan bu çeşitlilik, ayrılık sebebi değil; bilakis güçlü bir bünyenin oluşması demektir. Hepsi aynı kaynaktan beslendikleri için örfleri, adetleri, gelenekleri birdir.
Dili, dini, tarihi, kültürü, gelenekleri, siyaseti, medeniyeti aynı olan bu etnik grupların vücuda getirdiği millet, "Türk Milleti" olup; bu grupların birinin diğerinden farkı yoktur. Çünkü hepsi, aynı kaynaktan beslenip, zaman içinde aynı maya ile yoğrulup gelmişlerdir. "Bir bünye"yi meydana getiren bu etnik zenginliğimizi tarih boyu aşındırıp yok etmeye çalışanlar; tek vücut halindeki bu bünyeyi oluşturan unsurların dini, dili, kültürü, medeniyeti ile oynayanlar, tarihin hiçbir döneminde başarılı olamamışlardır.
Lozan görüşmelerinde Atatürk "ancak gayr-i Müslimler azınlıktır" ölçüsünü ortaya koyarak, etnik çeşitliliğin bir istismar unsuru olmasına müsaade etmemiş; aksine birlik ve beraberliğimizin dayandığı temellerden olduğunu belirlemiştir. Ne gariptir ki, globalleşme adı altında ayrı özelliklerdeki devletler, bir araya gelirken; AB projesi adı altında Avrupa Kıtası ortak bir kültür etrafında birleşmeye çalışırken; parçalanmak istenen ülkelerde etnik çeşitlilik, "azınlık hakları" adı altında kavga unsuru haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Victor Minin / Rusya Bilimler akademisiSosyal devlet kitabı Rusya için gerekliGlobal değişmeler olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Eski dünya gözlerimizin önünde yıkılmaktadır. 1991'de yılında Sosyalizm düşüncesi öldü ve neticede Sovyetler Birliği dağıldı. 2001'in 11 Eylül'ünde liberalizm ideolojisi öldü. Ve tüm kurtarma çabalarına göre batı bloğu aynı objektif sebeplerden dolayı dağılmaktadır. Bu eski sömürgeci sistemin son nefesini verdiğini görmekteyiz. Bu kaos içerisinde aynı anda yeni dünyanın doğuşunu da gözlemekteyiz ve bu yeni sürecin başında Prof. Dr. Haydar Baş gibi yeni tip liderler olmaktadır. O siyasi faaliyeti ve kitap çalışmalarıyla her şeye rağmen Türkiye'nin aydın geleceği için zor mücadelesini devam ettirmektedir. Onun sosyal devlet kitabı, yanız Türkiye için değil, Rusya için de gerekmektedir. Şu anda Rusya'da açık bir şekilde ve tüm sahalarda lider Vladimir Putin ve Rusya'nın yeni Cumhurbaşkanı Dmitriy Medvedev idaresince herkesi memnun edecek yeni kuralların ve yeni ülkenin gelişim stratejisi aranmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın kitabı ortak işimiz için tam zamanında yapılan değerli bir katkıdır.
Yıllarca bu vatanda Türk kimliği altında aynı değerlerle yoğrulmuş ve aynı değerleri koruma sevdalısı olan halklar, Türk bünyesini, yani Türk milletini oluşturmuşlardır.
Bu sebeple etnik çeşitlilik, asla bir ayrımcılık sebebi değil, tam tersine bir zenginliktir. Tarihten gelen kültür birliği, siyaset birliği, inanç birliği vs. gibi değerlerle süzülerek gelip "medeniyet birliği"mizi oluşturan bu çeşitlilik, ayrılık sebebi değil; bilakis güçlü bir bünyenin oluşması demektir. Hepsi aynı kaynaktan beslendikleri için örfleri, adetleri, gelenekleri birdir.
Dili, dini, tarihi, kültürü, gelenekleri, siyaseti, medeniyeti aynı olan bu etnik grupların vücuda getirdiği millet, "Türk Milleti" olup; bu grupların birinin diğerinden farkı yoktur. Çünkü hepsi, aynı kaynaktan beslenip, zaman içinde aynı maya ile yoğrulup gelmişlerdir. "Bir bünye"yi meydana getiren bu etnik zenginliğimizi tarih boyu aşındırıp yok etmeye çalışanlar; tek vücut halindeki bu bünyeyi oluşturan unsurların dini, dili, kültürü, medeniyeti ile oynayanlar, tarihin hiçbir döneminde başarılı olamamışlardır.
Lozan görüşmelerinde Atatürk "ancak gayr-i Müslimler azınlıktır" ölçüsünü ortaya koyarak, etnik çeşitliliğin bir istismar unsuru olmasına müsaade etmemiş; aksine birlik ve beraberliğimizin dayandığı temellerden olduğunu belirlemiştir. Ne gariptir ki, globalleşme adı altında ayrı özelliklerdeki devletler, bir araya gelirken; AB projesi adı altında Avrupa Kıtası ortak bir kültür etrafında birleşmeye çalışırken; parçalanmak istenen ülkelerde etnik çeşitlilik, "azınlık hakları" adı altında kavga unsuru haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Victor Minin / Rusya Bilimler akademisiSosyal devlet kitabı Rusya için gerekliGlobal değişmeler olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Eski dünya gözlerimizin önünde yıkılmaktadır. 1991'de yılında Sosyalizm düşüncesi öldü ve neticede Sovyetler Birliği dağıldı. 2001'in 11 Eylül'ünde liberalizm ideolojisi öldü. Ve tüm kurtarma çabalarına göre batı bloğu aynı objektif sebeplerden dolayı dağılmaktadır. Bu eski sömürgeci sistemin son nefesini verdiğini görmekteyiz. Bu kaos içerisinde aynı anda yeni dünyanın doğuşunu da gözlemekteyiz ve bu yeni sürecin başında Prof. Dr. Haydar Baş gibi yeni tip liderler olmaktadır. O siyasi faaliyeti ve kitap çalışmalarıyla her şeye rağmen Türkiye'nin aydın geleceği için zor mücadelesini devam ettirmektedir. Onun sosyal devlet kitabı, yanız Türkiye için değil, Rusya için de gerekmektedir. Şu anda Rusya'da açık bir şekilde ve tüm sahalarda lider Vladimir Putin ve Rusya'nın yeni Cumhurbaşkanı Dmitriy Medvedev idaresince herkesi memnun edecek yeni kuralların ve yeni ülkenin gelişim stratejisi aranmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın kitabı ortak işimiz için tam zamanında yapılan değerli bir katkıdır.