Azot olsun, dünyaya yağan yağmur miktarı olsun, ozon tabakası olsun doğada bulunan bütün maddelerde muazzam bir dairesel döngü söz konusudur.
Yeri gelmişken hemen belirtelim ki böyle bir dengenin tesadüfler sonucu olduğunu söylemek, elbette bunu sağlayan İrade'ye karşı büyük bir nankörlüktür. Böyle bir İrade'nin olmadığını varsaydığımızda doğada ne kadar düzen olabilirse, başıboş bir serbestlik üzerine kurulu ekonomiler de ancak o kadar başarılı olabilir. Doğada var olan denge nasıl bir İrade'nin varlığını gösteriyorsa, serbest piyasa anlayışı da ekonomilerde bir o kadar kaosa sebep olmaktadır.
Dengeleri bozanlar kaynakları stoklayanlardırSınırsız kaynaklara sahip olmamıza rağmen, günümüzde dünya nüfusunun büyük bir kısmının açlık çekiyor olması hatta bir kesimin her yıl açlıktan ölüyor olması da bunun ispatıdır. Dünya hem sınırsız, hem de sürekli yenilenen kaynaklara sahiptir. Bu kaynakları kullanıp kullanmamak, yok edip etmemek bizim elimizde. Asıl bugün kontrol altına alınması gereken insan nüfusu değil, bu kaynaklara dünyadaki doğal dengeleri bozacak şekilde zarar verenler ve onları kendi kontrollerinde stoklayanlardır.
Sınırsız kaynaklar devreye konulmalıKaynaklardan daha fazla istifade etmek, daha fazla işgücüne de bağlıdır. Artan nüfus yeni işgücü demek olduğu için, yeni kaynakların devreye konmasına imkan sağlamaktadır. Mesela, doğru bir tarım politikası ile kazanılacak her yeni işgücü topraktan daha fazla istifade etmemizi sağlayacaktır. Ayrıca sınırsız olan kaynakları açığa çıkartmak için, para muhakkak bir tahrik unsuru olarak kullanılmalı ve emek devreye konulmalıdır. Bugün geliştirilecek ekonomi politikalarının gayesi, ekosistemi bozmadan nasıl olur da sınırsız olan kaynaklardan gerektiği kadar istifade ederiz olmalıdır.
Kaynaklarda tekelleşme verimi azaltırKaynakların belli eller etrafında toplanması onların verimli olarak kullanılmasını imkansız hale getirmiştir. Adeta sınırsız olan kaynaklar belli ellerde tekelleşince, yetersiz ve sınırlı hale gelmiştir. Dolayısıyla, bir millete ait kaynakların o milletin ortak değerleri olduğunu ifade etmek zorundayız. Özellikle büyük sermaye ve teknoloji gerektiren enerji ve yeraltı kaynaklarının işletilmesinde devlet-millet işbirliği gerekmektedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. F.R. Grabau / Magdeburg Üniversitesi, AlmanyaAlternatifi olmayan model yahut tek alternatif modelMilli Ekonomi Modeli alternatifsiz olarak gösterilen Liberal ekonomilere önemli bir karşı duruş ortaya koymuştur. Prof. Dr. Baş'ın modeli, alternatifi olmayan tek modeldir, yahut tek alternatif modeldir. MEM, çıkmaz sokakları geriye çevirebilir. Almanya'da sosyal harcamalar bütçenin % 18'idir. Almanya'nın sosyal harcamaları yetersizdir. Konumumuzu korumaya çalışıyoruz, ama bu mümkün gözükmüyor. Almanya yüksek vergiler konusunda lider. Mali kurumlar güçlü vergi sistemini savunmaktadır. Halbuki MEM'de sosyal devlet projeleri çerçevesinde vatandaşa kaynak aktarılması doğrudur. Prof. Dr. Baş'ın, sosyal devlet kavramıyla dar gelirli vatandaşlara para aktarmayı önermesi bence çok yerinde bir teşhistir. Belirli bir gelirin altındakilerden vergi alınmamasını da destekliyorum. Prof. Dr. Haydar Baş, çarpıcı eseri "Milli Ekonomi Modeli" ile devletlerin dış boyunduruğa girmeden kendi gücüyle nasıl ayakta durabileceğini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Milli Ekonomi Modeli tezi kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Almanya için de modelin sahibinden yardım istememiz gerekeceği kanaatindeyim. Model, yalnızca Türk vatandaşlarına karşı değil, tüm dünya insanlarına karşı sorumluluk taşıyor. Bu yeni bakış açısını bütün kalbimle destekliyorum.
