Tarımdaki çözülme özellikle son yıllarda daha da hızlandı. 2002 yılından 2006 yılı sonuna kadar tarımdaki çözülme 1 milyon 370 bin kişi oldu.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) hazırladığı rapor, Türkiye'de çalışabilir yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranının arttığını, ancak Türkiye'nin istihdamı ve verimliliği artırarak kalkınma şansı sunan bu fırsattan yararlanamadığını ortaya koydu.ATO'nun Eurostat ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı "İstihdam Raporu''na göre, Türkiye'de çalışabilir yaştaki nüfus olarak tanımlanan 15-64 yaş arası nüfusun toplam nüfus içindeki payı, 2006 yılı itibariyle yüzde 66, yapılan nüfus projeksiyonlarına göre bu oran, 2010 yılında yüzde 67'ye, 2025 yılında ise yüzde 69'a çıkacak.Raporda, Türkiye'nin "demografik fırsat penceresi''nin 2025 yılında kapanacağı ifade edilerek, bu tarihten sonra çalışanlara bağımlı nüfusun artmaya başlayacağı ve Türkiye'nin tıpkı Avrupa Birliği ülkeleri gibi yaşlı bir nüfusa sahip olacağı belirtildi.Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de 15 yaş altı nüfus azaldığı, buna karşılık 65 yaş üstü nüfusun arttığı dile getirilen raporda, fırsat penceresinin kapanacağı 2025 yılından itibaren bağımlılık oranının artmaya başlayacağı kaydedildi.Raporda, Türkiye'de çalışabilir nüfusun arttığı ancak istihdama katılım oranının her geçen yıl azaldığı belirtilerek, 1988 yılında 15-64 yaş arası nüfusta yüzde 54,9 olan istihdam oranının, 2006 yılında yüzde 45,9'a gerilediği bildirildi.Rapora göre, tarım sektöründeki çözülme, istihdama katılım oranlarını düşürüyor. Çözülmenin temelinde de ücretsiz aile işçileri yatıyor. 1988 yılından 2005 yılı sonuna kadar 2,2 milyon ücretsiz aile işçisi tarım sektöründen ayrıldı.Tarımdaki çözülme özellikle son yıllarda daha da hızlandı. 2002 yılından 2006 yılı sonuna kadar tarım dışı istihdam 2 milyon 346 bin kişi artarken, tarımdaki çözülme 1 milyon 370 bin kişi oldu. Bu yüzden toplamda 976 bin kişilik istihdam artışı yaşandı.Tarımdan ayrılan kesim işgücü piyasası içinde yer bulamıyor çünkü bu kesim toplumun eğitim açısından da "en zayıf halkası''nı oluşturuyor. 2006 yılı sonuçlarına göre, ücretsiz aile işçilerinin yüzde 16'sı okuryazar bile değil, yarıya yakını da ilkokul mezunu.Son yıllardaki çözülmeye rağmen tarım sektörünün istihdamdaki payı hala çok yüksek. 9. Beş Yıllık Kalkınma Planı 2013 yılında tarım sektörünün istihdam içindeki payının yüzde 19'a düşmesini hedefliyor. Bu rakam da Türkiye'nin istihdam politikasının tarımda çalışanları azaltmaya dayandığını ve tarım dışı sektörlerde istihdamı artırıcı politikalar gerçekleştirilemediği takdirde ileride yaşanabilecek problemleri ifade ediyor.Tarımda istihdam edilenlerin büyük bölümü ekonomiye katkıları minimum düzeyde olan ve gizli işsiz olarak tanımlanabilecek "ücretsiz aile işçileri''.Ücretsiz aile işçilerinin çoğu kadınRapora göre, bu durum özellikle kadın istihdamında kendini daha yoğun olarak gösteriyor. Çalışabilir yaştaki her 100 kadının 24'ü istihdamda görünüyor.2006 yılında 15-64 yaş grubundaki erkeklerde yüzde 68,0 ile AB ortalaması olan 71,5'e yaklaşan Türkiye, kadın istihdamında AB'nin çok gerisinde. AB'nde çalışabilir yaştaki kadınlarda istihdama katılım oranı yüzde 57,6 iken, Türkiye'de bu oran sadece yüzde 23,8. Bu durum, toplam istihdamı da aşağıya çekiyor.Ücretsiz aile işçileri dikkate alınırsa bu oran daha da düşüyor. Çünkü, 2006 yılı itibariyle istihdamda olan kadınların yüzde 36'sı tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor.Türkiye, istihdam'da AB'nin gerisinde2006 yılı itibariyle AB 25'de ekonomik olarak aktif 15-64 yaş arası nüfusta istihdam oranı yüzde 65,2. AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında en düşük istihdam oranına sahip ülke Türkiye. Türkiye'nin AB içinde en düşük istihdam oranına (yüzde 55.5) sahip ülke olan Malta ile bile arasında 10 puana yakın fark bulunuyor.Avrupa Birliği, toplam istihdam oranını 2010 yılında yüzde 70'e, kadın istihdam oranını ise yüzde 60'a çıkarmayı hedefliyor.