logo
25 NİSAN 2024

Bacasız fabrika: Futbol

1987 yılında 50 sektör arasında 23. sırada yer alan spor endüstrisinin 2017'de profesyonel anlamda 100 milyar, toplamda ise 600 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor
03.01.2018 00:00:00
İnsanlığın varlığı kadar eski olan spor kavramı, binlerce yıldır gelişerek, değişerek ve gittikçe küreselleşerek günümüzde birçok farklı açıdan incelenebilen bir endüstri haline gelmiştir.

Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması, geniş kitlelerin spora duyduğu ilginin artmasına, bu ilgi de beraberinde pazarlamadan, ekonomiye, turizmden yeni sektörlere kadar birçok spor dalını doğurmuştur. Özellikle 1980'li yıllardan sonra rekabetin artması, sporun geniş kitlelere ulaşmasıyla spor endüstrisi içerisinde birçok farklı bölümü de barındıran yeni bir biçime dönüşmüştür. Öyle ki, günümüzde sadece bir spor dalı, birçok ülkede kendi başına çok büyük ve karmaşık bir endüstri de oluşturmaktadır. Spor karşılaşmalarının çok büyük kitleler tarafından iletişim araçları vasıtasıyla dünyanın hemen hemen her yerinden izlenebilmesi, reklam ihtiyacı hisseden şirketler, firmalar için bulunmaz bir fırsat ortaya çıkarmıştır.

1994 Kış Olimpiyatları'nın 120, 1994 Dünya Kupası'nın 188, 1996 Yaz Olimpiyat Oyunları'nın 214 ülkede izlenmesi ve 1998 Dünya Kupası'nın dünya genelinde 3,7 milyar kişi tarafından ekran başından takip edilmesi sporun ne kadar büyük kitlelere ulaştığının da göstergesi olmuştur. Spor organizasyonlarındaki artış, spor pazarlaması ve spor ekonomisi gibi kavramları ortaya çıkarmıştır. Spor organizasyonlarının ve karşılaşmalarının dünya genelinde milyarlarca kişiye ulaşması spor endüstrisinde de ciddi büyümelere yol açmıştır. İngiliz yayın kuruluşu BBC, 1948 Olimpiyat Oyunları'nın televizyon yayın hakları için Uluslararası Olimpiyat Komitesine (IOC) 30 milyon dolar öderken, bu rakam 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda 895 milyon dolara, 2000 Sidney Olimpiyatları'nda ise 1,3 milyar dolara yükselmiştir. Özellikle ABD'de çok yaygın olarak izlenen Amerikan futbolunun (NFL) 8 yıllık (2014-2022) yayın ihalesi toplam 39 milyar 600 bin dolara satılmıştır. Yine dünyanın en çok izlenen organizasyonlarından Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi'nin (NBA) 9 yıllık yayın ihalesi (2016-2025) yıllık 2 milyar 600 bin, toplamda ise 24 milyar dolara neticelendirilmiştir.

Başta ABD ve Avrupa olmak üzere spor endüstrisi ülkelerin genel pazar payları içerisinde sürekli bir artış göstererek üst sıralarda yer almaktadırlar. Örneğin, 1987 yılında spor endüstrisi 50 sektör arasında 23. sırada yer alırken, 1995 yılında 152 milyar dolarlık pazar payıyla 11. sıraya yükselmiştir. Günümüzde ise spor endüstrisinin 100 milyar dolara yaklaşan büyüklüğü, 130 ülkenin milli gelirinden daha fazla. Spor malzemeleri, lisanslı ürünler, sağlık ve fitness merkezlerinin potansiyelleri de dikkate alındığında, spor endüstrisinin toplam büyüklüğünün dünyada 600 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor.

Futbol dışında spesifik bazı spor branşları dikkate alındığında bile spor endüstrisinin büyüklüğünün geldiği nokta daha iyi anlaşılıyor. Örneğin geçen yıl ağustos ayında Las Vegas'ın ev sahipliği yaptığı boks organizasyonunun yayın hakları 500 milyon doları bulurken, ringden galip ayrılan Floyd Mayweather'ın ise 300 milyon dolarlık gelir elde ettiği basına yansıdı.

