Vergi alınmayan tüketicinin cebine, devlet, bir de fazladan para koyarak, aslında piyasaları canlandırmak için nereden bulunacağı düşünülen parayı temin edecektir.
Yani mal ve üretimin karşılığı olarak piyasaların ihtiyacı olan para, bu yöntemle kendiliğinden piyasaya sunulmuş olacaktır. Sistem emme-basma tulumba gibi dengesini kuracaktır. Vatandaşlık maaşının ekonomiye olan bu katkısı, piyasalarda istihdamın artmasını sağlayacağı için işsizlik diye bir problem de kalmayacaktır.
Vatandaş zilletten kurtulacakVatandaşlık maaşının belki de hepsinden önemli diğer bir getirisi, giriş kısmında ifade ettiğimiz gibi, bugün "Türküm diyemeyecek derecede zillet noktası"na getirilmek istenen insanımıza, tarihinde gördüğü ve fakat bugün unuttuğu kendine güvenin ve saygının iadesi olacaktır. İnsanımız, "Ben Türküm" deme onurunu bu proje ile tekrar yaşayacaktır. Bu bağlamda hakikatte vatandaşlık maaşı, devletini sevme, kimliğine ve vatanına sahip çıkma projesidir.
İçteki birlik sağlanmalıdırMilli Devlet kavramı, yeni dünya düzeninde "küçük veya küçültülmüş devletler"den ve "dağıtılmış milletler"den bahseden küreselleşme taraftarları için son derece tehlikelidir. Bu bağlamda milli birlik ve milli bütünlük, ne kadar korktukları iki esas ise; bunlarla ayakta duran "ulus devlet" de o derece globalizmi tehdit eden bir devlet tipidir. Milli Devlet'in muhafazasında en önemli ve öncelikli unsur, elbette "içteki birliğin temin edilebilmesi"dir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti farklı etnik gruplardan vücut bulmuştur. Ancak gelenekleri, örf ve adetleri, siyaseti, dini, tarihi ve kültürü "bir" olarak bir medeniyet birikimi ile şekillenen Türk kimliğimiz, tüm etnik grupları bünyesinde toplamış, "yekvücut" ve "tek kimlik" haline getirmiştir;bunun adı Türk milletidir. Artık burada farklılıklardan değil, tek olan bünyenin aslabirbirinden kopartılamayacak ehemmiyeti haiz uzuvlarından, başından, elinden ve ayağından bahsedilebilir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERDr. Birol Şensoy / KKTCMilli Devlet dışındaki tezler sınıfta kaldıMilli Devleti, diğer sistemlerle kıyaslanmayacak kadar farklı bir noktaya taşıyan, tezin gayesine ve merkezine "insanın konulması"dır. "İnsanı tanıma" gerçeğiyle sağlanacak bir devlet anlayışı, Milli Devlet modeli ile hayata geçirilmektedir. Yaşanamayan hak, insan hakkı değildir. Hakların yaşanmadığı bir toplumda gerçek manada özgürlüklerden bahsetmek mümkün değildir. Özellikle sosyal ve iktisadi haklar, bu çerçeveden ele alındığında Sosyal Devlet/Milli Devlet dışındaki bütün tezlerin, gerek teorik, gerekse uygulamada sınıfta kaldıkları görülmektedir. Müslüman Türk tarihindeki devlet anlayışı, şu öz cümle üzerine oturur: "insanı yaşat ki devlet yaşasın." Yani insana sahip olduğu hakları yaşatan devletler, hayatlarını devam ettirebilirler. Gerek kapitalist, gerekse Marksist anlayışlar, sınıflar arasında sürekli bir kavganın varlığına dikkat çekmektedirler. Bu zihniyetlerin hakim olduğu toplumlarda, bireyler arasında ve milletler arasında kavga bir hayat tarzı olarak ortaya çıkmaktadır.
Yani mal ve üretimin karşılığı olarak piyasaların ihtiyacı olan para, bu yöntemle kendiliğinden piyasaya sunulmuş olacaktır. Sistem emme-basma tulumba gibi dengesini kuracaktır. Vatandaşlık maaşının ekonomiye olan bu katkısı, piyasalarda istihdamın artmasını sağlayacağı için işsizlik diye bir problem de kalmayacaktır.
Vatandaş zilletten kurtulacakVatandaşlık maaşının belki de hepsinden önemli diğer bir getirisi, giriş kısmında ifade ettiğimiz gibi, bugün "Türküm diyemeyecek derecede zillet noktası"na getirilmek istenen insanımıza, tarihinde gördüğü ve fakat bugün unuttuğu kendine güvenin ve saygının iadesi olacaktır. İnsanımız, "Ben Türküm" deme onurunu bu proje ile tekrar yaşayacaktır. Bu bağlamda hakikatte vatandaşlık maaşı, devletini sevme, kimliğine ve vatanına sahip çıkma projesidir.
İçteki birlik sağlanmalıdırMilli Devlet kavramı, yeni dünya düzeninde "küçük veya küçültülmüş devletler"den ve "dağıtılmış milletler"den bahseden küreselleşme taraftarları için son derece tehlikelidir. Bu bağlamda milli birlik ve milli bütünlük, ne kadar korktukları iki esas ise; bunlarla ayakta duran "ulus devlet" de o derece globalizmi tehdit eden bir devlet tipidir. Milli Devlet'in muhafazasında en önemli ve öncelikli unsur, elbette "içteki birliğin temin edilebilmesi"dir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti farklı etnik gruplardan vücut bulmuştur. Ancak gelenekleri, örf ve adetleri, siyaseti, dini, tarihi ve kültürü "bir" olarak bir medeniyet birikimi ile şekillenen Türk kimliğimiz, tüm etnik grupları bünyesinde toplamış, "yekvücut" ve "tek kimlik" haline getirmiştir;bunun adı Türk milletidir. Artık burada farklılıklardan değil, tek olan bünyenin aslabirbirinden kopartılamayacak ehemmiyeti haiz uzuvlarından, başından, elinden ve ayağından bahsedilebilir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERDr. Birol Şensoy / KKTCMilli Devlet dışındaki tezler sınıfta kaldıMilli Devleti, diğer sistemlerle kıyaslanmayacak kadar farklı bir noktaya taşıyan, tezin gayesine ve merkezine "insanın konulması"dır. "İnsanı tanıma" gerçeğiyle sağlanacak bir devlet anlayışı, Milli Devlet modeli ile hayata geçirilmektedir. Yaşanamayan hak, insan hakkı değildir. Hakların yaşanmadığı bir toplumda gerçek manada özgürlüklerden bahsetmek mümkün değildir. Özellikle sosyal ve iktisadi haklar, bu çerçeveden ele alındığında Sosyal Devlet/Milli Devlet dışındaki bütün tezlerin, gerek teorik, gerekse uygulamada sınıfta kaldıkları görülmektedir. Müslüman Türk tarihindeki devlet anlayışı, şu öz cümle üzerine oturur: "insanı yaşat ki devlet yaşasın." Yani insana sahip olduğu hakları yaşatan devletler, hayatlarını devam ettirebilirler. Gerek kapitalist, gerekse Marksist anlayışlar, sınıflar arasında sürekli bir kavganın varlığına dikkat çekmektedirler. Bu zihniyetlerin hakim olduğu toplumlarda, bireyler arasında ve milletler arasında kavga bir hayat tarzı olarak ortaya çıkmaktadır.