Türk insanı dinine, bayrağına, vatanına sadık bir milletti. Etrafını çevreleyen ve içinde barındırdığı düşmanlara rağmen ayakta kalmasının sebebi dini İslam'da, vatanına olan imanında saklıydı. Türk demek müslüman demektir, namus demektir, şeref demektir, doğruluk ve mertlik demektir. Türk'ü iyi analiz eden düşmanları son 20 yıl içersinde çeşitli vesilelerle bu özelliklerini söndürerek elinden aldı. Özellikle dinlerarası diyalog ile yapılan çalışmalar imanı boyutta milletimizi gevşeterek yumuşattı ve bütün gayriislami anlayışları normal karşılamaya başladı.
Fetö'nün 1998 9 şubatında papaya gitmesi orada papaya müslümanları şikayet ederek papadan dua istemesi, ardından Diyanet İşleri, Başbakan, bakanlar, devlet yetkililerinin papazlar ile hahamlar ile iftar sofralarında buluşması, papazlara iftar duaları ettirmeleri sonucunda insanlarımıza İsevi ve Musevilerin de hak olduğu fikri dayatılmıştır.
Maalesef bu fikre insanlarımız kapılmış; fetö ve diyalog hususundaki tüm uyarıları kulak ardı etmişlerdir. Hiç unutmuyorum dün gibi hatırımdadır; Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız fetö başta olmak üzere, tüm siyasileri ve din adamlarını diyalog hususunda bu "hatadır, yanlıştır" diyerek uyardı. Ama hepsi bunu kulak ardı ettiler. Hatta 2001 senesinde Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ile Üsküdar'da görüşen Prof. Dr. Haydar Baş hocamız kendilerinden destek isteyen Sayın Erdoğan'ı AB ve Fetö hususunda uyararak, "dinler arası diyalog olmaz" diye uyarmıştı. Sayın Erdoğan, "doğru diyorsunuz hocam, biz de sizinle aynı fikirdeyiz" demişlerdi. Ancak üzerinde çok geçmeden Of mitinginde Sayın Erdoğan, "4 hak din vardır" diyerek Fetö ile olan ortaklığını ilan etti.
Soruyorum: Besmele çekerek kilise açılır mı? Açanlar desteklenir mi? Büyük İsrail'i kurmak için oluşturulan BOP'a eşbaşkanlık yapılır mı? Bunlar maalesef oldu.
Ayrıca Irak'ta, Suriye'de milyonlarca müslümanın katledilmesine yüzbinlerce müslüman kadının namusunun kirletilmesine sebep olundu. Millet bunları yapanlara destek oldu. Sayın Erdoğan, "Kahraman bay ve bayan ABD askerlerinin Irak'taki savaşta en az zaiyatla burnu bile kanamadan vatanlarına dönsün diye dua ediyorum" dedi ve yine milletten destek gördü.
Zina ve domuz etinin satışı hukuken serbest bırakıldı, yine destek devam etti. Sayın Erdoğan, "zinayı serbest bırakmakla yanlış yaptık" demesine rağmen destekçileri yok sen doğru yaptın devam der gibi hareket edince Erdoğan kendini Vatikan'da buldu ve papadan dua istedi. İslam tarihinde bunun bir eşi görülmedi.
Kur'an-ı Kerim'de, "And olsun, 'Allah, üçün üçüncüsüdür' diyenler de kâfir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı bir azap isabet edecektir." (Maide, 73) buyurulmuştur. Yine, "Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Bunu yapan, Allah ile ilişkisini kesmiş olur" (Al?i İmran, 28) buyurulmuştur. Allah'ın bu ayetlerine rağmen gel gör ki her taraftan içi boşaltılmış insanımız bu olayları göremez olmuştur. Bunları ısrarla anlatıyoruz. Söyleyecek cevap da bulamıyorlar ama ısrarla bu insanları desteklemeye devam ediyorlar.
Diyanet İşleri ise diyalogcunun başı olan Sait Nursi'nin kitaplarını basarak dinlerarası diyalog misyonuna yani İslam coğrafyasını Hıristiyanlaştırmaya destek veriyor. Fetö haindi onu anladık. Peki neden onun misyonu olan dinlerarası diyalog devlet politikası olarak tam gaz devam etmektedir. Herkesin bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var ve Allah her daim galiptir. Kimse Allah'ın dinini bitiremez, bozamaz. "Onu biz indirdik biz koruyacağız" diye buyurmuştur. "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, kendisinin onları sevdiği onların da kendisini sevdiği, mü'minlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve güçlü, Allah yolunda cihad eden ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan bir topluluk getirecektir. Bu Allah'ın bir lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu ve nimeti geniştir, O bilendir." (Maide 54).