ABD başta olmak üzere dünyada birçok sporseveri ekran başına çeken Super Bowl etkinliği, her yıl rekor kıran reklam gelirleriyle de gündemden düşmüyor. Amerikan Futbolu Ligi'nde geçen yıl New England Patriots ile Atlanta Falcons arasında oynanan Super Bowl maçında 385 milyon dolarlık reklam gelirine ulaşıldı. Tek kadınlarda 23 grand slam şampiyonluğu yaşayan ABD'li tenisçi Serena Williams, başarıları kadar kazancıyla da gündeme gelen isimlerden biri oldu. Hamile olmasına karşın son Avustralya Açık'ta mücadele eden ve şampiyonluğa ulaşan Williams, geçen yılın büyük bölümünde kortlarda aktif olarak yer almasa da Haziran 2016-Haziran 2017 arasında 27 milyon dolar ödül parası aldı.

Burada altı çizilmesi gereken bir nokta, televizyon yayınlarıyla spor endüstrisinin paralel bir büyüme çizgisine sahip olmalarıdır. Dünyada sporun televizyonlarda yaygın bir şekilde yayınlanmasının ardından spor endüstrisi de ciddi gelişim göstermeye başlamıştır. 
Spora aktarılan paranın artmasıyla dernek statüsünde olan kulüpler zamanla şirketleşme sürecine girmişler, reklam, sponsorluk, yayın hakları ürün satışları vs. gibi alanlarda ciddi rakamlar ortaya konmuştur.

Futbol endüstrisi

Spor endüstrisi konusunda üzerinde durulması hatta ayrı bir başlık altında değerlendirilmesi gereken en önemli hususlardan biri de futboldur. Özellikle Avrupa'da büyük izleyici kitlelerini peşinden sürükleyen ardından tüm dünyanın en çok rağbet gören spor etkinliği olan futbol, spor endüstrisinin de cazibe merkezi konumundadır.  20. yüzyılın başlarında mütevazı ve kendi yağında kavrulan futbol kulüpleri, günümüzde milyar dolarları dahi bulan bütçeleriyle dünyanın en büyük şirketleri haline dönüşmüşlerdir. Spor endüstrisi içinde artık her futbol kulübü birer marka haline dönüşmüştür.

İngiltere Premier Lig'in yıllık televizyon geliri 1 milyar avrodan fazladır. 2016 yılının şubat ayında SKY Sports ve BT Sports'un Premier Lig'in yayın hakları için 3 sezon boyunca ödeyeceği miktar 6,9 milyar avro olarak açıklanmıştır. Halbuki, 1992-1997 sezonları yayın hakları için 257 milyon avro ödenmişti. Bu rakam 1997-2001 ihalesinde 900 milyona, 2001-2004'te 1 milyar 600 milyon avroya, 2007-2010'da 2 milyar 300 milyona, 2010-2013'te 2 milyar 400 milyon avroya, 2013-2016'da ise 4 milyar avroya çıkmıştı. Dünyada ciddi ivme kazanan spor endüstrisi, ülkemizde de azımsanamayacak gelişmeler göstermektedir. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de spor ekonomisinin lokomotifi konumunda futbol bulunmaktadır.

Şirketleşen futbol kulüpleri, sponsorluk sözleşmeleri, lisanslı ürün satımı, televizyon yayın hakları vs. gibi konularda Türkiye'de son dönemde ciddi artışlar sağlanmıştır. 60 civarında spor federasyonu, 6 milyondan fazla lisanslı sporcu sayısıyla önemli bir potansiyeli barındıran Türkiye'de henüz istenilen seviyede olmasa da hemen hemen her spor branşında ciddi ekonomik gelişmeler yaşanmaktadır. Örneğin, 1996 yılından beri havuz sistemi üzerinden pazarlanan ve aynı yıl, 45 milyon dolar bedelle 3 yıllık sözleşme karşılığında Cine5'e verilen Türkiye Birinci Futbol Ligi'nin (Şimdiki Süper Lig) yayın hakları, 1999-2000 sezonunda 120 milyon 500 bin dolara 2 yıllığına Teleon'un olmuştur. 2000-2001 sezonunun devre arasında feshedilen sözleşme, yeni ihale ile Digiturk şirketine geçmiştir. Bu kurum, son yapılan ihale sonunda 2017-18 sezonundan başlayarak 2021-22 sezonuna kadar 435 milyon dolar (361 milyon avro) ödeyecek. Yani ligin yayın hakları açısından değeri 20 yıl içerisinde 10 kata yakın artmıştır.

