TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, Türkiye'de tarım - sanayi entegrasyonu olmadığını belirterek, "Ülkemizde orta ve uzun vadeli, tarım ve hayvancılık politikası şekillenmedi. Hayvan ithal ediyoruz. Oysa bu döviz Türkiye'de kalmalı" dedi
RECEP BAHAR - İSTANBUL
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), bu yıl dördüncüsünü hazırladığı TGDF Gıda ve İçecek Sanayi Envanteri 2010'u önceki gün kamuoyuna duyurdu. Düzenlenen toplantıda konuşan TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, 2010 Envanteri verilerine göre gıda ve içecek sektörünün her yıl olduğu gibi dış ticaret fazlası verdiğine dikkat çekerek; "Hemen her yıl yüksek oranda dış ticaret fazlası veren gıda ve içecek sektörümüz, eskisinden çok daha fazla desteklenmelidir" dedi.
Gıda dünyanın başlıca sorunuKüresel gıda krizinin yaşandığı 2008 yılında bile gıdanın bugünkü kadar konuşulmadığına işaret eden Kopuz, son dönemde yapılan araştırmalar ve açıklamaların gıda güvenliği ve güvenli gıdaya erişim konusunda dünyada yaşanan sıkıntıyı ortaya koyduğunu kaydetti. Kopuz, şunları söyledi: "Artış eğilimini devam ettiren dünya gıda fiyatları ise madalyonun diğer yüzünü oluşturuyor. Bunların bir sonucu olarak açlık, ne yazık ki halen tehdit olmaya devam ediyor. Diğer yandan petrol fiyatları tarım, gıda ve içecek sektörlerini etkileyecek derecede yüksek? 2011'in dünyasında geleceğimizi şekillendirecek 3 ana konu var: Tarım, gıda ve enerji."
Gıda sektörü desteklenmeliTürkiye'de ihracatın ithalatı karşılama oranının son 30 yılda yüzde 60'lar düzeyinde olduğuna işaret eden Kopuz, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracatın 300 milyar dolarlık dış ticaret açığına yol açacağına işaret ederek, şunları söyledi: "Yapılması gereken bir an önce, hemen her yıl yüksek oranda dış ticaret fazlası veren gıda ve içecek sektörümüz gibi sektörlere öncelik verilmesidir. TGDF 2010 Gıda Envanteri sonuçlarına göre sektörümüz 2010 yılında 3.4 milyar dolar ithalatına karşın; 6.7 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Bu da dış ticareti karşılama açısından yüzde 195 gibi çok yüksek bir orana karşılık gelmektedir. İşte bu nedenlerle, hangi eksende ortaya çıkarsa çıksın, gıda ve içecek sektörünün makro anlamda eskisinden çok daha fazla desteklenmesi ve önünün açılması gereken bir döneme girmiş bulunmaktayız. OECD raporuna göre, tarım üretiminde dünya yedincisi olmuş bir ülkede neden gıda ve içecek sektörü olarak yedinci hatta daha üst sıralarda olmayalım? Bu sorunun cevabının iyi irdelenmesi gerektiğine inanıyorum. Gıda ve İçecek Sanayinin gelişmesi ise tarım - sanayi entegrasyonu ve geleceğe dair tarımsal üretim, hammadde, ithalat ve ihracat planlarının gıda sanayinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılmasından geçmektedir."
Türkiye'de tarım - sanayi entegrasyonu yokToplantıda Yeni Mesaj'ın sorusuna cevap veren Şemsi Kopuz, Türkiye'de tarım - sanayi entegrasyonu olmadığını belirterek, "Ülkemizde orta ve uzun vadeli, tarım ve hayvancılık politikası şekillenmedi. Hayvan ithal ediyoruz. Oysa bu döviz Türkiye'de kalmalı. Malezya'dan palmiye yağı ve türevlerinin ithalatını anlıyoruz ancak ayçiçeği, soya ithalatını anlamıyoruz. Bu sorunlar halledilmeli" şeklinde konuştu. Tarım kesimine yeterli destekler verilmesi gerektiğine dikkatleri çeken TGDF Başkanı Kopuz, sanayicilerin dünya ile rekabet edebilmeleri için ucuz ve kaliteli hammadde bulması gerektiğine vurgu yaparak, şöyle konuştu: "Tarım ve hayvancılığa yeterli destek verilmeli. Süt fiyatları artmalı. Düşük süt fiyatı tehlikedir. Üretici ve sanayici desteklenmeli. Çiftçilere ve besicilere yem ve mazot desteği sağlanmalı. Geçen yılki filmi bir kez daha seyrediyoruz. Süt fiyatları böyle seyrederse, hayvanlar kesime gidecek."
