logo
18 NİSAN 2024

"Görüşmeye gelmiştim ama..."

Harry Kewell, gittiği her yerde sevilen biri olmayı başardı. Ancak sakatlıklar ve talihsizlikler, onu olabileceği en iyi oyuncu olmaktan alıkoydu
01.03.2016 00:00:00
Avustralyalı futbol efsanesi, bugünlerde Premier Lig ekiplerinden Watford'ın teknik ekibinde yer alıyor. Kewell, Londra'da Sine Büyüka ile buluştu ve Socrates'in Mart sayısında yer alan röportajında Türkiye günlerini, hedeflerini ve hayal kırıklıklarını anlattı...

Mustafa Denizli Galatasaray'da göreve geldiğinde sizin de yardımcılarından biri olabileceğiniz söyleniyordu. Herhangi bir teklif aldınız mı?
Dedikoduları sosyal medyada gördüm ama hayır, bana hiçbir teklif gelmedi. Gelse muhteşem olabilirdi, yapmayı çok isterdim ama dediğim gibi belki de henüz hazır değilimdir. İyi şeyler, beklemeyi bilenlerin karşısına çıkar. 

Bu cevaptan, böyle bir teklifi düşünmeye açık olduğunuzu anlayabiliyoruz...
Kesinlikle. Galatasaray, çok sevdiğim bir kulüp. Yeniden bir parçası olmayı çok isterim. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde taraftarı var. Muhtemelen Türkiye'nin en büyük kulübü ve Avrupa'nın da en büyüklerinden biri. Olmaması için bir neden göremiyorum.

"UZAKLARDAN BİR SES DUYDUM"
Galatasaray sizi Türkiye'de oynamaya nasıl ikna etmişti?
İlginç bir dönemdi, Liverpool'da zor günler geçiriyordum. Sakatlıklar yüzünden durumum iyiye gitmiyordu. Birkaç Premier Lig takımından teklif almıştım. Eşimle konuştum ve İngiltere'den ayrılmanın kendimi yeniden bulmam için en iyisi olacağına karar verdik. Leeds ve Liverpool'daki ilk yıllarımda iyi oynuyordum ama sonrasında, sakatlıklar performansını çok etkiledi. Baskı hep üzerimdeydi ve başka bir ülkeye gidip farklı şeylerin tadını çıkarmanın iyi olacağını düşündüm. O zamanki menajerim Galatasaray'ın benim ilgilendiğini söyledi. Teklifi ilgi çekici buldum. Haldun (Üstünel) ile Paris'te görüşüp sohbet ettik. Gitmeden önce eşim bana "Anlaşmaya göz at, sonra karar vermeden önce tekrar konuşuruz" demişti. Ben de "Tamam, merak etme" demiştim. Haldun bana hangi numaralı formayı giymek istediğimi sordu. Ben de "Bilmiyorum, daha imza atıp atmayacağıma bile karar vermedim" dedim. Sonra aynı soruyu tekrar sordu, ben de menajerime bakıp Leeds yıllarındaki numaram olan 19'u söyledim. Ardından uçağa binip İstanbul'a gittik. Uçaktan inerken omzuma bir atkı koydular, ben hâlâ kendi kendime "Neden atkı verdiler ki? Sadece anlaşmayı gözden geçirmeye gidiyorum" diyordum. Havaalanında onlarca fotoğrafçı vardı, her yerden flaşlar patlıyordu. Herkes "Türkiye'ye ve İstanbul'a hoş geldin!" diyordu, ben de teşekkür ediyordum. İnanılmaz bir şeydi. Sonra uzaklardan bir ses duymaya başladım ve sese doğru yaklaştıkça, orada bekleyen ve benim için tezahürat yapan binlerce taraftarı gördüm.


Kararınızı etkiledi mi bunlar?
Beni ikna eden şey o oldu sanırım. Otele gittiğimde sanki beni köşeye sıkıştırdılar gibi hissettim ama sonra gidip sözleşmeyi imzaladım. Eşimle bile konuşmamıştım, imza attıktan sonra arayıp "İmzaladım, haber vermek için aradım" dedim.

