Doların inanılmaz düzeylere çıkması hükümete yakın çevreler tarafından dış mihrakların oynadığı oyun olarak tarif ediliyor. Bu anlayışa göre her türlü tedbir alındığı halde dış mihraklar ülkemize yönelik menfur emellerini gerçekleştirebilmek için doları yükseltiyorlar. Aslında hükümetin hiçbir kabahati yoktur!
Bu dış mihrak meselesi işin kolayına kaçmak için sıkça kullanılır. Evet, dış mihrak her zaman var. Bütün ülkeler zayıfladıkları zaman dış mihrakların etki ve ilgi alanına girerler. Fakat sağlam ekonomilere dış mihraklar hiçbir zarar veremezler.
Bir de ekonomimize zarar vermek isteyen dış mihraklar aynı anda paralarını çekerek doları suni bir şekilde yükseltiyorlar meselesi var. Dış mihraklar, merkez bankasına zorla girip bu işleri yapmıyorlar. Vakti zamanında verdikleri döviz cinsinden borçları faiziyle beraber alıp götürüyorlar. Borç verdikleri zaman iyi ama borçlarını tahsil ettikleri zaman dış mihrak oluveriyorlar. Bir şahıs bankaya yatırdığı parasını çekerse dış mihrak mı oluyor?
Diyeceksiniz ki ama bunlar paralarını planlı bir şekilde aynı anda çekip bizi bilerek tam da seçim öncesi zor durumda bırakıyorlar. Bunu da o sıcak paracıkları alıp çatır çatır yerken düşünecektiniz. El atına binen tez iner.
Doların yükselmesinin en önemli sebebi cari açıktır. Cari açık verilmesinin de sebebi ithalatın ihracat rakamlarına fark atmasıdır. Diğer taraftan inşaat ekonomisine bel bağlayan hükümet devasa betonsal projeleri finanse etmek için yüksek faizlerle milyarlarca dolar kredi aldı. Osmangazi Köprüsü, 3. Köprü, Avrasya Tüneli gibi geçiş garantisi ile inşa ettirilen projelere her sene o projelerin maliyeti kadar geri ödemeler yapılıyor.
Et, ot, saman, mercimek, pirinçten tutun da iğneden ipliğe kadar her şey ithal ediliyor. Bu mallar öpücükle verilmiyor tabi. İthalatçılar bu malları getirebilmek için döviz bulmak zorundadır. Yani döviz talebi arttıkça artıyor.
Gaz ve petrole ödediğimiz uçuk rakamlar da cari açığımıza önemli derecede katkı yapıyor. Doğal kaynaklarımızı arayıp bulmak yerine ithal etmek daha cazip geliyor. Petrol ve gaz arama işleri de yabancılara bırakılınca biz yine havamızı alıyoruz.
Dış politikada yaşanan olumsuzluklar işin tuzu biberi oldu. Suriye karışınca bize maliyeti en az 100 milyar dolar oldu. Suriye'deki yangına körükle gidilince Emevi Camisi'nde kılınması planlanan bayram namazı, cenaze namazına dönüştü!
Doların yükselmesi başlı başına bir neden değil bir sonuçtur. Ekonomiyi bilmemenin ve kötü yönetmenin acı sonuçlarını yaşıyoruz. İşin gerçeği ekonominin nasıl düze çıkacağı ile ilgili siyasilerin bütüncül bir planı ve modeli yok. Siz en iyisi bugün Bursa'da Prof. Dr. Haydar Baş'ın kapanış konuşmasını yapacağı Milli Ekonomi Modeli Kongresini takip ediniz. Çözümü orada bulacaksınız.
Bu dış mihrak meselesi işin kolayına kaçmak için sıkça kullanılır. Evet, dış mihrak her zaman var. Bütün ülkeler zayıfladıkları zaman dış mihrakların etki ve ilgi alanına girerler. Fakat sağlam ekonomilere dış mihraklar hiçbir zarar veremezler.