Denetim, vergi, danışmanlık hizmetleri sunan ve 150'den fazla ülkede faaliyet gösteren uluslararası KPMG Football Benchmark'ın 2016 yılı değerlendirmesine göre, Türkiye'deki Süper Lig, 360 milyon avroluk yayın geliri ile Hollanda, Polonya ve Portekiz liglerini geride bırakmasıyla dikkati çekiyor. Avrupa'nın en önemli liglerinin yer aldığı karşılaştırmada Süper Lig'in; İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya ve Fransa'dan sonra en çok maç yayını geliri elde eden 6'ncı lig olduğu ortaya çıktı. Avrupa'nın en önemli 5 liginde ise maç yayınları için ciddi rakamlar veriliyor. İngiltere Premier Lig'in 1 yıllık yayın hakkı için kulüplere 2,4 milyar avro ödeniyor.

Lionel Messi ile Cristiano Ronaldo gibi iki dünya yıldızının rekabetine sahne olan İspanya ligi (La Liga) de yıllık 983 milyon avroluk bir anlaşma sonucunda izleyicilere ulaşırken, İtalya ligi (Serie A) ise yeni sözleşme çerçevesinde 945 milyon avro karşılığında yayınlanıyor. Fransa liginin (Ligue 1) değeri 727 milyon avro olurken, Almanya liginin (Bundesliga) yayın hakları için 628 milyon avro ödeniyor.

Türk futbol takımları da büyüyor

Yine, "KPMG Football Benchmark" ekibinin hazırladığı "Avrupa Eliti 2017-Futbol Kulüpleri Değerlendirme Raporu" ile Avrupa'nın ekonomik anlamda önde gelen takımları listelendi. Türkiye'den Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin yer aldığı raporda, Süper Lig'in en değerli kulübü olarak sarı-kırmızılılar gösterildi. Değeri 377 milyon avro olarak belirlenen Galatasaray'ı, 349 milyon avroyla Fenerbahçe izledi. Listeye bu sene giren son iki yılın şampiyonu Beşiktaş'a ise 219 milyon avro değer biçildi. Türk kulüplerinin toplam değeri ise 945 milyon avro olarak tespit edildi.

Araştırmada, listenin ilk sırasını 3 milyar 95 milyonluk değeriyle Manchester United aldı. İngiliz ekibi önemli transferlerine rağmen yeşil sahalarda istediği başarıları yakalayamamasına karşın, en değerli kulüp olmasını bildi. İspanya Ligi şampiyonu Real Madrid 2 milyar 976 milyon avro ile listenin ikinci sırasında yer alırken bir başka İspanyol ekibi Barcelona ise 2 milyar 765 milyon avro ile en değerli üçüncü takım oldu.

Yatırımcıların futbola "duygusal" ilgisi

Son yıllarda özellikle futbolda yabancı yatırımcıların kulüp hisselerini satın almaları ve akabinde ciddi transfer ücretleriyle gündeme gelmeleri futbol endüstrisini farklı boyutlara taşımaya başladı. Özellikle İngiltere'de köklü futbol takımlarının Rus, ABD, Çin, Katar ya da Hint yatırımcılara satılması futbol ekonomisini de ciddi anlamda hareketlendirdi. Önceki yıllarda düşük bütçelerle transfer yapmaya çalışan takımlar, yeni yatırımcılarıyla birlikte dünyada popülaritesi ve buna bağlı bonservis bedelleri yüksek olan futbolcuları transfer ederek dikkatleri üzerlerine çekmeyi başardılar.

