Bir milletin yaşadığı zaferler, başarılar, göç, savaşlar ve hüzünleri en iyi bir şekilde halk şarkıları ifade eder. Bizim halk şarkılarına çok güzel bir isim verilmiştir. Türkü, Türk milletinin şarkısıdır. Nice ozanlarımız zaman içinde duygu ve düşüncelerini, halkın problemlerini kâh överek kâh hicvederek söyleye gelmişlerdir.
Filistin meselesine şarkıların dilinden bakarsak son yüzyılı çok güzel tasvir ettiğine müşahede ederiz. Geçenlerde Filistinli şarkıcı Sanaa Moussa'nın seslendirdiği eserleri dinledim. "İshraq" adını verdiği albümü son yüzyıl Filistin halk şarkılarından oluşuyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde 1. Dünya Savaşına Filistinli gençler de katılır. 2 Ağustos 1914 yılında seferberlik ilan edilince 18-44 yaş arasındaki bütün erkekler silah altına alındı. "seferberlik" adını taşıyan halk şarkısı o dönem Filistin'indeki havayı çok güzel yansıtır. Şarkıyı dinlediğinizde Filistin'e çöken hüznü ve ayrılık rüzgârlarını birebir yaşatıyor.
İmparatorluk çökmüş artık Filistin bir İngiliz toprağıdır. Filistinli gençler 1936-1939 yılları arasında İngilizlerle çatışır. Bu arada birçok kayıplar verirler. O dönemdeki âdete göre ölen kişinin tabancası eşine veya büyük oğluna teslim edilirdi. Eğer bekârsa ana babasına veya erkek kardeşine teslim edilirmiş. "tallet al baroude" şarkısında çatışmada ölen kişinin tabancasının silah arkadaşları tarafından tesliminden yola çıkılarak kadınların yaktığı ağıtlardan İngiliz zulmünün boyutlarını ve halkın çaresizliğini ve yetimlerin boynu bükük hallerini adeta yaşıyorsunuz.
14 Mayıs 1948 İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği gündür. Bundan 1 gün sonrasını 15 Mayıs 1948 gününü Filistinliler, "yavm al nakba" yani felaket günü olarak anarlar. Hatta Lübnan'a, Ürdün'e ve Suriye'ye iltica eden Filistinliler, birgün döneceklerinden emin bir şekilde evlerinin anahtarlarını yanlarında götürmüşlerdir. Anahtarlar onların dönüşlerinin bir sembolü oldu. "Leffi mahremetik" şarkısı Lübnan göçünü anlatıyor.
Birçok şarkı daha var ama son alarak en etkileyici olanından da bahsedelim. "Necm al sobh" evlenmek üzere olan bir gencin ölümüyle damatlık yapmak için aldıkları kumaş üzerinden yakılan bir ağıt da dikkat çekiyor.
Filistin şarkılarının ağıt olmaktan çıkıp sevinç ve zafer şarkılarına dönüşmesi için öncelikle samimiyete ihtiyaç vardır. Unutmayalım ki bir kısım Müslümanların ABD ve İsrail'in kuyruğuna takılan dış siyaset anlayışları; ağıtları Arapça, zafer şarkılarını İbranice söyletmeye devam edecektir.
Filistin meselesine şarkıların dilinden bakarsak son yüzyılı çok güzel tasvir ettiğine müşahede ederiz. Geçenlerde Filistinli şarkıcı Sanaa Moussa'nın seslendirdiği eserleri dinledim. "İshraq" adını verdiği albümü son yüzyıl Filistin halk şarkılarından oluşuyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde 1. Dünya Savaşına Filistinli gençler de katılır. 2 Ağustos 1914 yılında seferberlik ilan edilince 18-44 yaş arasındaki bütün erkekler silah altına alındı. "seferberlik" adını taşıyan halk şarkısı o dönem Filistin'indeki havayı çok güzel yansıtır. Şarkıyı dinlediğinizde Filistin'e çöken hüznü ve ayrılık rüzgârlarını birebir yaşatıyor.
İmparatorluk çökmüş artık Filistin bir İngiliz toprağıdır. Filistinli gençler 1936-1939 yılları arasında İngilizlerle çatışır. Bu arada birçok kayıplar verirler. O dönemdeki âdete göre ölen kişinin tabancası eşine veya büyük oğluna teslim edilirdi. Eğer bekârsa ana babasına veya erkek kardeşine teslim edilirmiş. "tallet al baroude" şarkısında çatışmada ölen kişinin tabancasının silah arkadaşları tarafından tesliminden yola çıkılarak kadınların yaktığı ağıtlardan İngiliz zulmünün boyutlarını ve halkın çaresizliğini ve yetimlerin boynu bükük hallerini adeta yaşıyorsunuz.
14 Mayıs 1948 İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği gündür. Bundan 1 gün sonrasını 15 Mayıs 1948 gününü Filistinliler, "yavm al nakba" yani felaket günü olarak anarlar. Hatta Lübnan'a, Ürdün'e ve Suriye'ye iltica eden Filistinliler, birgün döneceklerinden emin bir şekilde evlerinin anahtarlarını yanlarında götürmüşlerdir. Anahtarlar onların dönüşlerinin bir sembolü oldu. "Leffi mahremetik" şarkısı Lübnan göçünü anlatıyor.
Birçok şarkı daha var ama son alarak en etkileyici olanından da bahsedelim. "Necm al sobh" evlenmek üzere olan bir gencin ölümüyle damatlık yapmak için aldıkları kumaş üzerinden yakılan bir ağıt da dikkat çekiyor.
Filistin şarkılarının ağıt olmaktan çıkıp sevinç ve zafer şarkılarına dönüşmesi için öncelikle samimiyete ihtiyaç vardır. Unutmayalım ki bir kısım Müslümanların ABD ve İsrail'in kuyruğuna takılan dış siyaset anlayışları; ağıtları Arapça, zafer şarkılarını İbranice söyletmeye devam edecektir.
Cihat Tekin / diğer yazıları
- Tek çözüm Milli Devlet anlayışıdır / 17.03.2024
- Bize kamburumuzu geri verin / 16.03.2024
- Emeklimsi / 05.03.2024
- Ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan / 04.03.2024
- Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa / 02.03.2024
- 9 soru / 01.03.2024
- Ağızlıkları atmanın zamanı geldi / 25.02.2024
- Cihan, İstanbul sana emanet / 24.02.2024
- Eğer milli paranız yoksa / 14.02.2024
- Milli Ekonomi Modeli'nde nüfus / 13.02.2024
- Bize kamburumuzu geri verin / 16.03.2024
- Emeklimsi / 05.03.2024
- Ne Ekrem, ne Murat, tek çözüm Cihan / 04.03.2024
- Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa / 02.03.2024
- 9 soru / 01.03.2024
- Ağızlıkları atmanın zamanı geldi / 25.02.2024
- Cihan, İstanbul sana emanet / 24.02.2024
- Eğer milli paranız yoksa / 14.02.2024
- Milli Ekonomi Modeli'nde nüfus / 13.02.2024