Arda Turan, Lincoln ve Milan Baros ile çok iyi bir dörtlü oluşturmuştunuz ama sonra performansınızda bir düşüş yaşandı. Sebebi neydi?
Antrenörümüz değişmişti. Çok iyi bir başlangıç yapmıştık ve Milan'la yeniden birlikte oynamak çok zevkliydi. Lincoln zaten yıldız bir oyuncuydu. Arda'nın da şu an olduğu oyuncuya dönüşümünü görmek çok özeldi. Ancak sanırım şöyle oldu; şampiyonluk dışında bir sonucu kabul etmeyen kulüplerde oynamak zordur ve bazen bir fırsatı elinizden kaçırdığınızda ikincisi gelmeyebilir. Bilemiyorum. Ligin ikinci yarısında adeta donduk kaldık. Yazık oldu. O noktaya gelebilmek için gerçekten çok çalışmıştık ama bir şekilde olmadı işte.

"TÜRK OYUNCULAR ÇOK ÇALIŞMAMIZDAN HOŞNUT DEĞİLDİ"
Galatasaray'la ilgili merak edilen şeylerden biri de takımda yerli ve yabancı futbolcular arasında uzun zamandan beri süregelen bir gruplaşma olup olmadığı... Bu konuda ne söylersiniz?
Problem, yerli oyuncuların çoğunun bir sezon olsun yurt dışında forma giymemiş olması. Başka bir ülkede oynamanın getirdiği tecrübeye sahip değiller. Ben de yurt dışına ilk gittiğimde çok zorlandım ama alışmam gerektiğini biliyordum. Avrupa'da her şeyin bir düzeni var, Türkiye'de ise işler farklı yürüyor. Bunu olumsuz anlamda söylemiyorum. Avrupa'dan gelen oyuncular üst seviyelere ulaşmak için neler yapılması gerektiğinin daha çok farkında. En iyi liglerden bahsederken Premier Lig'i, Serie A'yı, Bundesliga'yı, La Liga'yı sayabilirsiniz ve bu liglerde oynayan futbolcular belli bir standarda sahiptir. Ama saygısızlık olarak algılamayın, diğerleri bu açıdan biraz daha rahat olabiliyor. Biz Türkiye'deyken kendimizi zorluyorduk ve kariyerlerinin tamamını orada geçiren tecrübeli yerli futbolcular bundan hoşnut değildi. Genç oyuncular ise benimle çalışmayı, neler yaptığımı görmeyi çok seviyordu. Futbolda egoların ne kadar yüksek olduğunu biliyorsunuz, bazen anlaşmazlıklar yaşanabiliyor. Yabancıların fazladan çalıştığını gören bazı yerli oyuncular o 'ekstra' çalışmayı yapmak istemezken bazıları size katılabiliyor. Bunu basit bir farklılık olarak görüyorum. Biraz da profesyonellik seviyesiyle ilgilidir belki.