Bugüne kadar hiçbir kınayıcın kınamasından korkmadan Türk ve İslam dünyasına sahip çıkan, ömrünü bu yola adayan, Hz. Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'inin sevdalısı Prof. Dr. Haydar Baş Hocama teşekkür ederim.
Fetö'nün 1998 9 şubatında papaya gitmesi orada papaya müslümanları şikayet ederek papadan dua istemesi, ardından Diyanet İşleri, Başbakan, bakanlar, devlet yetkililerinin papazlar ile hahamlar ile iftar sofralarında buluşması, papazlara iftar duaları ettirmeleri sonucunda insanlarımıza İsevi ve Musevilerin de hak olduğu fikri dayatılmıştır.
Maalesef bu fikre insanlarımız kapılmış; fetö ve diyalog hususundaki tüm uyarıları kulak ardı etmişlerdir. Hiç unutmuyorum dün gibi hatırımdadır; Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız fetö başta olmak üzere, tüm siyasileri ve din adamlarını diyalog hususunda bu "hatadır, yanlıştır" diyerek uyardı. Ama hepsi bunu kulak ardı ettiler. Hatta 2001 senesinde Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ile Üsküdar'da görüşen Prof. Dr. Haydar Baş hocamız kendilerinden destek isteyen Sayın Erdoğan'ı AB ve Fetö hususunda uyararak, "dinler arası diyalog olmaz" diye uyarmıştı. Sayın Erdoğan, "doğru diyorsunuz hocam, biz de sizinle aynı fikirdeyiz" demişlerdi. Ancak üzerinde çok geçmeden Of mitinginde Sayın Erdoğan, "4 hak din vardır" diyerek Fetö ile olan ortaklığını ilan etti.
Soruyorum: Besmele çekerek kilise açılır mı? Açanlar desteklenir mi? Büyük İsrail'i kurmak için oluşturulan BOP'a eşbaşkanlık yapılır mı? Bunlar maalesef oldu.
Ayrıca Irak'ta, Suriye'de milyonlarca müslümanın katledilmesine yüzbinlerce müslüman kadının namusunun kirletilmesine sebep olundu. Millet bunları yapanlara destek oldu. Sayın Erdoğan, "Kahraman bay ve bayan ABD askerlerinin Irak'taki savaşta en az zaiyatla burnu bile kanamadan vatanlarına dönsün diye dua ediyorum" dedi ve yine milletten destek gördü.
Zina ve domuz etinin satışı hukuken serbest bırakıldı, yine destek devam etti. Sayın Erdoğan, "zinayı serbest bırakmakla yanlış yaptık" demesine rağmen destekçileri yok sen doğru yaptın devam der gibi hareket edince Erdoğan kendini Vatikan'da buldu ve papadan dua istedi. İslam tarihinde bunun bir eşi görülmedi.
Kur'an-ı Kerim'de, "And olsun, 'Allah, üçün üçüncüsüdür' diyenler de kâfir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kâfir olanlara acı bir azap isabet edecektir." (Maide, 73) buyurulmuştur. Yine, "Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Bunu yapan, Allah ile ilişkisini kesmiş olur" (Al?i İmran, 28) buyurulmuştur. Allah'ın bu ayetlerine rağmen gel gör ki her taraftan içi boşaltılmış insanımız bu olayları göremez olmuştur. Bunları ısrarla anlatıyoruz. Söyleyecek cevap da bulamıyorlar ama ısrarla bu insanları desteklemeye devam ediyorlar.
Diyanet İşleri ise diyalogcunun başı olan Sait Nursi'nin kitaplarını basarak dinlerarası diyalog misyonuna yani İslam coğrafyasını Hıristiyanlaştırmaya destek veriyor. Fetö haindi onu anladık. Peki neden onun misyonu olan dinlerarası diyalog devlet politikası olarak tam gaz devam etmektedir. Herkesin bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var ve Allah her daim galiptir. Kimse Allah'ın dinini bitiremez, bozamaz. "Onu biz indirdik biz koruyacağız" diye buyurmuştur. "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, kendisinin onları sevdiği onların da kendisini sevdiği, mü'minlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve güçlü, Allah yolunda cihad eden ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan bir topluluk getirecektir. Bu Allah'ın bir lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu ve nimeti geniştir, O bilendir." (Maide 54).
Bugüne kadar hiçbir kınayıcın kınamasından korkmadan Türk ve İslam dünyasına sahip çıkan, ömrünü bu yola adayan, Hz. Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'inin sevdalısı Prof. Dr. Haydar Baş Hocama teşekkür ederim.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020