Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Yetkin: "Türkiye'de sulama yönetimi kaos içinde, suyun sahibi yok. Önümüzdeki yıl buğday rekoltesinin düşük olacağına ilişkin tüm belirtiler ortaya çıkmış bulunuyor. Ekmek zamlarının devam edeceği görülüyor'' dedi Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye'de sulama yönetiminin kaos içinde olduğunu savunarak, "Türkiye'de suyun sahibi yok'' iddiasında bulundu. Yetkin, İçkale Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin küresel ısınma nedeniyle iklimsel döngüdeki istikrarsızlaşmanın tehdidi altında olduğunu söyledi. Küresel ısınma nedeniyle bir yandan aşırı yağış ve seller meydana gelirken, bir yandan da kuraklık ve çölleşme nedeniyle doğal kaynakların yok olduğunu ifade eden Yetkin, su kaynaklarının bilinçli kullanılamayışı ve sulama yatırımlarının yetersizliğinin ise durumu daha vahim hale getirdiğini bildirdi. Küresel ısınmanın Türkiye üzerindeki etkilerinin her geçen gün daha ciddi bir hal aldığına işaret eden Yetkin, Türkiye'de 20 yıllık kuraklık haritalarının, yağışlarda bir azalma ve kuraklıkta bir artışı gösterdiğini dile getirdi. Uzun yıllar yıllık haritası ile 2005 yılı yıllık kuraklık haritası karşılaştırıldığında Batman, Diyarbakır, Elazığ, Adıyaman, Kilis, Mersin, Niğde, Aksaray, Kırşehir ve Konya çevrelerinin "çok kurak'', Iğdır, Mardin, Şanlıurfa ve Karaman çevrelerinin ise "çöl'' karakteri gösterdiğini belirten Yetkin, şunları kaydetti: "İşin ilginç yanı 'çöl' karakteri gösteren Şanlıurfa, Mardin ile 'kurak ve çok kurak' bölgeler olan Batman, Diyarbakır, Şırnak, Siirt, Van, Nevşehir gibi bölgelerde bu yıl Ekim ve Kasım aylarında onlarca yıldan beri görülmeyen şiddette yağış ve sel olayları yaşanmıştır. Meteoroloji uzmanları, kuraklık genelde artarken dengesiz yağışların sellere yol açmasının küresel ısınmaya bağlı olduğunu ve bu dengesizliklerin giderek artacağını, bu durum karşısında acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyorlar.'' Yetkin, bir yandan küresel ısınmanın tehditleriyle karşı karşıya kalınırken bir yandan da Türkiye'de su kaynaklarının yönetimiyle ilgili ciddi sorunlar yaşandığını ileri sürdü. Sulama hizmetlerinin, Devlet Su İşleri (DSİ), sulama birlikleri, sulama kooperatifleri ve özel kişiler tarafından yapıldığını belirten Yetkin, "Türkiye'de sulama yönetimi bir kaos içinde. Türkiye'de suyun sahibi yok'' iddiasında bulundu. Türkiye'de su kaynaklarının korunması ve tek elden yönetilmesini mümkün kılacak bir Su Yasası olmadığını hatırlatan Yetkin, ayrıca sulama birliklerinin de müstakil bir yasası olmadığını dile getirdi. Yetkin, yaşanan sel felaketlerinin bilançosunun ağırlaşmasında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kapatılması, DSİ'ye ayrılan kaynakların azaltılması ve yerel yönetimlerin çağdaş şehircilik anlayışlarından uzak uygulamalarının önem bir rol oynadığını iddia etti. Zamlar sürecekYaşanan seller sonrası çiftçinin zararının karşılanması konusunda da sıkıntılar yaşandığına dikkati çekerek, kendilerinin de çıkarılmasına olumlu yaklaştıkları Tarım Sigortası'nın mevcut haliyle seli kapsamadığını ifade etti. Yetkin, 2007 sezonu için tarlalara atılan buğday, arpa, mercimek gibi ürünlerin tohumlarının filizlenmeden çürümeye başladığını ifade ederek, özetle şunları söyledi: "Eğer kuraklık bir süre daha devam ederse, çiftçi, yeni sezon için bir kez daha tohum atmak zorunda kalacak, ancak birçok üretici yeniden tohumluk, gübre, mazot parası veremeyeceği için üretimden çekilecek. Bu durumda, önümüzdeki yıl, bugünkü duruma göre, buğday rekoltesinin düşük olacağına ilişkin tüm belirtiler ortaya çıkmış bulunuyor. 2006 yılına göre 2005 yılında buğday fiyatları yüzde 25 arttı, ancak bu artış ürün üreticinin elinden çıktıktan sonra gerçekleşti. Bu nedenle söz konusu artıştan yarar sağlayan tüccar ve un sanayicileri oldu. Fiyat artışı nedeniyle yapılmaya başlanan ekmek zamlarının bu durumda devam edeceği görülüyor.'' İbrahim Yetkin, yaşanan kuraklık nedeniyle çiftçinin mağduriyetini önlemek için öncelikle kuraklığa dayanıklı tohum çalışmaları yapılması gerektiğini belirterek, ayrıca bir an önce yüzey sulamasının bırakılıp damlama sulamaya geçilmesi gerektiğini kaydetti.