Öyle ki 2017 yaz transfer sezonunun en çok konuşulan ismi olan Brezilyalı futbolcu Neymar, Katarlı iş adamı Nasser Al-Khelaifi'nin sahibi olduğu Fransız devi Paris Saint- Germain (PSG) tarafından Barcelona'ya 220 milyon avro (yaklaşık 925 milyon lira) bonservis bedeli ödenerek transfer edildi. Böylece, PSG'nin 6 yıllık sözleşme imzaladığı Neymar, futbol tarihinin en fazla bonservis bedeli ödenerek gerçekleştirilen transferi oldu. Tabii bu durum beraberinde PSG'nin ekonomik olarak büyümesini de getirdi. Katarlı bir iş adamının yatırımı, siyasal ve sosyo-ekonomik anlamda da analize değer bir konu olarak gündemini korurken, dünya genelinde yabancı yatırımcıların futbol kulüplerine olan ilgisini de sorgulanır hale getiriyor. Yabancı yatırımcıların futbol kulüplerine olan ilgisi incelendiğinde İngiliz kulüplerinin çoğunlukta olması dikkati çekiyor. Körfez sermayesi olarak adlandırılan Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin yanı sıra köklü İngiliz takımlarında ABD ve Rus yatırımcılarla birlikte Hindistan, Çin, Malezya ve Singapur hissedarlarının da büyük payları bulunuyor. İngiliz takımlarının dışında, İspanya ligi ekiplerinden Malaga'nın Katarlı, Valencia'nın ise Singapurlu yatırımcılar tarafından yönetilmesi, ünlü İtalyan kulübü Milan'ın Çinli, Bari'nin ise Malezyalı iş adamları tarafından satın alınması küresel yatırımcıların futbola ilgisini gözler önüne seriyor.

Dünyanın en pahalı savunma oyuncusu

İngiltere Premier Lig ekiplerinden Liverpool, Southampton'ın Hollandalı stoperi 26 yaşındaki Virgil van Dijk'i 85 milyon avroya transfer etti. Bu rakam, bir savunma oyuncusu için ödenen en yüksek bonservis bedeli olarak futbol tarihine geçti. Bir önceki rekor ise bu sezon başında 57,5 milyon avro karşılığında Manchester City'ye giden Benjamin Mendy'ye aitti. Yani bir sezon tamamlanmadan İngiltere Premier Lig'de futbol tarihinin en pahalı iki savunma oyuncusu transferi. Tabii şimdilik...

Sonuç olarak milyar dolarlarla ifade edilen yayın ihaleleri, sadece bir futbolcuya ödenen yüz milyonlarca avroluk transfer bedelleri, reklam gelirleri, forma satışları, küresel çaptaki ekonomik getiriler, futbolu küresel yatırımcıların da ilgi odağı haline getirmiştir. Futbol, 1970'li yıllarda çamur sahalarda oynanan, mücadelenin, azmin, yokluğun, rekabetin olduğu bir spor dalı olmaktan, kitle iletişim araçlarının sosyal medyaya evrildiği günümüzde, milyarlarca insanın aynı anda izleyebildiği, yüz milyon avroluk isimlerin sahada top koşturduğu dünyanın en pahalı ve popüler sporu haline gelmiştir. Hatta ekonomik veriler göz önüne alındığında spor etkinliğinden ziyade bir yatırım aracı olarak görülmektedir.
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği

"Pendikspor F.Bahçe’ye haddini bilerek, G.Saray’a karşı ise açık oynadı"

Pendikspor'un şampiyonluk yarışında başa baş giden Galatasaray ve Fenerbahçe'ye karşı oynadığı oyun tartışma konusu oldu
24.04.2024 18:11:00 / Güncelleme: 24.04.2024 18:13:49
Ruhi Sarı
"Pendikspor F.Bahçe’ye haddini bilerek, G.Saray’a karşı ise açık oynadı"
"Pendikspor F.Bahçe’ye haddini bilerek, G.Saray’a karşı ise açık oynadı"
Küme düşme hattında bulunan ve bu sezon Süper Lig'de ilk kez boy gösteren Siltaş Yapı Pendikspor'un şampiyonluk mücadelesi veren Galatasaray ve Fenerbahçe karşılaşmalarındaki performansı futbol otoritelerince eleştirildi.

Fenerbahçe'ye karşı oyunu yere yatarak sık sık durdurduğu için eleştirilen kırmızı-beyazlılar, Galatasaray'a karşı ise sert savunma yapmasına rağmen 35. dakikadan sonra çözüldü.

