Otomotivin gündeminde ‘risk' var
Otomotiv sektörü AB pazarındaki daralma ve bu nedenle yaşanan sıkıntıyı aşmak için çözüm yolları arıyor. Sektör, 2013'te de sıkıntının süreceğini öngörüyor
15.09.2012 00:00:00
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Taşıt Araçları Yan Sanayiciler Derneği (TAYSAD), dünya otomotiv endüstrisinde özellikle Avrupa Birliği (AB) merkezli yaşanan daralma ve bunun Türk sanayiine etkileri nedeniyle sektör temsilcilerini risklere karşı uyardı. Bu yıl yaşanan sıkıntının 2013 yılında devam edeceği öngörüsünde bulunan TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, dernek olarak “Finansal, stratejik, fiziki ve operasyonel olmak üzere sanayimiz açısından birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bunların önlemini şimdiden almalıyız” dedi.
2023 hedefi yakalanabilecek mi?
Sektörün 2023 hedefinin 4 milyon adet araç üretimi ve 75 milyar dolarlık ihracat olduğuna işaret eden Dudaroğlu, bu ortamda hedeflere nasıl ulaşılabileceğinden ziyade riskleri aşma konusunun gündemlerinde bulunduğunu söyledi. “Şu an AB merkezli daralan otomotiv endüstrisinden dolayı sektörde üretim ve kapasite fazlası mevcut. Böyle bir durumda biz 2023 hedefi için nerelere gidip kimlere ne satacağız? Böyle bir risk var” diye konuşan Dudaroğlu, yeni yatırımlar konusunda da AB merkezli yaşanan daralmalar ve bunun getireceği riskler doğrultusunda daha tedbirli olması gerektiğini altını çizdi.
Yeni pazarlar öne çıkıyor
Özellikle yan sanayinin son 5 yıldır risklerini dağıtmak için yeni müşteri ve pazarlarda büyüme çabası içine girdiğinin altını çizen Dudaroğlu; Rusya, İran, Afrika, Amerika, Çin ve Hindistan'da faaliyetlerini artırmaya çalıştıklarına işaret etti. Yine riskleri minimuma indirme adına Ar-Ge'nin öneminin altını çizen Dudaroğlu, “Tedarik zincirinde katma değerli ürünler yapmak için orta vadede başka şansımız bulunmamaktadır. Bu nedenle iki yıl öncesine kadar 2 olan Ar-Ge merkezli firma sayımız bugün 43'e ulaşmıştır. Bu da bizim endüstrimizin önünü açmak için gayretlerimizi gösteriyor” şeklinde konuştu.
10 yıl sonrası iyi kurgulanmalı
TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, gelecek yıllarda dünya otomotiv endüstrisinde satınalma ve birleşme operasyonlarının artacağına ve bu çerçevede gelişmemiş pazarlarda şimdiden olmaları gerektiğine değindi. Bugünkü mevuct riskler ile 10 yıl sonraki riskler arasında önemli farklar meydana geleceğini de aktaran Dudaroğlu, şimdiden bunların kurgularının yapılması gerektiğinin altını çizdi. Kurumun varlığının ve operasyonlarının kesintisiz devamı, sürprizlerin en aza indirilmesi, kayıpların maliyetlerinin azaltılması, gelir istikrarı, sürdürülebilir büyüme gibi konularda risk yönetimine ihtiyaç duyulduğunu aktaran Dudaroğlu, otomotiv endüstrisinin önündeki riskleri de şöyle sıraladı: “Yaşanan krizlere bağlı, çalıştığımız müşterinin finansal zorluk nedeniyle alacağımızı ödeyememesi, yeni pazarlarda müşteri analizinin ilk baştan doğru ve detaylı yapamama sonucunda ortaya çıkan riskler, kur riski, tedarik zincirinde ortaya çıkabilecek riskler. Ayrıca müşterinin adetleri artırmasına paralel iş ve işçi güvenliği riski, küresel müşterilerde ürünlerimizin tüm dünyaya dağılması ve hiç beklenmeyen bir zamanda ürün geri çağırma riski, iş durması riski gibi finansal, stratejik, fiziki ve operasyonel olmak üzere sanayimiz açısından birçok risk faktörü bulunmaktadır.”
