Uluslararası çalışma Örgütü'nün (ILO) 1952 tarih ve 102 sayılı sözleşmesinde 9 ayrı sosyal ve ekonomik risk sıralanmaktadır. Bunlar sırası ile "yaşlılık, malullük, ölüm, iş kazaları, meslek hastalıkları, hastalık, analık, işsizlik ve aile yardımları"dır.
Sosyal güvenlik sistemleri birbirinden farklıdırSosyal Devlet - Milli Devlet'in tarif ettiği sosyal güvenliğin farklarını ortaya koymak için şu ana kadar Batı dünyasında ve ülkemizde uygulanan Sosyal Güvenlik anlayışlarına kısabir göz atalım. Bilinen Sosyal Güvenlik uygulamalarında, sosyal güvenliğin finansmanı üç yerden karşılanır. Birincisi işveren, ikincisi işçi, üçüncüsü devlettir. Gerçi ülkemizde sadece işçi ve işveren üzerine mali külfet yüklenmiştir; ama dünyadaki uygulama bu üçlü üzerine oturur. Burada iki ayrı ekol vardır; birincisi, Kıta Avrupası'nın tarzı ki, Sosyal Güvenlik için alınan katılım payları ve vergiler daha yüksektir. Ama daha fazla Sosyal Güvenlik desteği verilmektedir. Kıta Avrupası'nda kamu harcamalarının GSYMH'ya oranı yüzde 50 düzeyindedir.
ABD'de de kamu harcamaları yüksektirİkinci ekol ise, Anglo Sakson tarzı, yani ABD'nin uyguladığı modeldir. Burada daha az vergi, ama daha az Sosyal Güvenlik desteği vardır. ABD'de kamu harcamalarını GSMH'ya oranı yüzde 35'ler düzeyindedir.
Geri kalmış ülkeler sosyal güvenliğe önem vermiyorGelişmiş kabul edilen ülkelerde Sosyal Güvenlik harcamalarının GSMH'ya oranı % 25 ile % 35 arasında değişirken; geri kalmış ülkelerde bu oran, % 3 ile % 5 arasındadır. Bilinen Sosyal Güvenlik harcamalarının üç mali kaynağı olduğunu söylemiştik? Devletlerin sosyal güvenliğe katkısı ise, İngiltere de % 43.9, Almanya da % 26.6, Fransa'da 21.5 düzeyindedir.Pirim ağırlıklı sistemlerde devlet katkısı daha düşüktür; ama vergi oranları da buna bağlı olarak diğer modele göre fazla yüksek değildir. Vergi ağırlıklı sistemlerde ise devletin katkısı daha yüksektir; ama vergiler de ona bağlı olarak daha yüksektir. Devletler, Sosyal Güvenlik için ihtiyaç duyduğu finansmanı yine vatandaşlarından karşılama yolunu tercih ederken, adeta "bir çeşit özel sigorta kurumu" gibi davranmaktadırlar.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Cornelia Versreegh / Amsterdam Üniversitesi, Hollanda:Problemleri doğmadan çözüyorProf. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet-Sosyal Devlet anlayışında her devletin ve halkların kendi Milli imkanlarıyla kalkınması öngörülmektedir. Aksi taktirde küresel faktörlerin bağımlısı olmaktan kurtulamazlar. Sayın Baş bu tezi ile her devletin ve ulusun bağımsızlığını esas almaktadır.Sosyal Devlet modelinde her devletin kalkınması mümkün olacağı için ülkeler arasında dengeleri bozacak sayıda yoğun işçi transferine ihtiyaç olmayacaktır. Ayrıca Millet Devlette Avrupa vatandaşlığı gibi bir takım zorlamalara da gerek yoktur. Haydar Baş bu yaklaşımı ile problemleri olduğu yerde çözerek zorlama çözümlere ve müdahalelere imkan vermemektedir.Avrupa sosyal eşitsizliklerini nasıl çözebilir? Sosyal sistemine akıttığı 'kıt' kaynakları nasıl yeniden dağıtabilir? Avrupa bu soruların cevabını arıyor, halen daha bulabilmiş değil...Sayın Haydar Baş, Avrupa birliği anlayışının topluma sosyal adalet getiremeyeceğini ayrıca bu birliğin Milli Devletlere meydan okumak olduğunu çok öncelerden görmüş olacak ki bütün projelerini insan üzerinden sistemleştiriyor. Böylece problemleri doğmadan çözüyor.