Sakatatta sakatlık varTürkiye'de 'et'in yanı sıra sakatat ithalatına da izin verildiğine dikkatleri çeken Kopuz, bu sakatatların 'salam ve sosis' üretimine gittiğini kaydetti. Kopuz, bakliyat ürünlerinden alınan yüzde 8'lik KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi gerektiğini, Türk gıda ve içecek sanayisi üzerindeki hipermarket - süpermarket zincirleri baskısının, hazırlanması planlanan 'perakende yasası' ile hafifletilmesi gerektiğini kaydetti.
İTHALAT İHRACATTAN HIZLI ARTTITGDF Kurumsal İletişim Direktörü İlknur Menlik tarafından sunumu yapılan "TGDF Gıda ve İçecek Sanayi Envanteri 2010"a göre, Türkiye'de gıda ve içecek sektöründe 2010 yılı sonu itibariyle 34 bin 781 adet işletme bulunuyor ve bu işletmelerde 329 bin kişi istihdam ediliyor. 2010 yılında 63 yabancı sermayeli firma daha faaliyete başladı ve yabancı sermayeli firma sayısı 467'ye ulaştı. Fiyatların en fazla arttığı sektör yüzde 60.5 ile 'et ve et ürünleri sektörü'... Kapasite kulalnımının yüzde 70'ler düzeyinde olduğu sektörün yaptığı ihracat geçen yıl yüzde 13.1 artarken; 2009'da yüzde 22 azalan ithalat, geçen yıl yüzde 17.9 artış gösterdi! İthalat yapılan ilk 10 ülke ise şunlar: Malezya (palmiye yağı), ABD (soya, mısır), Ukrayna (ayçiçeği), Hollanda, Polonya (kahvaltılık gevrek vesaire), Endonezya, Rusya, İtalya ve Arjantin.
RECEP BAHAR - İSTANBUL
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), bu yıl dördüncüsünü hazırladığı TGDF Gıda ve İçecek Sanayi Envanteri 2010'u önceki gün kamuoyuna duyurdu. Düzenlenen toplantıda konuşan TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, 2010 Envanteri verilerine göre gıda ve içecek sektörünün her yıl olduğu gibi dış ticaret fazlası verdiğine dikkat çekerek; "Hemen her yıl yüksek oranda dış ticaret fazlası veren gıda ve içecek sektörümüz, eskisinden çok daha fazla desteklenmelidir" dedi.
Gıda dünyanın başlıca sorunuKüresel gıda krizinin yaşandığı 2008 yılında bile gıdanın bugünkü kadar konuşulmadığına işaret eden Kopuz, son dönemde yapılan araştırmalar ve açıklamaların gıda güvenliği ve güvenli gıdaya erişim konusunda dünyada yaşanan sıkıntıyı ortaya koyduğunu kaydetti. Kopuz, şunları söyledi: "Artış eğilimini devam ettiren dünya gıda fiyatları ise madalyonun diğer yüzünü oluşturuyor. Bunların bir sonucu olarak açlık, ne yazık ki halen tehdit olmaya devam ediyor. Diğer yandan petrol fiyatları tarım, gıda ve içecek sektörlerini etkileyecek derecede yüksek? 2011'in dünyasında geleceğimizi şekillendirecek 3 ana konu var: Tarım, gıda ve enerji."