Eski hakem Deniz Ateş Bitnel, Pendikspor'un oyun olarak olmasa da kadro olarak Süper Lig'de ilk 10 takım arasına girebileceğini belirterek, kırmızı-beyazlıların Fenerbahçe'ye karşı haddini bilerek, Galatasaray maçında da açık oynamayı tercih ettiğini söyledi.

"Bir tarafta 114, diğer taraftar 90 dakika maç izledik"

Bu oyun tarzının Galatasaray'ın ekmeğine yağ sürdüğünün altını çizen tecrübeli futbol adamı, iki maçı göz önünde bulundurduğunda şu çarpıcı tespitleri yaptı; "Galatasaray kendi sahasında kendine açık oynayan rakiplere karşı gol bulmadığı maç yok hatırladığım kadarıyla hatta minimum 2 ya da 3 gol atıyor. Bir yerde 114 dakika oynanmış maçta top 48 veya 50 dakika oyunda kalmış. Bir maç izledim 90 küsur dakikalık bir maçta 60 dakikaya yakın topun oyunda kaldığı bir maç izledim. Bir tarafta oynatmak istemeyen bir Pendikspor bir tarafta oynamak istemeyen Pendikspor vardı. Bu bir gerçek. Pendikspor eğer Fenerbahçe taktiğiyle sahaya çıksaydı oyunu kitleyebilir gol yemeden ilk yarıyı tamamlarsa kontra futboluyla ya da diğer hareketli futbolcularıyla golü bulabilecek pozisyonları bulurdu. Ama art arda iki gol yemeleri gardını iyice düşürdü daha açık oynamak zorunda bıraktı. Bundan sonra Galatasaray'ın kendi hataları olmazsa şampiyonluk yolunda çok büyük ihtimalle Fenerbahçe'nin önünde ligi tamamlayacak yani şampiyonluk şansı Fenerbahçe'ye göre yüzde 55 hatta % 58'lere çıktı diyebiliriz."

“İki VAR kararını geri al Fenerbahçe lige havlu atmıştı”

Sivasspor deplasmanında son dakika penaltısı ile şampiyonluk yarışında kritik 2 puan kaybeden Fenerbahçe, verilen karara isyan etti
24.04.2024 17:36:00
Ruhi Sarı
“İki VAR kararını geri al Fenerbahçe lige havlu atmıştı”
“İki VAR kararını geri al Fenerbahçe lige havlu atmıştı”
"Ben başkan olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmayacaklar, bu kadar olay neden bizim başımıza geliyor" diyerek isyan eden sarı-lacivertli kulübün başkanı Ali Koç, Sivasspor maçından sonra sessizliğe büründü.

Süper Lig'deki maçları yabancı hakemlerin yönetmesini savunan ve Sivasspor karşılaşmasında yabancı VAR hakeminin verdiği penaltı kararıyla şampiyonluk yarışında 2 puan kaybeden başkan Ali Koç'un yönetimindeki Fenerbahçe, artık ipleri ezeli rakibi Galatasaray'a kaptırdı.

Sezon başından bu yana geçen süreci değerlendiren eski futbolcu ve Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı Saffet Akyüz, Fenerbahçe'nin birçok stratejik hata yaptığını söyledi.

"Fenerbahçe bıraksın Galatasaray'ın rakiplerini"

Sarı-lacivertlilerin kendinden çok rakiplerle uğraştığını dile getiren Akyüz, "Fenerbahçe-Pendikspor maçını bir daha seyrettim. Hakemin penaltı verdiği pozisyonda büyük bir kaotik ortam var. İrfan Can'ın ceza alanının üstündeki pozisyonda kim kime vurmuş ayırt etmek mümkün değil. Çat penaltıyı verdi. Penaltıyı vermese Pendikspor bir puanı almıştı. Belki o bir puanla kümede kalacaktı Fenerbahçe de bugün havlu atacaktı. O yüzden Fenerbahçe bıraksın Galatasaray'ın rakiplerini. Pendikspor sıkmıyor yok, Samsun'da oyuncuları vardı falan yaklaşımlarını. O VAR'dan iki tane kararı geri al şu an zaten Fenerbahçe lige havlu atmıştı." ifadelerini kullandı.