Sosyal güvenlik sistemleri birbirinden farklıdırSosyal Devlet - Milli Devlet'in tarif ettiği sosyal güvenliğin farklarını ortaya koymak için şu ana kadar Batı dünyasında ve ülkemizde uygulanan Sosyal Güvenlik anlayışlarına kısabir göz atalım. Bilinen Sosyal Güvenlik uygulamalarında, sosyal güvenliğin finansmanı üç yerden karşılanır. Birincisi işveren, ikincisi işçi, üçüncüsü devlettir. Gerçi ülkemizde sadece işçi ve işveren üzerine mali külfet yüklenmiştir; ama dünyadaki uygulama bu üçlü üzerine oturur. Burada iki ayrı ekol vardır; birincisi, Kıta Avrupası'nın tarzı ki, Sosyal Güvenlik için alınan katılım payları ve vergiler daha yüksektir. Ama daha fazla Sosyal Güvenlik desteği verilmektedir. Kıta Avrupası'nda kamu harcamalarının GSYMH'ya oranı yüzde 50 düzeyindedir.
ABD'de de kamu harcamaları yüksektirİkinci ekol ise, Anglo Sakson tarzı, yani ABD'nin uyguladığı modeldir. Burada daha az vergi, ama daha az Sosyal Güvenlik desteği vardır. ABD'de kamu harcamalarını GSMH'ya oranı yüzde 35'ler düzeyindedir.
Geri kalmış ülkeler sosyal güvenliğe önem vermiyorGelişmiş kabul edilen ülkelerde Sosyal Güvenlik harcamalarının GSMH'ya oranı % 25 ile % 35 arasında değişirken; geri kalmış ülkelerde bu oran, % 3 ile % 5 arasındadır. Bilinen Sosyal Güvenlik harcamalarının üç mali kaynağı olduğunu söylemiştik? Devletlerin sosyal güvenliğe katkısı ise, İngiltere de % 43.9, Almanya da % 26.6, Fransa'da 21.5 düzeyindedir.Pirim ağırlıklı sistemlerde devlet katkısı daha düşüktür; ama vergi oranları da buna bağlı olarak diğer modele göre fazla yüksek değildir. Vergi ağırlıklı sistemlerde ise devletin katkısı daha yüksektir; ama vergiler de ona bağlı olarak daha yüksektir. Devletler, Sosyal Güvenlik için ihtiyaç duyduğu finansmanı yine vatandaşlarından karşılama yolunu tercih ederken, adeta "bir çeşit özel sigorta kurumu" gibi davranmaktadırlar.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Cornelia Versreegh / Amsterdam Üniversitesi, Hollanda:Problemleri doğmadan çözüyorProf. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet-Sosyal Devlet anlayışında her devletin ve halkların kendi Milli imkanlarıyla kalkınması öngörülmektedir. Aksi taktirde küresel faktörlerin bağımlısı olmaktan kurtulamazlar. Sayın Baş bu tezi ile her devletin ve ulusun bağımsızlığını esas almaktadır.Sosyal Devlet modelinde her devletin kalkınması mümkün olacağı için ülkeler arasında dengeleri bozacak sayıda yoğun işçi transferine ihtiyaç olmayacaktır. Ayrıca Millet Devlette Avrupa vatandaşlığı gibi bir takım zorlamalara da gerek yoktur. Haydar Baş bu yaklaşımı ile problemleri olduğu yerde çözerek zorlama çözümlere ve müdahalelere imkan vermemektedir.Avrupa sosyal eşitsizliklerini nasıl çözebilir? Sosyal sistemine akıttığı 'kıt' kaynakları nasıl yeniden dağıtabilir? Avrupa bu soruların cevabını arıyor, halen daha bulabilmiş değil...Sayın Haydar Baş, Avrupa birliği anlayışının topluma sosyal adalet getiremeyeceğini ayrıca bu birliğin Milli Devletlere meydan okumak olduğunu çok öncelerden görmüş olacak ki bütün projelerini insan üzerinden sistemleştiriyor. Böylece problemleri doğmadan çözüyor.