8-0'lık Beşiktaş maçından dolayı, Liverpool Türkiye'de sempati kaybetti. Siz de o maçta sonradan oyuna girdiniz ve sahada olduğunuz sürede Liverpool üç gol daha attı. O maçtan bahseder misiniz biraz?
Futbol acımasız bir oyun. Gol atma şansınız varsa atmak zorundasınız, yoksa başkası atar. Beşiktaş'ın orada farklı kazanma şansı olsa bunu geri teper miydi? Bir takımı sahada mahvetmek gibi bir şansınız varsa bunu yaparsınız, yapmalısınız. Maçtan sonra da gidip rakibinizin elini sıkarsınız. Sonuçta bu bir oyun. Yenmek için oynarsınız, skor fark etmez. O gece vurduğumuz hemen her top kaleye girdi. Liverpool'daki başka maçlarımı hatırlıyorum; 20-30 şuttan sadece birinin kaleyi bulduğu da olmuştu... Kısacası, düşmanca bir yaklaşımımız yoktu. Şampiyonlar Ligi'nde sekiz gol atabiliyorsanız, atarsınız. Bunu kabul etmeyecek tek bir futbolcu bile tanımıyorum.
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Define ararken mağarayı çökerttiler
' Enflasyonun düşürülmesi öncelikli hedefimiz'
ABD'de Türkiye ekonomisini anlattı
3 ilçede okullar tatil edildi
Tokat depremle sarsıldı
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
'Almanya bizi kıskanıyor mu' dediniz?
Türkiye enflasyonda Nijerya'yı ikiye katladı
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
3 kişinin cansız bedenine ulaşıldı
Define ararken mağarayı çökerttiler
' Enflasyonun düşürülmesi öncelikli hedefimiz'
ABD'de Türkiye ekonomisini anlattı
3 ilçede okullar tatil edildi
Tokat depremle sarsıldı
Katil İsrail'de siyasi kriz
'Savaş Kabinesi feshedilsin'
Öyle büyük bir bela ki
Kansere yakalanma oranını katlıyor
Hayır çeşmesi yaparken toprak kaydı
2 kişi hayatını kaybetti
Çinlilerden 5G çıkarması
Teknoloji avcıları İstanbul'da buluşacak
'Almanya bizi kıskanıyor mu' dediniz?
Türkiye enflasyonda Nijerya'yı ikiye katladı

Gisdol hataya düşmek istemiyor

Samsunspor, Adana Demirspor maçından zaferle ayrılmak istiyor 
18.04.2024 15:00:00
Anadolu Ajansı
Gisdol hataya düşmek istemiyor
Gisdol hataya düşmek istemiyor

Trendyol Süper Lig ekiplerinden Yılport Samsunspor, 20 Nisan Cumartesi günü sahasında Yukatel Adana Demirspor ile yapacağı maçı kazanmak istiyor.

Samsunspor'un teknik direktörü Markus Gisdol, Nuri Asan Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, Adana Demirspor maçını değerlendirdi. Adana Demirspor maçını kazanmak istediklerini vurgulayan Gisdol, şunları dile getirdi: "Cumartesi güçlü bir rakip bekliyorum. Zor bir karşılaşma olacağını düşüyorum. Adana Demirspor'un son haftalarda aldıkları başarılı sonuçlar var. Bireysel anlamda çok iyi oyunculardan kurulu bir takım. Özellikle Balotelli, Nani yaşları biraz ileri olmuş olabilir ama hala çok etkili oynuyorlar. Ofansif olarak kanat oyuncuları çok iyi. Dikkatli olmamız gereken bir karşılaşma olacak. Taraflarımız bize her zamanki gibi cumartesi de desteğini gösterecektir. Biz de takım olarak elimizden gelenin en iyisini yapıp puan ve puanlar almaya çalışacağız. Ya kazanacağız ya da kaybetmeyeceğiz. Her zaman bütün maçlara bu şekilde bakmamız gerekiyor. Ama biz bu maçı kazanmak istiyoruz."

Takımın geldiği durumun iyi olduğunu, rehavete kapılmadan bunu sezon sonuna kadar devam ettirip ligi en iyi yerde bitirmek istediklerinin altını çizen Gisdol, "Geldiğimiz konum sebebiyle mutlu olmamız gerekiyor. Ama kesinlikle lig bizim için bitmedi. Ligin sonuna kadar savaşmaya devam edeceğiz. Oyucularımla aramda çok güzel bir iletişim var. Bunu sezon sonuna kadar devam ettirip, ligi en iyi yerde bitirmeye çalışacağız." ifadelerini kullandı.

