Bugüne kadar hiçbir ekonomi görüşü, paranın niyetin zuhuruna vesile olması özelliğine değinmemiştir. Paranın tahrik edici bir unsur (işlemci) olduğu Milli Ekonomi Modeli'nde paraya yüklenen bir fonksiyondur. Tahrik unsuru olan para, insanla buluşturulduğunda, ekonomik bir niyetin zuhuruna neden olduğu gibi var olan niyetin de açığa çıkmasına sebep olur. Para bu yönüyle iktisat ekollerinin iddia ettiği gibi ekonomiyi örten bir peçe değildir. Yani nötr (etkisiz) değildir. Bilakis üretim ve tüketimi tetiklediği için aktif bir rol oynamaktadır. Paranın tahrik unsuru olma özelliği kullanıldığında, sınırsız kaynaklar insanların istifadesine sunulur ve bu şekilde sonu gelmeyen bir hazinenin de sahibi olunabilir. Pratikte para olmadığında gıda, giyim, barınma, güvenlik, sağlık gibi temel ihtiyaçlar karşılanamayacağı gibi, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ortaya çıkaracak emeği de devreye koymak mümkün olmaz. Dolaysıyla üretim ve tüketim faaliyetleri yapılamaz. Para, harekete geçirdiği emeğin ürettiği mal ve hizmetlerin karşılığıdır. Üretimi devreye koyacak paranın başlangıçta karşılığı olmayabilir. Para, üretimle birlikte kendi karşılığını ve hatta daha fazlasını oluşturma kabiliyetine sahiptir. Zati değeri olmayan paranın maliyeti, üretim faktörlerini devreye koyarak elde edilecek mal ve hizmetin değerinden çok daha az olacaktır. Paranın bu özelliği de tıpkı paranın tahrik unsuru olması özelliği gibi tamamen Milli Ekonomi Modeli'nin ortaya çıkardığı bir gerçektir.
Para üretim faktörlerini devreye koyarMilli Ekonomi'de piyasalarda dolaşan para maliyetsiz olduğu gibi emeği tahrik edecek üretim faktörlerini devreye koyacak para da maliyetsiz paradır. Başlangıçta zati değeri olmayan para, tahrik özelliği ile beraber mal ve hizmet üretimini sağlayarak kendine karşılık bulur. Emeğin ve üretimin karşılığı olarak devreye girecek olan para, âtıl duran insanların emeğini harekete geçirir. Örneğin; yol yapımı için gerekli malzemeler dağlardan temin edilerek, insanların ihtiyacı olan yollar hizmete sunulabilir. Bu sayede hem insanların emeği değerlendirilecek, hem de yol yapılarak ekonomik bir değer oluşturulacaktır. Paranın bu özelliğini farklı bir örnekle şöyle de açıklayabiliriz: 1 çuval mısırı toprağa attığımızı ve hasat zamanı 10 çuval mısır elde ettiğimizi varsayalım. Bu takdirde 9 çuval mısır, paranın emek ve üretimin karşılığı olma özelliğinin kullanılmaması durumunda piyasalarda talep daralmasına sebep olur. Piyasada olması gereken para, 10 çuval mısırın karşılığı olmalıdır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Aare-Maldus Uustalu / EstonyaMEM tartışmaların ötesine geçtiGloballeşmiş ekonomi logistik kurumların plan ve projeleri ile adeta dünyayı bir örümcek ağı gibi sarmaktadır. Coğrafi şartlar ve ekonomi sahasındaki global hareketliliğin küçük ve korumasız ekonomiler üzerinde çok büyük tesirleri olmaktadır. Prof. Dr. Haydar Baş kapitalist ekonomi modellerinin küçük ve gelişmekte olan ülke ekonomileri için verimsiz olduğunu ifade ediyor ki, bu tezinde çok haklıdır. Baltık ülkelerinin herşeyden önce tarafsız bir Milli Ekonomi Modeli'ne ve onun logistik programlarına ihtiyaçları vardır. Aynı zamanda tek taraflı düşünen yabancı bilirkişi ve kurumlar devredışı bırakılmalıdır. Baltık ülkeleri bazı büyümeler yakalamış olsalar da büyük cari açıklar vermişlerdir. Prof. Dr. Baş'ın bize sunduğu sistem, kapitalizm'e bağlı ekonomik sistemlerin büyük yapısal sorunlar yaşadığını ortaya koydu. Milli Ekonomi Modeli'nin bizim için bütünüyle çözüm öneren bir model olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, artık 'olumlu mu, uygulanabilir mi?' tartışmalarının ötesine geçmiştir. Bir sonraki süreç atılan somut adımlarla alınan sonuçların değerlendirilmesi olmalıdır. Biz Estonya olarak Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmekten başka bir yol bilmiyoruz. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Birliği'nin (UMEB) bir şubesinin de Estonya üniversitemizde açılmasını talep ediyoruz.