İşçi ücretleri azalırken emek arzı artabileceği gibi, işçi ücretleri artarken emek arzı azalabilir. Ancak burada bizim için önemli olan orta vadede emek arzının çok fazla değişmeyeceği gerçeğidir.
Emek arz ve talep grafiklerinin tek tek ifadesi aşağıda gösterilmiştir. Denge analizi de 12. grafikte açıklanmaktadır: 12. grafik incelendiğinde tam istihdam düzeyinin emek arzı ile talebinin kesiştiği yer olduğu anlaşılacaktır. Bunun altında olan tüketim seviyelerinde işçi ücretleri asgari geçim düzeyine hatta daha da alt seviyesi olan açlık sınırına kadar düşecektir. Tam istihdam düzeyinde ortaya çıkan işçi ücreti gerçek işçi ücretidir. Bu miktar emeğin bulunduğu üretim faaliyeti ile alakalıdır. Başka bir ifade ile bir mühendisin ücreti ile bir inşaat işçisinin ücreti aynı olmayacaktır.
Tam istihdam işçinin yararınadırTam istihdam düzeyine ulaşmak ancak piyasada yeterli miktarda tüketimin olmasına bağlıdır. Milli Ekonomi Modeli'mizde geliştirdiğimiz sosyal devlet anlayışı eksik kalan talebi tamamladığı için bizim ekonomi politikalarımızda hedef tam istihdam düzeyi olacaktır.Tam istihdam düzeyi gerçek işçi ücretinin ortaya çıktığı düzey olacağı için işçi ücretleri asgari geçim düzeyinin üzerinde konumlanacaktır. Bunun sonucu olarak gelir dağılımında daha dengeli bir dağılım ortaya çıkacaktır.Reel işçi ücretlerinde meydana gelen artış, maliyetlerin yükselmesine veya üreticinin kârının azalmasına neden olmayacaktır. Çünkü Milli Ekonomi Modeli'nde kaynakların devreye konulması sonucu elde edilen gelir karşılığında üretici de maliyetlerin artışına karşı çeşitli muafiyetlerle sübvanse edilecektir. Böylelikle sadece üretici değil, tüketici de işçi ücretlerinden kaynaklanan bir fiyat artışı ile karşılaşmayacaktır.
Tüketim ekonominin kalbidirİkibinli yıllar tüketim probleminin olduğu üretim fazlalarının verildiği yıllar olacaktır. Üretime odaklanan ekonomi modelleri gerçek manada tüketimi göz ardı etmiştir. Paranın belirli ellerde bloke edilmesi, buna bağlı olarak gelir dağılımda ortaya çıkan uçurumlar, tüketimin her geçen gün daha da azalmasına sebep olmuştur. Bir taraftan teknolojinin de ilerlemesi ile hızla artan üretim fazlaları, diğer taraftan buna cevap veremeyen tüketim azlığı ülke ekonomilerini içinden çıkılmaz problemlerle karşı karşıya getirmiştir. İşte biz tüketim ile ilgili analizimizde her şeyden önce tüketimin önündeki engellerin kaldırılması ve tüketimin olması gereken seviyeye nasıl çıkarılacağı üzerinde duracağız.Ekonomi politikalarımızın hedefi üretim ile tüketimin arasındaki dengenin oluşturulmasıdır. Bu sebeple tüketim kesiminin desteklenmesi sürekli büyümenin sağlanması için olmazsa olmaz şarttır.Tüketim kesiminin içinde özellikle hedefimiz, belli bir gelir seviyesinin altında kaldığı için ihtiyacı olduğu halde bunu elde edemeyen hane halklarıdır. Bu kitle özellikle ülkemiz için düşünüldüğünde toplumun en az yüzde 90'ını oluşturmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERDoç. Dr. Eric Shaydullin / ABD Harvard ÜniversitesiMEM kapsamlı bir ekonomik sistemdir Milli Eonomi Modeli'nin para bölümüne özel bir yer ayırması boş değil. Model, paraya, tahrik unsuru olmak, emeğin ve üretimin karşılığı olmak gibi yeni işlevler kazandırıyor.Gelişmekte olan ülkeler emeklerinin ve üretimlerinin karşılığı olarak milli paralarını devreye koymayarak kendi paralarından uzaklaşıyorlar ve borçlanarak gelişmiş ülkelerin oyuncağı haline geliyorlar.Senyoraj hakkını kullanmayan gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkeleri besliyor, onlara senyoraj yoluyla vergi veriyor.Sunduğu milli çözümlerle, Milli Ekonomi Modeli dünyadaki bütün ülkelere umut veriyor. Milli Ekonomi Modeli sunduğu devlet projeleriyle dünyanın karşı karşıya bulunduğu talep tıkanması problemini de çözüyor.Milli Ekonomi Modeli bütün konulara çözüm sunan bir ekonomik sistemdir, basit bir tez değildir.