Gelecek sezonun sözleşmesiyle ilgili soruya ise Gisdol, "Şu an odaklanmam takımın başarısı üzerine. Ligin son maçına kadar devam edecek. Bu hataya düşmememiz gerekiyor. Önemli olan takım ve takımın başarısı ve alacağımız sonuçlar. En önemli durum takımın ligde kalması. Ve o hedefimize ulaşmak istiyoruz. Şu an tek odak noktamız takımın başarısı." yanıtını verdi. AA

Şekip Mosturoğlu'nu adaylık heyecanı sardı

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkan adayı Mosturoğlu, basın mensupları ve üyelerle buluştu
18.04.2024 14:20:00
Anadolu Ajansı
Şekip Mosturoğlu'nu adaylık heyecanı sardı
Şekip Mosturoğlu'nu adaylık heyecanı sardı

Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkan adayı Şekip Mosturoğlu, basın mensupları ve üyelerle bir araya geldi.

Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirilen organizasyonda açıklamada bulunan Mosturoğlu, kürsüye çıktığı anda çok heyecanlandığını belirterek, "1000'in üzerinde duruşmaya girmişimdir, bugünkü kadar heyecanlandığım bir anı hatırlamıyorum." ifadelerini kullandı. Namağlup şekilde ING Kadınlar Basketbol Süper Ligi'ni şampiyon tamamlayan Fenerbahçe Alagöz Holding kadın basketbol takımını tebrik ederek sözlerine başlayan Mosturoğlu, aynı zamanda 2013 yılında hayatını kaybeden sarı-lacivertli kulübün eski genel müdürü Serkan Acar'ı da ölüm yıl dönümünde rahmetle andı.

Fenerbahçe Kulübünün 70 binin üzerinde üyesinin olduğunu ancak buna karşın kulüpçülük anlayışının zayıfladığını dile getiren Mosturoğlu, "Geçmişte bireysel iletişimle sağlanan kulüp iletişimi, bugün sağlanamıyor. Son yıllarda değerli insanlardan oluşan yüksek divan kurulunun varlığına rağmen bu büyüklüğün konsolide edilemediğini, etkin olarak kulüp yönetiminde yer almadığını düşünüyorum." diye konuştu.

"Yöneticilik dönemimde pek çok kupa, madalya kazandık"

2018 yılında yönetimden ayrılmalarına karşın kulüple ilişkilerinin her zaman devam ettiğini anlatan Mosturoğlu, şunları söyledi: "Avukatlık yıllarımın başında kulübe üye olduğumda, bu kulüpte 12 yıl yöneticilik yapacağım aklımın ucundan dahi geçmiyordu. Sonrasında TFF'de ve UEFA'da görev yaptım. Bu süreç beni TFF Başkan Vekili görevine kadar götürdü. Bu da ayrı bir gurur vesilesi oldu benim için. Bizim gibi kulüplerde 100. yılda yönetici olmak büyük bir gururdu. Biz 100. yılda şampiyon olduk. Her camiaya nasip olmuyor, bize nasip oldu. Cemil abinin formasını giyme hayaliyle başlayan Fenerbahçe rüyası, 100. yılda yönetici olarak kupa kaldırmakla devam etti. Bundan büyük gurur duydum. Çok onurlu görevler yaptım, bu görevler içinde çok takdir edildim. Yöneticilik dönemimde pek çok kupa, madalya kazandık. Ancak hayatım boyunca unutmayacağım, aile fertlerime büyük bir miras olarak devredeceğim bir şey var, o da 2010-2011 şampiyonluk madalyası. 2010-2011 şampiyonluk madalyasını tüm camiamız adına saklıyorum."

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulunun çok önemli bir yapı olduğunun da altını çizen Mosturoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu, Fenerbahçe'nin de ötesinde Türk sporunun kaptan köşküdür. Bu kurul şu anda 5 bin üyeden oluşuyor. Üyelerimizin aileleriyle birlikte 15 bin kişilik bir topluluğuz. Ancak son yıllarda divan kurulunun ve üyelerin potansiyelinin değerlendirilemediğini, büyük bir iletişim eksikliği olduğunu görüyorum. Buraya 3 ayda bir toplantıya geliyoruz, kısıtlı bir zaman içinde konuşmaya çalışıyoruz. Divan kurulu toplantıları, divanın ve kurul üyelerinin kamuoyuna yansıdığı yüzüdür. Biz divan kurulunun Fenerbahçe'ye değil, Türk sporuna önderlik edeceğine inanıyoruz. Buradan Türk sporunun gelişimi için fikirler üretileceğine inanıyoruz." AA

Derbinin tarihi açıklandı

Trendyol Süper Lig'de 34 ve 35'inci hafta maçlarının programı belli oldu
18.04.2024 14:00:00
Anadolu Ajansı
Derbinin tarihi açıklandı
Derbinin tarihi açıklandı

Futbolda Trendyol Süper Lig'in 34 ve 35'inci hafta maçlarının programı belirlendi.