“Barça başka bir hikaye”

Teknik direktörlük kariyerine Eyüpspor’u Süper Lig’e çıkartarak başlayan Arda Turan, çarpıcı açıklamalarda bulundu
24.04.2024 17:02:00
Haber Merkezi
“Barça başka bir hikaye”
“Barça başka bir hikaye”
Eyüpspor ile Trendyol 1. Lig'de şampiyon olan teknik direktör Arda Turan, La Gazzetta dello Sport'a konuştu. Teknik direktörlük kariyerinin ilk önemli zaferini kazandığını belirten Arda Turan, "Her anlamda özel. Benim için bu ilk önemli zafer. Harika bir şey başardık, önümüzdeki yıl Süper Lig'de oynamak heyecan verici olacak. Belirleyici maçtan önce takıma bir motivasyon konuşması yaptım ve onlara bütün bir yıl boyunca çalıştığımız şeyin peşinden gitmelerini söyledim. Al Pacino tarzı sözler ya da Diego Simeone, görüyorsunuz..." dedi.

"Simeone beni çok etkiledi"

Diego Simeone'nin maç konuşmalarının sorulması üzerine Turan, "Çok (gülüyor). Özellikle de kritik anlarda. O bir işkolik, çok şey isteyen ama size her şeyi geri verebilen bir lider. Uğruna kendini ateşe atabileceğin adamlardan biri. Real Madrid'e karşı oynadığımız Kral Kupası finalinden önce bir toplantıda bize Al Pacino'nun 'Every damn Sunday' filmindeki ünlü konuşmasını izlettiğini hatırlıyorum. Çıktık ve maçı savaşarak kazandık." ifadelerini kullandı. "Teknik direktörlük konusunda referans noktan Diego Simeone mi?" sorusuna cevap veren Arda Turan, "Beni kesinlikle çok etkiledi. Savunma aşamasından motivasyon yönüne kadar ama teşekkür ettiğim ve kendilerinden kavramlar ve öğretiler çalmaya çalıştığım pek çok kişi oldu. İki isim vermem gerekirse Fatih Terim ve Luis Enrique diyebilirim." şeklinde konuştu.

İspanya'da kendisini savunmaya ikna eden ismin Simeone olup olmadığı sorulan genç teknik adam, "Evet, doğru. Oyunu bir bütün olarak görmemi sağladı. Ve bana başarının mücadele, savaş ve acı çekerek de elde edilebileceğini öğretti. O da benim gibi düşündüğünü her zaman söyleyen tutkulu bir insan. Ya seveceğiniz ya da nefret edeceğiniz biri. Onunla iyi anlaşıyordum ama o kadar çok kavga ettik ki." dedi.

"Polis filmi tarzında imzaladım"

Atletico Madrid'de geçirdiği döneme değinen Arda Turan, "Sözleşmeyi büyük bir gizlilik içinde, bir arabanın içinde, polis filmi tarzında imzaladım. Unutulmaz yıllar geçirdim. Atletico Madrid'de olağanüstü bir kültür yarattık, Atletico'yu değiştirdik. Avrupa Ligi ve Avrupa Süper Kupası'nı kazandık. Tarihin en güçlü Real Madrid ve Barcelona takımlarına karşı La Liga şampiyonu olduk. Daha ne isteyebilirsiniz ki? Benim için her zaman eşsiz olan taraftarlardan da bahsetmek isterim." sözlerini sarf etti.

"Messi ile kahkaha attık"

Madrid'e gittiğinde Real'e bedava bile olsa gitmeyeceğini söylediğini hatırlatan Turan, "Ama Barça başka bir hikaye. Barcelona'yı izleyerek büyüdüm ve hep o seviyeye ulaşmayı hayal ettim. İster antrenman ister maç olsun, her seferinde ağzınızı açık bırakan oyuncular vardı." ifadelerini kullandı. Barcelona'dan takım arkadaşı Lionel Messi'yle bir anısı anlatan Arda Turan şöyle konuştu: "Söylenecek çok fazla şey var.... Messi bir uzaylıydı, en zor şeyleri yaptığı basitlikle sizi suskun bırakırdı. Benim özel bir anım var. Sevilla'ya karşı oynanan Süper Kupa finalinde iki gol atmış ve bir asist yapmıştım. Maçın adamı olduğumu açıkladıklarında Messi'ye baktım ve sadece başını salladığında ödülü almaya gittim. Sonra bir kahkaha patlattık. O bakışıyla sanki bana 'Git, bunu hak ettin' der gibiydi."