Gıda sektörü desteklenmeliTürkiye'de ihracatın ithalatı karşılama oranının son 30 yılda yüzde 60'lar düzeyinde olduğuna işaret eden Kopuz, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracatın 300 milyar dolarlık dış ticaret açığına yol açacağına işaret ederek, şunları söyledi: "Yapılması gereken bir an önce, hemen her yıl yüksek oranda dış ticaret fazlası veren gıda ve içecek sektörümüz gibi sektörlere öncelik verilmesidir. TGDF 2010 Gıda Envanteri sonuçlarına göre sektörümüz 2010 yılında 3.4 milyar dolar ithalatına karşın; 6.7 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Bu da dış ticareti karşılama açısından yüzde 195 gibi çok yüksek bir orana karşılık gelmektedir. İşte bu nedenlerle, hangi eksende ortaya çıkarsa çıksın, gıda ve içecek sektörünün makro anlamda eskisinden çok daha fazla desteklenmesi ve önünün açılması gereken bir döneme girmiş bulunmaktayız. OECD raporuna göre, tarım üretiminde dünya yedincisi olmuş bir ülkede neden gıda ve içecek sektörü olarak yedinci hatta daha üst sıralarda olmayalım? Bu sorunun cevabının iyi irdelenmesi gerektiğine inanıyorum. Gıda ve İçecek Sanayinin gelişmesi ise tarım - sanayi entegrasyonu ve geleceğe dair tarımsal üretim, hammadde, ithalat ve ihracat planlarının gıda sanayinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılmasından geçmektedir."
Türkiye'de tarım - sanayi entegrasyonu yokToplantıda Yeni Mesaj'ın sorusuna cevap veren Şemsi Kopuz, Türkiye'de tarım - sanayi entegrasyonu olmadığını belirterek, "Ülkemizde orta ve uzun vadeli, tarım ve hayvancılık politikası şekillenmedi. Hayvan ithal ediyoruz. Oysa bu döviz Türkiye'de kalmalı. Malezya'dan palmiye yağı ve türevlerinin ithalatını anlıyoruz ancak ayçiçeği, soya ithalatını anlamıyoruz. Bu sorunlar halledilmeli" şeklinde konuştu. Tarım kesimine yeterli destekler verilmesi gerektiğine dikkatleri çeken TGDF Başkanı Kopuz, sanayicilerin dünya ile rekabet edebilmeleri için ucuz ve kaliteli hammadde bulması gerektiğine vurgu yaparak, şöyle konuştu: "Tarım ve hayvancılığa yeterli destek verilmeli. Süt fiyatları artmalı. Düşük süt fiyatı tehlikedir. Üretici ve sanayici desteklenmeli. Çiftçilere ve besicilere yem ve mazot desteği sağlanmalı. Geçen yılki filmi bir kez daha seyrediyoruz. Süt fiyatları böyle seyrederse, hayvanlar kesime gidecek."
Sakatatta sakatlık varTürkiye'de 'et'in yanı sıra sakatat ithalatına da izin verildiğine dikkatleri çeken Kopuz, bu sakatatların 'salam ve sosis' üretimine gittiğini kaydetti. Kopuz, bakliyat ürünlerinden alınan yüzde 8'lik KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi gerektiğini, Türk gıda ve içecek sanayisi üzerindeki hipermarket - süpermarket zincirleri baskısının, hazırlanması planlanan 'perakende yasası' ile hafifletilmesi gerektiğini kaydetti.
İTHALAT İHRACATTAN HIZLI ARTTITGDF Kurumsal İletişim Direktörü İlknur Menlik tarafından sunumu yapılan "TGDF Gıda ve İçecek Sanayi Envanteri 2010"a göre, Türkiye'de gıda ve içecek sektöründe 2010 yılı sonu itibariyle 34 bin 781 adet işletme bulunuyor ve bu işletmelerde 329 bin kişi istihdam ediliyor. 2010 yılında 63 yabancı sermayeli firma daha faaliyete başladı ve yabancı sermayeli firma sayısı 467'ye ulaştı. Fiyatların en fazla arttığı sektör yüzde 60.5 ile 'et ve et ürünleri sektörü'... Kapasite kulalnımının yüzde 70'ler düzeyinde olduğu sektörün yaptığı ihracat geçen yıl yüzde 13.1 artarken; 2009'da yüzde 22 azalan ithalat, geçen yıl yüzde 17.9 artış gösterdi! İthalat yapılan ilk 10 ülke ise şunlar: Malezya (palmiye yağı), ABD (soya, mısır), Ukrayna (ayçiçeği), Hollanda, Polonya (kahvaltılık gevrek vesaire), Endonezya, Rusya, İtalya ve Arjantin.