MİT'ten Sedat Aksu'ya nokta operasyon
PKK/KCK-HPG sözde konsey yöneticilerinden Şevger Çiya kod adlı Sedat Aksu, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) Irak'ta gerçekleştirdiği operasyonla etkisiz hale getirildi.
13.05.2024 10:11:00 / Güncelleme: 13.05.2024 10:17:00
İhlas Haber Ajansı
PKK/KCK-HPG sözde konsey yöneticilerinden Şevger Çiya kod adlı Sedat Aksu, MİT'in Irak'ta gerçekleştirdiği operasyonla etkisiz hale getirildi. Örgüt, konumu nedeniyle Sedat Aksu'nun etkisiz hale getirildiğini uzun süre gizledi ancak daha sonra Şevger Çiya kod adlı Sedat Aksu'nun ölümünü kabul etmek zorunda kaldı.
Eylem hazırlığındaki teröristlere mühimmat sağladı
Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Sedat Aksu'nun 2016 yılında Suriye'nin kuzeyinde Türk güvenlik güçlerine karşı planlanan eylemlerin talimatını bizzat verdiği MİT tarafından tespit edildi. Ayrıca, Aksu'nun Irak/Gara'da PKK/KCK Genel Cephane sözde Sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğü de öğrenildi. Bunun üzerine MİT, saha ajanlarını özel olarak görevlendirdi ve Aksu adım adım izlendi.
Saha ajanları, Aksu'nun örgüt üst yönetiminden aldığı talimatla Pençe-Kilit harekât bölgesinde eylem hazırlığında olan örgüt mensuplarına silah ve mühimmat karşıladığını tespit etti.
MİT, Irak/Gara'da terörist Sedat Aksu'yu nefes kesen bir takip sonrasında beraberindeki teröristlerle birlikte nokta operasyon ile etkisiz hale getirdi.
Şevger Çiya kod adlı Sedat Aksu kimdir?
Şevger Çiya kod adlı Sedat Aksu, örgütün kırsal kadrosuna 1998 yılında katıldı. 2000 yılında Şırnak ve çevresinde güvenlik güçlerine karşı yapılan saldırılarda yer aldı.
2001 yılında Irak/Haftanin alanına geçti. 2004'te tekrar yurt içine geçen Aksu, 2007 yılında Hâkî Karaer Akademisinde eğitim almak için Irak'ın kuzeyine geçti.
2009'da Irak/Kandil'de örgüt mensuplarına eğitim verdi. 2014'te Irak/Gara'da HPG konseyinde görevlendirildi. 2016'da Suriye'ye sözde sorumlu seviyede geçiş yaptı.
Şevger Çiya kod adlı Sedat Aksu, en son Irak'ta HPG Konseyi içinde sözde yönetici düzeyinde faaliyet gösteriyordu.
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Meclis'ten geçmesi halinde Anayasa Mahkemesi iptal kararı verir mi?
12.05.2024 18:17:00 / Güncelleme: 12.05.2024 18:46:28
Atakan Akbal
AKP'ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, yasama yılı bitmeden Meclis'e gelecek olan 9. Yargı Paketi'nde yeni tip casusluk suçları hakkında düzenlemelerin yer alacağını duyurdu.
Haberde, "Türkiye lehine gibi görünüp, aleyhte propaganda yaparak kamuoyu oluşturan etki ajanlarına mercek tutulacak" ifadelerine yer verildi. Ülkenin ekonomik, toplumsal ve kamu düzenini bozanların "etki ajanı" kapsamında değerlendirileceği ve bu kapsama giren suçlar için cezai müeyyidelerin uygulanacağı aktarıldı.
İktidar sessiz, muhalefet temkinli
Yeni Şafak'ın haberine iktidar kanadından bir yalanlama gelmezken, muhalefet ise böyle bir düzenlemenin tehlikesine dikkat çekiyor.
AK Parti iktidarının muhalif kesimleri susturmak için yeni bir yasal düzenleme peşinde olduğunu düşünen muhalefet, sesini yükseltmek için tasarının Meclis'e gelmesini bekliyor. Dezenformasyon Yasası'nda olduğu gibi gazetecileri ve toplumsal muhalefeti susturmak gibi bir amaç sezdiklerini dile getiren muhalefet temsilcileri, böyle bir düzenlemenin Meclis'ten geçmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını, Meclis'ten geçmesi halinde de Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söylüyorlar.
Amaç ne?
Etki Ajanı suçlamasının yeni bir baskı aracına dönüşme riski olduğunu belirten Hukukçu Tuba Torun, "Bu ifade benim hiç hukuki literatürde duymadığım bir ifade. Her yöne çekilebilecek bir ifade" dedi.