Yeri gelmişken hemen belirtelim ki böyle bir dengenin tesadüfler sonucu olduğunu söylemek, elbette bunu sağlayan İrade'ye karşı büyük bir nankörlüktür. Böyle bir İrade'nin olmadığını varsaydığımızda doğada ne kadar düzen olabilirse, başıboş bir serbestlik üzerine kurulu ekonomiler de ancak o kadar başarılı olabilir. Doğada var olan denge nasıl bir İrade'nin varlığını gösteriyorsa, serbest piyasa anlayışı da ekonomilerde bir o kadar kaosa sebep olmaktadır.
Dengeleri bozanlar kaynakları stoklayanlardırSınırsız kaynaklara sahip olmamıza rağmen, günümüzde dünya nüfusunun büyük bir kısmının açlık çekiyor olması hatta bir kesimin her yıl açlıktan ölüyor olması da bunun ispatıdır. Dünya hem sınırsız, hem de sürekli yenilenen kaynaklara sahiptir. Bu kaynakları kullanıp kullanmamak, yok edip etmemek bizim elimizde. Asıl bugün kontrol altına alınması gereken insan nüfusu değil, bu kaynaklara dünyadaki doğal dengeleri bozacak şekilde zarar verenler ve onları kendi kontrollerinde stoklayanlardır.
Sınırsız kaynaklar devreye konulmalıKaynaklardan daha fazla istifade etmek, daha fazla işgücüne de bağlıdır. Artan nüfus yeni işgücü demek olduğu için, yeni kaynakların devreye konmasına imkan sağlamaktadır. Mesela, doğru bir tarım politikası ile kazanılacak her yeni işgücü topraktan daha fazla istifade etmemizi sağlayacaktır. Ayrıca sınırsız olan kaynakları açığa çıkartmak için, para muhakkak bir tahrik unsuru olarak kullanılmalı ve emek devreye konulmalıdır. Bugün geliştirilecek ekonomi politikalarının gayesi, ekosistemi bozmadan nasıl olur da sınırsız olan kaynaklardan gerektiği kadar istifade ederiz olmalıdır.
Kaynaklarda tekelleşme verimi azaltırKaynakların belli eller etrafında toplanması onların verimli olarak kullanılmasını imkansız hale getirmiştir. Adeta sınırsız olan kaynaklar belli ellerde tekelleşince, yetersiz ve sınırlı hale gelmiştir. Dolayısıyla, bir millete ait kaynakların o milletin ortak değerleri olduğunu ifade etmek zorundayız. Özellikle büyük sermaye ve teknoloji gerektiren enerji ve yeraltı kaynaklarının işletilmesinde devlet-millet işbirliği gerekmektedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. F.R. Grabau / Magdeburg Üniversitesi, AlmanyaAlternatifi olmayan model yahut tek alternatif modelMilli Ekonomi Modeli alternatifsiz olarak gösterilen Liberal ekonomilere önemli bir karşı duruş ortaya koymuştur. Prof. Dr. Baş'ın modeli, alternatifi olmayan tek modeldir, yahut tek alternatif modeldir. MEM, çıkmaz sokakları geriye çevirebilir. Almanya'da sosyal harcamalar bütçenin % 18'idir. Almanya'nın sosyal harcamaları yetersizdir. Konumumuzu korumaya çalışıyoruz, ama bu mümkün gözükmüyor. Almanya yüksek vergiler konusunda lider. Mali kurumlar güçlü vergi sistemini savunmaktadır. Halbuki MEM'de sosyal devlet projeleri çerçevesinde vatandaşa kaynak aktarılması doğrudur. Prof. Dr. Baş'ın, sosyal devlet kavramıyla dar gelirli vatandaşlara para aktarmayı önermesi bence çok yerinde bir teşhistir. Belirli bir gelirin altındakilerden vergi alınmamasını da destekliyorum. Prof. Dr. Haydar Baş, çarpıcı eseri "Milli Ekonomi Modeli" ile devletlerin dış boyunduruğa girmeden kendi gücüyle nasıl ayakta durabileceğini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Milli Ekonomi Modeli tezi kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Almanya için de modelin sahibinden yardım istememiz gerekeceği kanaatindeyim. Model, yalnızca Türk vatandaşlarına karşı değil, tüm dünya insanlarına karşı sorumluluk taşıyor. Bu yeni bakış açısını bütün kalbimle destekliyorum.