Türkiye Futbol Federasyonundan yapılan açıklamaya göre ligin 34'üncü haftasındaki Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi, 27 Nisan Cumartesi günü oynanacak. Süper Lig'de 34 ve 35'inci hafta maçlarının programı şöyle:

34. hafta:

26 Nisan Cuma:

20.00 Yukatel Adana Demirspor-Galatasaray (Yeni Adana)

27 Nisan Cumartesi:

16.00 Kasımpaşa-Yılport Samsunspor (Recep Tayyip Erdoğan)

16.00 EMS Yapı Sivasspor-TÜMOSAN Konyaspor (BG Grup 4 Eylül)

19.00 Atakaş Hatayspor-RAMS Başakşehir (Mersin)

19.00 Fenerbahçe-Beşiktaş (Ülker)

28 Nisan Pazar:

16.00 Siltaş Yapı Pendikspor-Mondihome Kayserispor (Pendik)

16.00 Corendon Alanyaspor-İstanbulspor (Alanya Oba)

19.00 Çaykur Rizespor-MKE Ankaragücü (Çaykur Didi)

19.00 Trabzonspor-Gaziantep FK (Papara Park)

29 Nisan Pazartesi:

20.00 VavaCars Fatih Karagümrük-Bitexen Antalyaspor (Atatürk Olimpiyat)

35. hafta:

3 Mayıs Cuma:

20.00 MKE Ankaragücü-Corendon Alanyaspor (Eryaman)

20.00 Beşiktaş-Çaykur Rizespor (Tüpraş)

4 Mayıs Cumartesi:

16.00 İstanbulspor-Yukatel Adana Demirspor (Esenyurt Necmi Kadıoğlu)

19.00 Mondihome Kayserispor-VavaCars Fatih Karagümrük (RHG Enertürk Enerji)

19.00 Yılport Samsunspor-Trabzonspor (Samsun Yeni 19 Mayıs)

5 Mayıs Pazar:

16.00 RAMS Başakşehir-Kasımpaşa (Başakşehir Fatih Terim)

19.00 Gaziantep FK-Atakaş Hatayspor (Kalyon)

19.00 Galatasaray-EMS Yapı Sivasspor (RAMS Park)

6 Mayıs Pazartesi:

20.00 Bitexen Antalyaspor-Siltaş Yapı Pendikspor (Corendon Airlines Park Antalya)

20.00 TÜMOSAN Konyaspor-Fenerbahçe (MEDAŞ Konya Büyükşehir) AA

Shelvey Rizespor'da kalmak istiyor

Çaykur Rizespor'un İngiliz oyuncusu Jonjo Shelvey, liderliğin doğasında olduğunu belirterek, "Sahada her zaman en iyisini vermeye ve sorumluluk almaya çalışıyorum. Bu doğrultuda oynarken takım arkadaşlarım bana bu yolu açıyor." dedi
18.04.2024 13:30:00 / Güncelleme: 18.04.2024 14:19:48
AA
Shelvey Rizespor'da kalmak istiyor
Shelvey Rizespor'da kalmak istiyor
Shelvey, yaptığı açıklamada, Türkiye'de olmaktan büyük mutluluk duyduğunu, Rize'deki futbol ortamının çok değerli olduğunu söyledi. Deneyimli orta saha oyuncusu, Rize'ye uyum sağlamakta zorlanmadığını, genç ve dinamik bir takımda liderlik yapmanın kendisini mutlu ettiğini anlatarak, "Liderlik benim doğamda olan bir şey. Sahada her zaman en iyisini vermeye ve sorumluluk almaya çalışıyorum. Bu doğrultuda oynarken takım arkadaşlarım bana bu yolu açıyor. Birlikte çok güzel bir kimya oluşturduk. Başarıya giden yolda uyum çok değerli." diye konuştu.