Taşıt Araçları Yan Sanayiciler Derneği (TAYSAD), dünya otomotiv endüstrisinde özellikle Avrupa Birliği (AB) merkezli yaşanan daralma ve bunun Türk sanayiine etkileri nedeniyle sektör temsilcilerini risklere karşı uyardı. Bu yıl yaşanan sıkıntının 2013 yılında devam edeceği öngörüsünde bulunan TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, dernek olarak “Finansal, stratejik, fiziki ve operasyonel olmak üzere sanayimiz açısından birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bunların önlemini şimdiden almalıyız” dedi.
2023 hedefi yakalanabilecek mi?
Sektörün 2023 hedefinin 4 milyon adet araç üretimi ve 75 milyar dolarlık ihracat olduğuna işaret eden Dudaroğlu, bu ortamda hedeflere nasıl ulaşılabileceğinden ziyade riskleri aşma konusunun gündemlerinde bulunduğunu söyledi. “Şu an AB merkezli daralan otomotiv endüstrisinden dolayı sektörde üretim ve kapasite fazlası mevcut. Böyle bir durumda biz 2023 hedefi için nerelere gidip kimlere ne satacağız? Böyle bir risk var” diye konuşan Dudaroğlu, yeni yatırımlar konusunda da AB merkezli yaşanan daralmalar ve bunun getireceği riskler doğrultusunda daha tedbirli olması gerektiğini altını çizdi.
Yeni pazarlar öne çıkıyor
Özellikle yan sanayinin son 5 yıldır risklerini dağıtmak için yeni müşteri ve pazarlarda büyüme çabası içine girdiğinin altını çizen Dudaroğlu; Rusya, İran, Afrika, Amerika, Çin ve Hindistan'da faaliyetlerini artırmaya çalıştıklarına işaret etti. Yine riskleri minimuma indirme adına Ar-Ge'nin öneminin altını çizen Dudaroğlu, “Tedarik zincirinde katma değerli ürünler yapmak için orta vadede başka şansımız bulunmamaktadır. Bu nedenle iki yıl öncesine kadar 2 olan Ar-Ge merkezli firma sayımız bugün 43'e ulaşmıştır. Bu da bizim endüstrimizin önünü açmak için gayretlerimizi gösteriyor” şeklinde konuştu.
10 yıl sonrası iyi kurgulanmalı
TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, gelecek yıllarda dünya otomotiv endüstrisinde satınalma ve birleşme operasyonlarının artacağına ve bu çerçevede gelişmemiş pazarlarda şimdiden olmaları gerektiğine değindi. Bugünkü mevuct riskler ile 10 yıl sonraki riskler arasında önemli farklar meydana geleceğini de aktaran Dudaroğlu, şimdiden bunların kurgularının yapılması gerektiğinin altını çizdi. Kurumun varlığının ve operasyonlarının kesintisiz devamı, sürprizlerin en aza indirilmesi, kayıpların maliyetlerinin azaltılması, gelir istikrarı, sürdürülebilir büyüme gibi konularda risk yönetimine ihtiyaç duyulduğunu aktaran Dudaroğlu, otomotiv endüstrisinin önündeki riskleri de şöyle sıraladı: “Yaşanan krizlere bağlı, çalıştığımız müşterinin finansal zorluk nedeniyle alacağımızı ödeyememesi, yeni pazarlarda müşteri analizinin ilk baştan doğru ve detaylı yapamama sonucunda ortaya çıkan riskler, kur riski, tedarik zincirinde ortaya çıkabilecek riskler. Ayrıca müşterinin adetleri artırmasına paralel iş ve işçi güvenliği riski, küresel müşterilerde ürünlerimizin tüm dünyaya dağılması ve hiç beklenmeyen bir zamanda ürün geri çağırma riski, iş durması riski gibi finansal, stratejik, fiziki ve operasyonel olmak üzere sanayimiz açısından birçok risk faktörü bulunmaktadır.”