Bir de ekonomimize zarar vermek isteyen dış mihraklar aynı anda paralarını çekerek doları suni bir şekilde yükseltiyorlar meselesi var. Dış mihraklar, merkez bankasına zorla girip bu işleri yapmıyorlar. Vakti zamanında verdikleri döviz cinsinden borçları faiziyle beraber alıp götürüyorlar. Borç verdikleri zaman iyi ama borçlarını tahsil ettikleri zaman dış mihrak oluveriyorlar. Bir şahıs bankaya yatırdığı parasını çekerse dış mihrak mı oluyor?
Diyeceksiniz ki ama bunlar paralarını planlı bir şekilde aynı anda çekip bizi bilerek tam da seçim öncesi zor durumda bırakıyorlar. Bunu da o sıcak paracıkları alıp çatır çatır yerken düşünecektiniz. El atına binen tez iner.
Doların yükselmesinin en önemli sebebi cari açıktır. Cari açık verilmesinin de sebebi ithalatın ihracat rakamlarına fark atmasıdır. Diğer taraftan inşaat ekonomisine bel bağlayan hükümet devasa betonsal projeleri finanse etmek için yüksek faizlerle milyarlarca dolar kredi aldı. Osmangazi Köprüsü, 3. Köprü, Avrasya Tüneli gibi geçiş garantisi ile inşa ettirilen projelere her sene o projelerin maliyeti kadar geri ödemeler yapılıyor.
Et, ot, saman, mercimek, pirinçten tutun da iğneden ipliğe kadar her şey ithal ediliyor. Bu mallar öpücükle verilmiyor tabi. İthalatçılar bu malları getirebilmek için döviz bulmak zorundadır. Yani döviz talebi arttıkça artıyor.
Gaz ve petrole ödediğimiz uçuk rakamlar da cari açığımıza önemli derecede katkı yapıyor. Doğal kaynaklarımızı arayıp bulmak yerine ithal etmek daha cazip geliyor. Petrol ve gaz arama işleri de yabancılara bırakılınca biz yine havamızı alıyoruz.
Dış politikada yaşanan olumsuzluklar işin tuzu biberi oldu. Suriye karışınca bize maliyeti en az 100 milyar dolar oldu. Suriye'deki yangına körükle gidilince Emevi Camisi'nde kılınması planlanan bayram namazı, cenaze namazına dönüştü!
Doların yükselmesi başlı başına bir neden değil bir sonuçtur. Ekonomiyi bilmemenin ve kötü yönetmenin acı sonuçlarını yaşıyoruz. İşin gerçeği ekonominin nasıl düze çıkacağı ile ilgili siyasilerin bütüncül bir planı ve modeli yok. Siz en iyisi bugün Bursa'da Prof. Dr. Haydar Baş'ın kapanış konuşmasını yapacağı Milli Ekonomi Modeli Kongresini takip ediniz. Çözümü orada bulacaksınız.
Cihat Tekin / diğer yazıları
- Tencere dibin kara seninki benden kara / 26.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024
- Tek çözüm Milli Devlet anlayışıdır / 17.03.2024
- Bize kamburumuzu geri verin / 16.03.2024
- Emeklimsi / 05.03.2024
- Ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan / 04.03.2024
- Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa / 02.03.2024
- 9 soru / 01.03.2024
- Yel kayadan bir şey aparabilmez / 25.03.2024
- Milli Ekonomi Modeli belediyelere hayat verecek / 23.03.2024
- Milli Para istikrarın sembolüdür / 22.03.2024
- Tek çözüm Milli Devlet anlayışıdır / 17.03.2024
- Bize kamburumuzu geri verin / 16.03.2024
- Emeklimsi / 05.03.2024
- Ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan / 04.03.2024
- Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa / 02.03.2024
- 9 soru / 01.03.2024