"Genç oyuncuları bıraksanız bütün gün koşacaklar"

İngiliz oyuncu, genç bir takımda oynamanın kendisini heyecanlandırdığını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: "Genç oyuncuları bıraksanız bütün gün koşacaklar. Ne yazık ki ben yaştan dolayı fizik olarak o durumda değilim. Yıllar içerisinde edindiğim tecrübe ve oyunu öğrendiğim şekilde gördüklerimle onlara destek oluyorum. Top bizdeyken yönlendirme fırsatım oluyor. Benim yerime işin zor kısmını onlar yapıyor. Onlar daha çok koşup mücadele ediyor. Top rakibe geçtiğinde tecrübelerimle takım arkadaşlarımı yönlendirme fırsatım oluyor."

Birlikte çok güzel iş yaptıklarını dile getiren 32 yaşındaki Shelvey, "Genç oyuncular her zaman çok enerjik ve istekli oluyor. Biz de bunun karışımını yaptık. Maç öncesi ve içerisinde arkadaşlarıma söylediklerim oluyor. Bazısı bunu hoş görmeyebilir ama futbolun içinde bunlar oluyor. Günün sonunda bütün genç arkadaşlarım için tek dileğim, kariyerlerinden maksimumunu elde etmeleri." ifadelerini kullandı.

"Burada kalmaya çok açığım"

Shelvey, Avrupa yarışı içinde kalmaya çalıştıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Yarışa maç maç bakıyoruz. Sahada veya antrenmanda bu hedefi dillendirmiyoruz. Doğrusu bu. Önümüzde oynamamız gereken 6 maç var. Bu hedefe ancak maç maç bakarak ulaşabiliriz. Elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Ben buraya Çaykur Rizespor'u Avrupa kupalarına götürmek için geldim. Kendi bireysel hedefim buydu. Günün sonunda bu hedefe ulaşamazsak kendi adıma işimi doğru olarak yapamadığımı addedeceğim. Bunu başaramamış olarak göreceğim kendimi. Takım arkadaşlarımızın tek amacı bu hedefi başarmak."

Çaykur Rizespor'da iyi bir sezon geçirdiğini ve gelecek sezonla ilgili planlamasının şekillenmeye başladığını belirten Shelvey, şunları kaydetti: "Benim isteklerimi kulüp, onların isteklerini de ben biliyorum. Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Burada kalmaya çok açığım. Bu büyük kulüp için oynamaktan dolayı mutluyum ama günün sonunda iki tarafın çıkarları için hareket etmek gerekir. Kulübün neye ihtiyacı var? Kulüp nasıl bir gelecek planlıyor? İki tarafın da çıkarlarına göre hareket edilecektir. Eğer teklif gelirse oturur konuşuruz, burada olmaktan çok mutlu olurum."

Shelvey'den Semih Kılıçsoy'a övgü

Türkiye'de Fenerbahçe ve Galatasaray'da çok iyi genç oyuncular olduğunu anlatan Shelvey, "Son dönemde dikkatimi çeken Beşiktaş'ta Semih Kılıçsoy oldu. Böyle devam ederse çok iyi bir kariyeri olacağını düşünüyorum. Zaten fiziksel olarak Aguero'ya çok benziyor. Umarım iyi bir kariyeri olur. Bence çok iyi işler yapacaktır." dedi.

İngiltere ve Türkiye'deki şampiyonluk yarışını yakından takip ettiğine değinen oyuncu, "İngiltere'de Manchester City bir şekilde şampiyon olacaktır ama Türkiye'deki yarıştan çok emin değilim. İkisi de çok iyi ve büyük takımlar. Sezon sonuna kadar çok çekişmeli geçecektir. Kimin şampiyon olacağına dair net bir fikrim yok." diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.