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) hazırladığı rapor, Türkiye'de çalışabilir yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki oranının arttığını, ancak Türkiye'nin istihdamı ve verimliliği artırarak kalkınma şansı sunan bu fırsattan yararlanamadığını ortaya koydu.ATO'nun Eurostat ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı "İstihdam Raporu''na göre, Türkiye'de çalışabilir yaştaki nüfus olarak tanımlanan 15-64 yaş arası nüfusun toplam nüfus içindeki payı, 2006 yılı itibariyle yüzde 66, yapılan nüfus projeksiyonlarına göre bu oran, 2010 yılında yüzde 67'ye, 2025 yılında ise yüzde 69'a çıkacak.Raporda, Türkiye'nin "demografik fırsat penceresi''nin 2025 yılında kapanacağı ifade edilerek, bu tarihten sonra çalışanlara bağımlı nüfusun artmaya başlayacağı ve Türkiye'nin tıpkı Avrupa Birliği ülkeleri gibi yaşlı bir nüfusa sahip olacağı belirtildi.Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de 15 yaş altı nüfus azaldığı, buna karşılık 65 yaş üstü nüfusun arttığı dile getirilen raporda, fırsat penceresinin kapanacağı 2025 yılından itibaren bağımlılık oranının artmaya başlayacağı kaydedildi.Raporda, Türkiye'de çalışabilir nüfusun arttığı ancak istihdama katılım oranının her geçen yıl azaldığı belirtilerek, 1988 yılında 15-64 yaş arası nüfusta yüzde 54,9 olan istihdam oranının, 2006 yılında yüzde 45,9'a gerilediği bildirildi.Rapora göre, tarım sektöründeki çözülme, istihdama katılım oranlarını düşürüyor. Çözülmenin temelinde de ücretsiz aile işçileri yatıyor. 1988 yılından 2005 yılı sonuna kadar 2,2 milyon ücretsiz aile işçisi tarım sektöründen ayrıldı.Tarımdaki çözülme özellikle son yıllarda daha da hızlandı. 2002 yılından 2006 yılı sonuna kadar tarım dışı istihdam 2 milyon 346 bin kişi artarken, tarımdaki çözülme 1 milyon 370 bin kişi oldu. Bu yüzden toplamda 976 bin kişilik istihdam artışı yaşandı.Tarımdan ayrılan kesim işgücü piyasası içinde yer bulamıyor çünkü bu kesim toplumun eğitim açısından da "en zayıf halkası''nı oluşturuyor. 2006 yılı sonuçlarına göre, ücretsiz aile işçilerinin yüzde 16'sı okuryazar bile değil, yarıya yakını da ilkokul mezunu.Son yıllardaki çözülmeye rağmen tarım sektörünün istihdamdaki payı hala çok yüksek. 9. Beş Yıllık Kalkınma Planı 2013 yılında tarım sektörünün istihdam içindeki payının yüzde 19'a düşmesini hedefliyor. Bu rakam da Türkiye'nin istihdam politikasının tarımda çalışanları azaltmaya dayandığını ve tarım dışı sektörlerde istihdamı artırıcı politikalar gerçekleştirilemediği takdirde ileride yaşanabilecek problemleri ifade ediyor.Tarımda istihdam edilenlerin büyük bölümü ekonomiye katkıları minimum düzeyde olan ve gizli işsiz olarak tanımlanabilecek "ücretsiz aile işçileri''.Ücretsiz aile işçilerinin çoğu kadınRapora göre, bu durum özellikle kadın istihdamında kendini daha yoğun olarak gösteriyor. Çalışabilir yaştaki her 100 kadının 24'ü istihdamda görünüyor.2006 yılında 15-64 yaş grubundaki erkeklerde yüzde 68,0 ile AB ortalaması olan 71,5'e yaklaşan Türkiye, kadın istihdamında AB'nin çok gerisinde. AB'nde çalışabilir yaştaki kadınlarda istihdama katılım oranı yüzde 57,6 iken, Türkiye'de bu oran sadece yüzde 23,8. Bu durum, toplam istihdamı da aşağıya çekiyor.Ücretsiz aile işçileri dikkate alınırsa bu oran daha da düşüyor. Çünkü, 2006 yılı itibariyle istihdamda olan kadınların yüzde 36'sı tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor.Türkiye, istihdam'da AB'nin gerisinde2006 yılı itibariyle AB 25'de ekonomik olarak aktif 15-64 yaş arası nüfusta istihdam oranı yüzde 65,2. AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında en düşük istihdam oranına sahip ülke Türkiye. Türkiye'nin AB içinde en düşük istihdam oranına (yüzde 55.5) sahip ülke olan Malta ile bile arasında 10 puana yakın fark bulunuyor.Avrupa Birliği, toplam istihdam oranını 2010 yılında yüzde 70'e, kadın istihdam oranını ise yüzde 60'a çıkarmayı hedefliyor.