"Unutulmuş birer birer, eski dostlar eski dostlar?" Çok manidar eski şarkılarımız. Günümüzü çok güzel anlatmış aslında. Dostluk çok güzel bir duygu. Sevmeli insan. Arkadaşını, akrabasını, evladını, eşini? Hem sevmeli hem de dost olmalı. Yani gönülden sevmeli. Severken hatası ile kusuru ile sevmeli. Affetmeli yanlışlarını. Hatalarını görmezden gelebilmeli.
Tabii ki bu hatalar ölçüsüne göre olmalı. Yapılan hata eğer milletin hakkı ile, vatan ile, ülkenin kaderi ile ilgilisi ise o zaman tavır farklı olmalı. Ülkeyi ilgilendiren yanlışlar elbette affedilemez. Ümmetin hakkını yiyenler mutlaka cezalandırılmalı. Bu da elbette hukuk çerçevesinde olmalı. Geleceğimizin emanetçisi olan bizler emanete ihanet etme lüksüne sahip değiliz.
Son günlerde iktidar kanadında alabildiğine kavga modası zuhur etmiş durumda. Bu konuya şöyle girmek istiyorum: İnsan sevdiğini eğer Allah için sevmezse, bunun aksi olan, menfaat sevgisi yani sahte sevgi gösterisi yapılmış olur. Bu da temeli sağlam olmayan bir binaya benzer ki yıkılmaya namzet bir durumdur. Özellikle AKP'nin yıllarca basın sözcülüğünü yapmış ve yükünü yüklenmiş Bülent Arınç, belli ki binanın sağlam ayaklarından biri olmadığını itiraflarını zamanında yapmayarak göstermiştir. Aynı zamanda Arınç'a destek veren Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik gibi isimler de aynı kategorideki diğer eski bakanlık yapmış isimlerdir.
Ülkeyi yönetmiş olan ve yönetmekte olan insanların kavgaları aslında birer itiraf ve varsa vicdan rahatlatma aldatmacasıdır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın, "Benim böyle bir durumdan haberim yoktu. Haberim olsa idi asla müsaade etmezdim" demesi çok manidar olmakla birlikte bu durumdan Cumhurbaşkanının da haberi olduğu ve hatta oturma planına kadar kendisinin belirlediği medyada çokça dillendirilmiştir.
Bugün ülkenin bölünmesi ile eşdeğerde olan Dolmabahçe manifestosu, Cumhurbaşkanı tarafından bilinen ya da bilinmeyen bir çıkmazdır. 7 Haziran seçimlerinden önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının yaptığı yanlışları açıklayacağını söyleyip sonradan çark eden Sayın Arınç yanlış yapmıştır. Dün bu yanlışları açıklayamayan Arınç ne oldu da daha önce bildiği Dolmabahçe fiyaskosunu açıklama ihtiyacını hissetmiştir. Bu da aslında sorulması gereken bir muammadır diye düşünüyorum. Bu konunun ABD'li bakanların Türkiye ziyareti ile ilgisi olabilir mi?
Netice itibarı ile derim ki, sevgileri pamuk ipliğine bağlı olduğu her halinden belli olan bu insanların ülkeyi yönetmiş ve yönetmekte olmaları geleceğimiz açısında tehlike sinyalleri vermektedir.
Tabii ki bu hatalar ölçüsüne göre olmalı. Yapılan hata eğer milletin hakkı ile, vatan ile, ülkenin kaderi ile ilgilisi ise o zaman tavır farklı olmalı. Ülkeyi ilgilendiren yanlışlar elbette affedilemez. Ümmetin hakkını yiyenler mutlaka cezalandırılmalı. Bu da elbette hukuk çerçevesinde olmalı. Geleceğimizin emanetçisi olan bizler emanete ihanet etme lüksüne sahip değiliz.
Son günlerde iktidar kanadında alabildiğine kavga modası zuhur etmiş durumda. Bu konuya şöyle girmek istiyorum: İnsan sevdiğini eğer Allah için sevmezse, bunun aksi olan, menfaat sevgisi yani sahte sevgi gösterisi yapılmış olur. Bu da temeli sağlam olmayan bir binaya benzer ki yıkılmaya namzet bir durumdur. Özellikle AKP'nin yıllarca basın sözcülüğünü yapmış ve yükünü yüklenmiş Bülent Arınç, belli ki binanın sağlam ayaklarından biri olmadığını itiraflarını zamanında yapmayarak göstermiştir. Aynı zamanda Arınç'a destek veren Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik gibi isimler de aynı kategorideki diğer eski bakanlık yapmış isimlerdir.
Ülkeyi yönetmiş olan ve yönetmekte olan insanların kavgaları aslında birer itiraf ve varsa vicdan rahatlatma aldatmacasıdır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın, "Benim böyle bir durumdan haberim yoktu. Haberim olsa idi asla müsaade etmezdim" demesi çok manidar olmakla birlikte bu durumdan Cumhurbaşkanının da haberi olduğu ve hatta oturma planına kadar kendisinin belirlediği medyada çokça dillendirilmiştir.
Bugün ülkenin bölünmesi ile eşdeğerde olan Dolmabahçe manifestosu, Cumhurbaşkanı tarafından bilinen ya da bilinmeyen bir çıkmazdır. 7 Haziran seçimlerinden önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının yaptığı yanlışları açıklayacağını söyleyip sonradan çark eden Sayın Arınç yanlış yapmıştır. Dün bu yanlışları açıklayamayan Arınç ne oldu da daha önce bildiği Dolmabahçe fiyaskosunu açıklama ihtiyacını hissetmiştir. Bu da aslında sorulması gereken bir muammadır diye düşünüyorum. Bu konunun ABD'li bakanların Türkiye ziyareti ile ilgisi olabilir mi?
Netice itibarı ile derim ki, sevgileri pamuk ipliğine bağlı olduğu her halinden belli olan bu insanların ülkeyi yönetmiş ve yönetmekte olmaları geleceğimiz açısında tehlike sinyalleri vermektedir.
Hasgül Talay / diğer yazıları
- Tıkıldık kaldık / 26.01.2021
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018
- Yüzleşme zamanı / 05.06.2020
- Ramazan-ı Şerif’in bereketi / 21.05.2020
- Gönül dünyası / 03.05.2020
- Yeni yıl ve beklentiler / 02.01.2020
- Emine Bulut / 27.08.2019
- Milli servetimiz ve ormanlarımız / 24.08.2019
- Bayram izlenimlerim / 19.06.2018
- Şekerim çıkıyor / 28.02.2018
- Dost-düşman kavramı / 15.02.2018