Soyunma odasındaki en iyi takım arkadaşının Neymar olduğunu dile getiren Arda Turan; Pique, Jordi Alba, Diego Costa, Griezmann gibi isimleri de bu gruba dahil etti.
En büyük hayal kırıklığının 2014'te kaybettikleri Şampiyonlar Ligi finali olduğunu dile getiren teknik adam, "Şüphesiz 2014 yılında Real Madrid'e karşı son dakikada kaybettiğimiz Şampiyonlar Ligi. Bitmişti. Çirkin bir hayal kırıklığıydı, toparlanmam uzun zaman aldı. Ayrılmak istediğimi söylemiyorum ama... Neyse ki sonrasında birçok başka tatmin yaşadık. Bir teknik direktör olarak, oyuncu olarak yaşadığım tüm başarıları ve daha fazlasını yaşamak istiyorum. Kendime herhangi bir sınır koymuyorum." dedi.

Teknik direktörlük hedeflerinden bahseden Arda Turan, "Kendimi Avrupa'ya açmak ve orada da başarılı olmak istiyorum. En iyi liglere gitmek ve değerimi kanıtlamak istiyorum. Bunun zaman alacağını biliyorum ama bu kesinlikle bir hedef." ifadelerini kullandı.

"Inter ve Milan ile temas kurdum"

İtalya'da çalışma ihtimali sorulan genç teknik adam, "Bu çok güzel olurdu, evet. İtalya'yı seviyorum. Çocukken Baggio'yu izleyerek futbola tutkuyla bağlanmıştım. Onun oyunlarını izlerken saatlerce büyülenirdim. Evde çoraplarımdan bir top yapar ve onu taklit etmeye çalışırdım. Bir başka idolüm de Del Piero'ydu. Onunla 2006'da Bergamo'da bir dostluk maçında tanıştım, çok gençtim ama ne heyecandı! Serie A'da oynamayı çok isterdim. Birkaç fırsatım oldu ama hiçbiri gerçekleşmedi." şeklinde konuştu.

Futbolculuk döneminde Inter ve Milan ile temas kurulduğunu aktaran Arda Turan, "Avrupa Süper Kupasını kazandıktan sonra Inter'den ilgi olduğunu biliyorum, daha sonra AC Milan'dan da sözlü teklifler aldım. Kim bilir, bir antrenör olarak bu bir olasılık haline gelebilir. Bunu kesinlikle çok isterim. Bunlar beni büyüleyen kulüpler ve İtalyan futbolu yükselişte. Hayatta asla asla deme." diyerek sözlerini noktaladı.

Devler Ligi'ne direkt katılım hakkını elde edemedik

Türkiye'yi, Avrupa kupalarında gelecek sezon 5 takım temsil edecek. Bu 5 kulübün oynanacağı tur sayısı da belli oldu
24.04.2024 16:10:00 / Güncelleme: 24.04.2024 17:00:53
Haber Merkezi
Devler Ligi'ne direkt katılım hakkını elde edemedik
Devler Ligi'ne direkt katılım hakkını elde edemedik
Trendyol Süper Lig'de heyecan kıyasıya devam ederken, temsilcilerimizin gelecek sezon Avrupa kupalarına hangi turlardan katılacağı da belli oldu.

Buna göre ipi göğüsleyecek takım, Şampiyonlar Ligi'ne play-off'tan girecek. Söz konusu kulüp, turu geçmesi durumunda adını gruplara yazdıracak.

Ligi ikinci sırada bitiren takım, Şampiyonlar Ligi'ne 2'nci eleme turundan başlayacak ve 3 tur atlarsa gruplara kalacak.

Türkiye Kupası şampiyonu Avrupa Ligi'ne play-off turundan girecek, turu geçmesi halinde grup aşamasında yer alacak.

Lig üçüncüsü Avrupa Ligi'ne 2'nci eleme turundan başlayacak ve gruplara kalması için 3 tur atlaması gerekecek.

Ligi dördüncü tamamlayan kulüp de Konferans ligine aynı şartlardan girecek.

3 takım elediği takdirde gruplara adını yazdıracak.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.