Türk Ceza Kanunu'nun 328, 329 ve 339'uncu maddelerinin casusluk faaliyetleri ile ilgili yeterli düzenlemeye sahip olduğunu ifade eden Torun, "Peki böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyuluyor? Bu kadar muallak bir kavramın ceza kanununa girmesi oldukça tehlikeli" dedi.
Edirne'de 'tiny house'lara izin verilmeyecek
Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne'nin kıymetli tarım arazilerini korumak maksadıyla tiny house (küçük ev) ve kaçak yapılara izin vermeyeceklerini söyledi. Sezer, Keşan ve Enez bölgesinde incelemede bulundu
12.05.2024 17:49:00
Haber Merkezi
Edirne Valisi Yunus Sezer, Edirne'nin kıymetli tarım arazilerini korumak maksadıyla tiny house (küçük ev) ve kaçak yapılara izin vermeyeceklerini söyledi. Sezer, Keşan ve Enez bölgesinde incelemede bulundu. İncelemelerinin ardından gazetecilere açıklama yapan Sezer, bölgedeki tüm muhtarlara genelge gönderdiklerini, tiny house ya da kaçak yapılara müsaade edilmeyeceğini kesin bir dille anlattıklarını söyledi.
Tiny house yapılarının giderek arttığını ifade eden Sezer, şunları kaydetti: "Her geldiğimde burada mantar gibi türüyorlar. Bu tiny house adı altında 'römork' diyor adam 'plakası var' diyor ama bakıyorsun aracı koyuyor oraya, altyapısını yapıyor önüne bir de havuz yapıyor. Bu hafta 40 tane kaldırdık. Bundan sonra da bunlara müsaade etmeyeceğiz. Çünkü hukuki değil yaptıkları. Burada tarım arazilerimiz çok değerli, burası turizm bölgesi. Buranın sağlıksız bir şekilde yapılaşmasına izin vermememiz lazım. Gelecek nesillere, evlatlarınıza güzel bir Saros Körfezi, güzel bir Keşan, güzel bir Enez bırakalım. Hayır duasıyla yad etsinler. Şimdi herkese müsaade edersek bunun altından kalkamayız. Bununla ilgili hukuki gerekçelerimiz de var."
Trakya'da kuraklık kapıda
Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Güner, Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Trakya'da, iklim değişikliğine bağlı olarak gelecek yıllarda kuraklık yaşanabileceğini söyledi
12.05.2024 17:44:00
AA
Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Güner, Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Trakya'da, iklim değişikliğine bağlı olarak gelecek yıllarda kuraklık yaşanabileceğini söyledi. Prof. Dr. Güner, iklim değişikliğinin insan hayatını olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirtti.
Ortalama sıcaklıkların özellikle son 70 yılda sürekli yükseldiğine dikkati çeken Güner, "Araştırmalar Trakya'da gelecek 40-50 yıl içerisinde sıcaklıklarda 1 derecelik bir artış olacağını ve buna bağlı kuraklık yaşanabileceğini gösteriyor. Trakya Türkiye'nin en güzel topraklarına sahip, sulu tarım yapılabilen bir alanı" dedi.
Güner, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için tüm alanlarda önlemlerin alınması gerektiğini dile getirdi. Suyun insan yaşamı için hayati önemi olduğunu aktaran Güner, şunları kaydetti: "Suyun en çok kullanıldığı yer yüzde 70'lik oranla tarım. Kuraklık durumu da en çok tarımı etkileyecek. Su kıtlığı dendiğinde akıllara hemen evlerde su sıkıntısı yaşanacağı geliyor ancak en çok tarımsal üretim bundan etkilenecek. Tarımdan sonra en çok endüstriyel üretimde su kullanılıyor, kentsel kullanım bu alanda son sırada.
Bu açıdan değerlendirdiğimizde su kıtlığına bağlı olarak tarımsal ürünlerin yetiştirilmesinde değişiklikler göreceğiz. Kuraklık ve su sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşırsa bu durum insanların bu bölgeden uzaklaşmasına yol açacak." Güner, özellikle tarımda modern sulama teknikleriyle ciddi miktarda su tasarrufu yapılabileceğine dikkati çekti. Vahşi sulama yöntemlerinden uzaklaşılması gerektiğini belirten Güner, "Üstü açık kanallardan su akıyor, eski teknikler kullanılıyor. Damla sulama yöntemine geçilmesi gerekli. Tarımda yüzde 5'lik bir su tasarrufu evlerde kullanılan tüm su miktarına bedel durumda" diye konuştu.