Kapitalist anlayışın kuramcılarından Malthus nüfusun geometrik olarak, gıda maddelerinin ise aritmetik olarak arttığını ifade etmişti.
1. grafik incelendiğinde, para miktarı ve teknoloji yatırımları sabit tutulursa ve kaynakların sınırlı olduğu kabul edilirse, emek miktarındaki artış ile toplam ürün miktarındaki artış aynı oranda olmayacaktır. Bu herkesin bildiği Azalan Verimler Kanunu'dur. Kapitalist anlayışlar kaynakların sınırlı olduğu yanılgısından yola çıkarak, emeğin marjinal veriminin sınırlı kaynaklardan dolayı azalacağını iddia etmiş ve görüşünü de Azalan Verimler Kanunu olarak ifade etmiştir. Buradan yola çıkarak artan dünya nüfusunun, kaynakların yetersizliğinden dolayı kendisine bakamayacağı sonucuna varmıştır. Oysa bu sübjektif görüşü bir kenara bırakıp dünyanın gerçeklerinden yola çıkarsak, 2. grafikte olduğu gibi para miktarı ve teknoloji kısıtlamaları kaldırıldığında ve kaynakların sınırsız olduğu dikkate alındığında, hem emek, üretim eğrisi, hem de eğrinin eğimi sürekli artacaktır.Diğer taraftan tüketilen malın miktarı arttığında marjinal fayda eğrisi grafik 3'te olduğu gibi azalacaktır. Dolayısıyla, nüfus arttıkça tüketim eğrisi artacak ancak bu artış, nüfusun artmasından kaynaklanan üretim artışının altında kalacaktır.Ekonomilerde emeğin devreye konulmasının önündeki engeller (başta sermaye engeli olmak üzere) kaldırıldığında, birim zamanda bir bireyin üreteceği katmadeğer, tüketeceği miktara oranla daha büyüktür.Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Aare-Maldus Uustalu - EstonyaMEM tartışmaların ötesine geçtiGloballeşmiş ekonomi logistik kurumların plan ve projeleri ile adeta dünyayı bir örümcek ağı gibi sarmaktadır. Coğrafi şartlar ve ekonomi sahasındaki global hareketliliğin küçük ve korumasız ekonomiler üzerinde çok büyük tesirleri olmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş kapitalist ekonomi modellerinin küçük ve gelişmekte olan ülke ekonomileri için verimsiz olduğunu ifade ediyor ki, bu tezinde çok haklıdır. Baltık ülkelerinin herşeyden önce tarafsız bir Milli Ekonomi Modeli'ne ve onun logistik programlarına ihtiyaçları vardır. Aynı zamanda tek taraflı düşünen yabancı bilirkişi ve kurumlar devredışı bırakılmalıdır. Baltık ülkeleri bazı büyümeler yakalamış olsalar da büyük cari açıklar vermişlerdir. Prof. Dr. Baş'ın bize sunduğu sistem, kapitalizm'e bağlı ekonomik sistemlerin büyük yapısal sorunlar yaşadığını ortaya koydu. Milli Ekonomi Modeli'nin bizim için bütünüyle çözüm öneren bir model olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, artık 'olumlu mu, uygulanabilir mi?' tartışmalarının ötesine geçmiştir. Bir sonraki süreç atılan somut adımlarla alınan sonuçların değerlendirilmesi olmalıdır. Biz Estonya olarak Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmekten başka bir yol bilmiyoruz. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Birliği'nin (UMEB) bir şubesinin de Estonya üniversitemizde açılmasını talep ediyoruz.
1. grafik incelendiğinde, para miktarı ve teknoloji yatırımları sabit tutulursa ve kaynakların sınırlı olduğu kabul edilirse, emek miktarındaki artış ile toplam ürün miktarındaki artış aynı oranda olmayacaktır. Bu herkesin bildiği Azalan Verimler Kanunu'dur. Kapitalist anlayışlar kaynakların sınırlı olduğu yanılgısından yola çıkarak, emeğin marjinal veriminin sınırlı kaynaklardan dolayı azalacağını iddia etmiş ve görüşünü de Azalan Verimler Kanunu olarak ifade etmiştir. Buradan yola çıkarak artan dünya nüfusunun, kaynakların yetersizliğinden dolayı kendisine bakamayacağı sonucuna varmıştır. Oysa bu sübjektif görüşü bir kenara bırakıp dünyanın gerçeklerinden yola çıkarsak, 2. grafikte olduğu gibi para miktarı ve teknoloji kısıtlamaları kaldırıldığında ve kaynakların sınırsız olduğu dikkate alındığında, hem emek, üretim eğrisi, hem de eğrinin eğimi sürekli artacaktır.Diğer taraftan tüketilen malın miktarı arttığında marjinal fayda eğrisi grafik 3'te olduğu gibi azalacaktır. Dolayısıyla, nüfus arttıkça tüketim eğrisi artacak ancak bu artış, nüfusun artmasından kaynaklanan üretim artışının altında kalacaktır.Ekonomilerde emeğin devreye konulmasının önündeki engeller (başta sermaye engeli olmak üzere) kaldırıldığında, birim zamanda bir bireyin üreteceği katmadeğer, tüketeceği miktara oranla daha büyüktür.Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Aare-Maldus Uustalu - EstonyaMEM tartışmaların ötesine geçtiGloballeşmiş ekonomi logistik kurumların plan ve projeleri ile adeta dünyayı bir örümcek ağı gibi sarmaktadır. Coğrafi şartlar ve ekonomi sahasındaki global hareketliliğin küçük ve korumasız ekonomiler üzerinde çok büyük tesirleri olmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş kapitalist ekonomi modellerinin küçük ve gelişmekte olan ülke ekonomileri için verimsiz olduğunu ifade ediyor ki, bu tezinde çok haklıdır. Baltık ülkelerinin herşeyden önce tarafsız bir Milli Ekonomi Modeli'ne ve onun logistik programlarına ihtiyaçları vardır. Aynı zamanda tek taraflı düşünen yabancı bilirkişi ve kurumlar devredışı bırakılmalıdır. Baltık ülkeleri bazı büyümeler yakalamış olsalar da büyük cari açıklar vermişlerdir. Prof. Dr. Baş'ın bize sunduğu sistem, kapitalizm'e bağlı ekonomik sistemlerin büyük yapısal sorunlar yaşadığını ortaya koydu. Milli Ekonomi Modeli'nin bizim için bütünüyle çözüm öneren bir model olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, artık 'olumlu mu, uygulanabilir mi?' tartışmalarının ötesine geçmiştir. Bir sonraki süreç atılan somut adımlarla alınan sonuçların değerlendirilmesi olmalıdır. Biz Estonya olarak Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmekten başka bir yol bilmiyoruz. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Birliği'nin (UMEB) bir şubesinin de Estonya üniversitemizde açılmasını talep ediyoruz.