Emek arz ve talep grafiklerinin tek tek ifadesi aşağıda gösterilmiştir. Denge analizi de 12. grafikte açıklanmaktadır: 12. grafik incelendiğinde tam istihdam düzeyinin emek arzı ile talebinin kesiştiği yer olduğu anlaşılacaktır. Bunun altında olan tüketim seviyelerinde işçi ücretleri asgari geçim düzeyine hatta daha da alt seviyesi olan açlık sınırına kadar düşecektir. Tam istihdam düzeyinde ortaya çıkan işçi ücreti gerçek işçi ücretidir. Bu miktar emeğin bulunduğu üretim faaliyeti ile alakalıdır. Başka bir ifade ile bir mühendisin ücreti ile bir inşaat işçisinin ücreti aynı olmayacaktır.
Tam istihdam işçinin yararınadırTam istihdam düzeyine ulaşmak ancak piyasada yeterli miktarda tüketimin olmasına bağlıdır. Milli Ekonomi Modeli'mizde geliştirdiğimiz sosyal devlet anlayışı eksik kalan talebi tamamladığı için bizim ekonomi politikalarımızda hedef tam istihdam düzeyi olacaktır.Tam istihdam düzeyi gerçek işçi ücretinin ortaya çıktığı düzey olacağı için işçi ücretleri asgari geçim düzeyinin üzerinde konumlanacaktır. Bunun sonucu olarak gelir dağılımında daha dengeli bir dağılım ortaya çıkacaktır.Reel işçi ücretlerinde meydana gelen artış, maliyetlerin yükselmesine veya üreticinin kârının azalmasına neden olmayacaktır. Çünkü Milli Ekonomi Modeli'nde kaynakların devreye konulması sonucu elde edilen gelir karşılığında üretici de maliyetlerin artışına karşı çeşitli muafiyetlerle sübvanse edilecektir. Böylelikle sadece üretici değil, tüketici de işçi ücretlerinden kaynaklanan bir fiyat artışı ile karşılaşmayacaktır.
Tüketim ekonominin kalbidirİkibinli yıllar tüketim probleminin olduğu üretim fazlalarının verildiği yıllar olacaktır. Üretime odaklanan ekonomi modelleri gerçek manada tüketimi göz ardı etmiştir. Paranın belirli ellerde bloke edilmesi, buna bağlı olarak gelir dağılımda ortaya çıkan uçurumlar, tüketimin her geçen gün daha da azalmasına sebep olmuştur. Bir taraftan teknolojinin de ilerlemesi ile hızla artan üretim fazlaları, diğer taraftan buna cevap veremeyen tüketim azlığı ülke ekonomilerini içinden çıkılmaz problemlerle karşı karşıya getirmiştir. İşte biz tüketim ile ilgili analizimizde her şeyden önce tüketimin önündeki engellerin kaldırılması ve tüketimin olması gereken seviyeye nasıl çıkarılacağı üzerinde duracağız.Ekonomi politikalarımızın hedefi üretim ile tüketimin arasındaki dengenin oluşturulmasıdır. Bu sebeple tüketim kesiminin desteklenmesi sürekli büyümenin sağlanması için olmazsa olmaz şarttır.Tüketim kesiminin içinde özellikle hedefimiz, belli bir gelir seviyesinin altında kaldığı için ihtiyacı olduğu halde bunu elde edemeyen hane halklarıdır. Bu kitle özellikle ülkemiz için düşünüldüğünde toplumun en az yüzde 90'ını oluşturmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLERDoç. Dr. Eric Shaydullin / ABD Harvard ÜniversitesiMEM kapsamlı bir ekonomik sistemdir Milli Eonomi Modeli'nin para bölümüne özel bir yer ayırması boş değil. Model, paraya, tahrik unsuru olmak, emeğin ve üretimin karşılığı olmak gibi yeni işlevler kazandırıyor.Gelişmekte olan ülkeler emeklerinin ve üretimlerinin karşılığı olarak milli paralarını devreye koymayarak kendi paralarından uzaklaşıyorlar ve borçlanarak gelişmiş ülkelerin oyuncağı haline geliyorlar.Senyoraj hakkını kullanmayan gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkeleri besliyor, onlara senyoraj yoluyla vergi veriyor.Sunduğu milli çözümlerle, Milli Ekonomi Modeli dünyadaki bütün ülkelere umut veriyor. Milli Ekonomi Modeli sunduğu devlet projeleriyle dünyanın karşı karşıya bulunduğu talep tıkanması problemini de çözüyor.Milli Ekonomi Modeli bütün konulara çözüm sunan bir ekonomik sistemdir, basit bir tez değildir.